BİR KENT, BİR DİRENİŞ, 29 EKİM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İzmir’in Aliağa ilçesi, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarına ev sahipliği yapan bölgeler arasında; petrokimya, gemi söküm, enerji, demir-çelik sektörlerinde faaliyet yürüten kuruluşlar ile birlikte önemli potansiyele sahip bir limana da sahip.

Hal böyle olunca Aliağa’da geçmişten beri önemli işçi hareketleri de meydana geldi. Petkim ve Tüpraş başta olmak üzere ilçede bulunan birçok sanayi tesisi en azından bir direnişe şahit olmuştur. Bu durum kentte de bazı izler bırakmıştır. Mesela şehir merkezinden Petkim tesislerine giderken adını 1970 yılında Aliağa’da öldürülen Yapı-İş Sendikası Başkanı Necmettin Giritlioğlu’ndan alan caddeden geçersiniz. Adını 1997 yılında kaybettiğimiz Cumhuriyet Gazetesi’nin emek yazıları ile hatırlanan yazarı Mustafa Ekmekçi’den alan meydan etrafındaki dükkanlarda birçok ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Petrol-İş Sendikası lokalinde bir şeyler içebilir, konferans salonundaki etkinlikleri takip edebilirsiniz.

Bugünlerde ise Aliağa’da kentin belleğine şimdiden iz bırakan önemli gelişmeler yaşanıyor. MHP’li Serkan Acar 2. kez belediye başkanı seçilmesiyle birlikte ‘tasarruf’ tedbirleri almış, teknolojik gelişmelere bağlı olarak iş gücüne eskisi kadar ihtiyaç kalmadığını gerekçe göstererek de 900 çalışanlı belediyenin 250 çalışanını işten çıkarmış. Genel-İş Sendikası’na bağlı işçiler de Aliağa Demokrasi Meydanı’nda bir çadır kurarak direnişe geçtiler. Bugünlerde 170. gününü geçen direniş şimdiden Aliağa’nın sanırım en uzun soluklu direnişi oldu bile. Ancak direnişin etkisi, uzunluğundan da öte…

13 Eylül, Aliağa’nın kurtuluş günü. Yıllardır bir avuç insanın ısrarıyla bir etkinlik gerçekleşiyordu ancak bu yıl Atatürkçü Düşünce Derneği’nin daha büyük bir organizasyon hazırlaması ile günün önemine daha çok yakışır bir hal aldı kutlamalar. Belediye ve kaymakamlığın katılmadığı bu etkinlikte en önde kırmızı önlükleri ile Aliağa Belediyesi işçileri vardı mesela. Kurtuluş Günü’nde Aliağa’ya ADD ile birlikte Aliağa Belediyesi İşçileri sahip çıktı.

Aliağa’nın önemli geleneklerinden biri olan ancak belediye başkanlığını MHP kazandığından beri gerçekleşmeyen Aliağa Emek ve Barış Şenlikleri de 6 yıl sonra merkezinde Aliağa Belediyesi İşçileri’nin olduğu demokratik kitle örgütlerinin desteği ile gerçekleşti. Şenlik boyunca Aliağa Belediyesi Direniş Çadırı, Aliağa tarihinin en önemli kültür merkezine kavuşarak bir dizi etkinliğe ev sahipliği yaptı.

En son Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında da Aliağa’yı Aliağa Belediyesi İşçileri ayağa kaldırdı. İlk önce fener alayı ve konserden oluşan etkinliklerinin afişlerini tüm Aliağa’ya astılar. Etkinlik günü ise sendika aracı arkasında insanları korteje sokup, sloganlar attırıp İstiklal Caddesi’nden Demokrasi Meydanı’na yürüttüler, ardından sahneyi Düş Gezginleri grubuna bıraktılar. Aliağa Belediyesi’nden atılan işçiler ve Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu el atmasa resmi tören dışında bir etkinlik Aliağa’da gerçekleşmeyecekti…

Uzun lafın kısası, öyle bir direniş yaşanıyor ki; işçiler sadece haklarını aramıyorlar, bir kentin tarihine, kültürüne de sahip çıkıyor. Cumhuriyet ve ileri olan ne varsa işten atılan Aliağa Belediyesi İşçileri sayesinde bu kentte yükseliyor!

Yazımızı kanser tedavisi görürken çalıştığı Aliağa Belediyesi’nden çıkarılan ve 26 Eylül Günü hayata gözlerini yuman Mehmet Emin Şavur’u anarak tamamlayalım. Mehmet Emin Şavur ve cenazesini ona yakışır bir şekilde kaldıran arkadaşları tıpkı Necmettin Giritlioğlu gibi Aliağa Emek Mücadelesi Tarihi’ne adını şimdiden yazdırdı. Varolun!

Önceki ve Sonraki Yazılar