Algı yönetimi

Amerikan ordusunun hadsizliğini örtmek için oluşturduğu, toplumu yanıltma yoluyla kendini aklama şekline "Algı Yönetimi" denir.

O kadar başarılı olmuştur ki pazarlama stratejisi olarak da kullanılır olmuştur.

Algıyı yönetmenin çeşitli yolları vardır!

Mesela;

Başkalarının O'nun için hazırladığı dikta desenli koltuğuna ahtapot misali sarılmış Cumhurbaşkanı komşu ülkeye bakan düzeyinde bir propagandacı gönderir.

Bakan, özellikle kadın ve özellikle türbanlıdır.

Komşu ülke bunu fark eder ve Bakan dâhil tüm şürekâsını sınır dışı eder.

Türbanlı kadın Bakan ve yanına oturttuğu çember sakallı, kravat düşmanı diğer erkek Bakan basın toplantısı yapar ve;

"Hollanda'da acı bir gece yaşadık. Maslahatgüzarımız gözaltına alındı. Korumalarım ve danışmanım beş kişilik ekibim gözaltına alındı. Polisler eşliğinde Almanya sınırındaki polis merkezine götürüldük ve 1,5 saat burada bekletildik. Kaba ve sert bir muameleye maruz kaldık" der.

Bu olanların üzerine komşu ülkelerde çalışan gurbet işçileri gaza gelir ve olaylar olaylar...

Tüm bu senaryo, referandumda gurbetçilerden "evet" oyu almak için planlanmış bir algı yönetimidir.

Ve ne yazık ki çok azımız bunu fark etmektedir.

İçtiğimiz süte varıncaya kadar algımıza ayar çekilen bir dünyada yaşarken, nasıl ve kimler tarafından yönetileceğimizi seçme özgürlüğümüz olabilir mi?

Son tahlilde;

Türkücülerin siyaset ve haber programı yaptığı, doğruları yazan köşe yazarlarına hakaret ettikleri noktadayız!

Günümüzde insanlık görevi adına canını hiçe sayıp halkı uyandırmaya çalışan herkes vatan hainidir!

Uyanmak istemeyen halkı zorla uyandırmaya çalışan vatan hainlerinin tüm çabaları boşunadır!

İşte, bu da başka bir algı yönetimidir!

Ve ne yazık ki çoğumuz bunu hak etmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar