Bakan 'enerji fiyatları düşecek' diyor, İBB toplu taşımaya zam yapıyor

Dün güne yine bir zam haberiyle başladık. 1 Ocak’tan itibaren zaten otomatiğe başlanmış şekilde ekmekten sigaraya, vergilerden elektriğe neredeyse tüm tüketim mallarına zam gelmişti. Dün de İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), toplu taşıma ücretlerine zam yaptı. Pazar günü geçerli olacak yeni fiyata göre, tam bilet 2,30 TL, öğrenci 1,15 TL, indirimli 1,65 TL oldu. Aylık mavi kart ise 185 liraya çıktı. Bu ülkede asgari ücret 1.300 TL ile 1.370 TL arasında değişiyor. Yani İstanbul’da yaşayan bir kişi, aylık mavi kartla işine gidip gelirse aylık ücretinin yüzde 15’ini ulaştırmaya harcamak zorunda.

Dünyanın birçok ülkesinde bulundum, başkentlerini ziyaret ettim, her gittiğim yerde de toplu taşımayı kullanmaya özen gösterdim. İstanbul kadar toplu ulaşımın pahalı olduğu başka bir kente rastlamadım. Özellikle “aktarma” adı verilen “soyguna” dikkat çekmek istiyorum. Londra, New York, Paris gibi dünya başkentlerinde hiçbir vatandaş aktarma adı altında ek bilet ücreti ödemiyor. Örneğin Londra’da tüm şehri kapsayan çok sayıda metro hattı var. Şehri, kartınızı bir kez kullanarak dolaşmanız mümkün. Oysa biz de Kabataş’tan ‘otobüsten daha yavaş ilerleyen’ hafif raylı metroya bindiniz ve havalimanına gideceksiniz diyelim. Zeytinburnu’nda aktarma yapmanız gerekiyor, İBB sizden yine bilet parası alıyor. Aynı durum neredeyse tüm metro bağlantılarında geçerli, Kadıköy metrosundan inip Marmaray’a da binmek için yeniden ücret ödemek zorundasınız.

Toplu taşımayı sosyal bir hizmet olarak görmeyip “para” kazanma mantığıyla yönetirseniz neredeyse her durakta vatandaştan bilet parası istemeye kadar götürebilirsiniz bu işi… Metrobüsü bile ‘lüks’ saydığı için bilet fiyatlarını diğer otobüslerden daha pahalı yapıyor. Bizim İBB’nin de mantığı “para” kazanmak, bu nedenle sürekli bilet fiyatlarını artırken hizmet kalitesini ikinci plana itiyor. Neredeyse her hafta metrobüs hatlarında şoförden kaynaklanan kazalar yaşanıyor. Düşünün dümdüz bir yol, sadece tek bir araca ayrılmış. Ne sollama yapmanız gerekiyor ne trafik ışığı var, bu yolda bile bizim ‘lüks’ metrobüs şoförleri sık sık yaralanmalı hatta ölümlü kazalar yapabiliyor.

İETT’nin zammının ardından taksi ve minibüsçüler de ‘bizim de zam yapmamız lazım’ demeye başladılar. Yakında diğer taşıma ücretlerine de zam gelirse şaşırmayın.

Şimdi konunun Enerji Bakanı ile ilgili kısmına gelelim. Biliyorsunuz dünyada petrol fiyatları yaklaşık bir yıldır çok hızlı bir şekilde düşüyor. Geçen yıl 100 dolar olan fiyatları bugün 40 dolarların altına inmiş durumda. Bu durumda Türkiye’de de akaryakıt fiyatlarının düşmesi gerekiyor değil mi? Normalde olması gereken bu… Ancak fiyatlar düşmediği gibi sürekli yükseliyor. Önceki gün Enerji Bakanı Berat Albayrak, gazetecilerin bu konudaki sorularıyla karşılaşıp “Enerji maliyetlerini düşürmek için çalışmalara başladık” dedi. Bu haber, birkaç gün boyunca medyada “vatandaşa müjde” başlığıyla verildi. Enerji Bakanlığı’nın maliyetleri düşüreceğiz açıklamasının hemen ardından İBB’nin fiyat artırması nasıl bir yaklaşımın sonucudur bilemiyorum. Belki de hükümetin bugüne kadar sürekli “yapacağız, değiştireceğiz” deyip hiçbir adım atmaması, halkın da kılını kıpırdatmamasından alınan güçtür?

Önceki ve Sonraki Yazılar