AKP’nin seçim kumpasları başladı

Son zamanlarda görüyorsunuz ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan doğrudan doğruya CHP’ye saldırıyor. Corona salgınından söz ederken bile sözü evirip çeviriyor ve bir yerde başlıyor CHP’ye de genel başkanına da vuruşlara…

Bu yetmiyor elbette. Somut olaylar gerek ki etkisi olsun. İlk örnek Adana'nın Yüreğir İlçesi’nden geldi. CHP Yüreğir Gençlik Kolları Başkanı Eren Yıldırım kaymakamlığa bağlı Vefa Destek Grubu ekipleriyle kavga ettiği iddiasıyla göz altına alındı, ifadesinden sonra serbest bırakıldı ama devreye AKP Lideri Erdoğan girince tutuklandı.

Erdoğan, kaymakamın korumasınca silahla tehdit edilen Eren Yıldırım ve ailesini PKK teröristlerine benzeterek kışkırtmayı doruğa taşıdı.

Yeter mi yetmez elbette…

Bu kez İzmir’den haber geldi. İzmir’deki bazı camilerin hoparlörlerinden 20 Mayıs’ta ‘Çav Bella’ şarkısı çalınmıştı. Bu olayı sosyal medyada paylaşan eski CHP İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir tutuklandı.

21 Nisan 2019’da Ankara-Çubuk’ta Şehit cenazesinde CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun makam aracına kocaman bir taşla saldıran IŞİD zihniyetli o azgın kadına dokunuldu mu peki?

Makineli tüfeklerle gösteri yaparak AKP karşıtlarını öldüreceğini söyleyen terörist adaylarına dokunuyor mu bu yargı?

“Sadece bizim aile 50 kişiyi öldürecek!” diyen o provakatöre ne yaptı bu yargı?

Bütün plan, cami-ezan üstünden giderek CHP’yi kötü göstermek…

Ama yaşam gösteriyor ki şu CHP’liler şu AKP kurmaylarından bin kat daha fazla saygılıdır İslam dinine ve kurallarına. Çünkü CHP hiçbir zaman dini, camiyi, ezanı, namazı, orucu vatandaşı kandırarak oyunu almak için kullanmadı.

Din-iman, ezan-namaz nutukları atanların mal varlıklarındaki değişime bir bakın; bu gerçeği çok parlak biçimde görebilirsiniz.

2015 SEÇİMİNİ HATIRLAYIN

Ne yapılmak istendiğini anlamak istemeyenlere hatırlatalım:

AKP iktidarı 2005’ten 2015’e kadar tam 10 sene PKK’nın siyasal temsilcileriyle el altından görüşmeler yürüttü. Bunun bazısı Oslo’da olduğu üzere gizli, bazısı da

Dolmabahçe’de olduğu üzere açık yapıldı. AKP’nin iki numaralısı Bülent Arınç, “PKK bayrağı açmayı ve ‘Sayın Öcalan’ demeyi suç olmaktan çıkardık!” diyerek övündü. Diyarbakır’ı, AKP Valisi Efgan Ala, Kürdistan gösterdi. Habur’dan içeri törenle PKK’lılar alındı. Çok daha vahimi, Diyarbakır’dan Şırnak’a kadar her yerde silahlı PKK’lılar yollarda teftiş yaparken Erdoğan hükümeti, askerin PKK’ya doğrudan operasyon yapmasını engelleyen yasa çıkarttı. Bundan faydalanan PKK’lılar şehirlere hendekler kazar, evleri bombalarla doldururken polis ve istihbarat görmezden geldi.

Sonra 2015 Haziran seçimini AKP yitirdi.

İşte bunun üzerine birden bire silahlar-bombalar patlamaya başladı. 20 Temmuz 2015’te Şanlıurfa Suruç’te bombalı saldırıda 34 genç katledildi.

Hemen ardından 22 Temmuz’da Şanlıurfa Ceylanpınar’da 2 polis memurumuz şehit edildi.

Ve Erdoğan’ın PKK’ya karşı topyekun saldırısı böylece başlatıldı. Hendek savaşları, AKP’nin vatanı kurtarma mücadelesi gibi sunuldu. Ve bu yüzden Kasım başında yenilenen seçimde bazı vatandaşlar yeniden bu partiye oy verip onu yeniden iktidar yaptılar.

İşte son günlerde Van’da hükümetin yardım konvoyuna yapılan saldırıyı böyle okumak gerekiyor. Cami-ezan kışkırtmasını bu açıdan görmek gerekiyor.

CAMİLERE SAHİP ÇIKMASI GEREKEN KİM?

Camiler, Diyanet İşleri’nin yönetimindedir. Buradaki her türlü olumsuz işten sorumlu olan Diyanet ve dolayısıyla da AKP hükümetidir. Eğer camilerde Çav Bella şarkısı okunmuşsa suçlu Diyanet’tir. Çünkü yönettiği ibadethaneye sahip çıkamamaktadır.

Veya bu Çav Bella işi, Diyanet’in katkısıyla kotarılmış bir kışkırtmadır.

Ey Diyanet Reisi Ali Erbaş, cevap ver! Nasıl oluyor senin yönetimindeki camilere birileri girip orada türkü söyleyebiliyor?

EZAN KONUSU

Artık bir konuyu tartışmalıyız: Camilerdeki müezzinler veya imamlar neden minareye çıkıp da ezanı oradan bizzat okumazlar?

İslam bilginleri ezanın ezgi gibi okunmasını mekruh ilan etmişlerdir. Buna karşın bugün ezanın gazel okur gibi okunduğu ortada… Minberde mikrofon, cami içinde hoparlör… Ve ayrıca her minarede 8 dev hoparlör. Ezan okunmuyor sanki ses bombası atılıyor gibi…

Kimse bu yazdıklarımı dine saygısızlık gibi göstermeye kalkışmasın. Dine asıl saygısızlık, ezanı eğip bükerek, alçaltıp yükselterek gazel okur gibi okutmaktır. Zaten bu durumun yanlışlığını günümüzün iman ve vicdan sahibi ilahiyatçıları da dile getiriyorlar. AKP’li kimi okumuşlardan da bu günkü ezan okunuşuna itirazların geldiğini basında okuduk.

Aynı durumu Kuran okumalarında da görüyoruz.

Bunların hiçbirisi, bu dini getiren Hz. Muhammet döneminde yoktu. Dini, üstad Mehmet Akif’in deyişiyle “maskaraya çevirenler”, bidat ehli olarak dün olduğu üzere bugün de icra-yı sanat eyliyorlar.

Yazıklar olsun İslam’ın ana değerleriyle oynayan uydurukçulara…

Umarım akıl ve vicdan sahibi Müslümanlar, cami-ezan üstünden oynanan bu siyasal oyunun farkına varırlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar