Geçen hafta yayınlanan, “Herkes Eşit Elhamdülillah” başlıklı yazım epey ilgi uyandırdı. Bir bölüm okurum, “ben böyle eşitliğe...” derken, bir başka bölümü, durumdan memnuniyetlerini, bana yönelik “ben böyle yazara...” diye ifade ettiler.
Son 16 yıldır başımızdaki iktidar ve onu yöneten kimse(ler), Türkiye siyasal literatürüne başka bir veche, bir görünüm kazandırdılar.
Siyasal karşıtlarına ağızlarına geleni söyleme, hakaret, sövme, sonra da “öfke bir hitabet sanatıdır” gibi yavelerin arkasına sığınma olağan hale geldi.
İnsanoğlu bu; her şeye alışıyor…
“Memlekette ne kadar Omo, Persil, Tursil gibi deterjan varsa Haliç’e dökeceksin; sonra Tayyip Bey’i orada yıkayacaksın; gene de pisliğini temizleyemezsin” diyen Devlet Bey, bir zaman sonra O’nun kanatları altına giriveriyor…
Kimse yadırgamıyor!
Yukarıya aldığım alıntı bu beylerin birbirlerine söyledikleri sözlerin en edeplisi.
Başka sözleri de hatırlıyorum ama tekrar etmeye terbiyem elvermiyor.
Şimdi bu örnekten hareketle ve artık ülkemizde AKP’nin ve Tayyip Bey’in sayelerinde herkes eşit olduğu için  ben de bir karar verdim.
CHP üyesiyim...
Bundan böyle partime, onun seçilmiş yöneticilerine, böyle kötü sözler söyleyene ben de aynı şekilde karşılık vereceğim.
Öyle Muharrem Bey gibi “Testinin içinde ne varsa, ağzından o dökülür” gibi, kibar-kibar, “anlayana sivrisinek saz olur gibi davranmayacağım.
“O ayıp sözleri aynen kendisine iade ediyorum” gibi Meclis konuşma tarzı ile de konuşmayacağım.
Onlar ne diyorlarsa ben de aynen o kelimeleri onlar için söyleyeceğim.
Madem memlekette herkes eşit, bakalım ne olacak.
Bu bir deneme yazısıdır.
Geçen hafta Tayyip Bey’in bir açık hava mitinginde, binlerce kişinin önünde CHP için söylediklerini, aynı kelimeler ile onun partisi için söyleyeceğim.
“AKP tezektir, pisliktir, çöplüktür. Bunu tüm memleketi saran kokuşmuşluktan, ufunetten anlayabilirsiniz.”
Hadi bakalım.
Bu sözleri CHP için AKP Genel Başkanı söyleyince kimsenin kılı kıpırdamıyor.
CHP üyesi “gariban” bir “emekli doktor AKP için söyleyince ne oluyor, görelim…