Abdullah Ağırkan

Abdullah Ağırkan

BU GEMİ BİR KARA TABUT

Hepimiz aynı gemideyiz hikâyesi çokça dillere pelesenk olmuştur, bilirsiniz. Bu gemi batarsa maazallah hepimiz boğuluruz söylemi çokça söylenir, tüm düzen içi krizlerde öyle değil mi?

Hani, şu 100 milyar krize ayrılan bütçeden 3-5 milyarlar kapan iş çevreleri ile evine ekmek götüren emekçi nasıl aynı gemide olur sorusuna genel olarak verilen yanıt “bildiğiniz propaganda malzemeleri ile dile gelir, vatan – millet-din-iman edebiyatı” … İşin süsü…

Oysa, gerçek yurtseverler gene o emekçiler/köylüler/esnaflardır.

Gene gerçek mütedeyyinler o yoksul yığınlardır…

Sömürücü gurupların din olgusu, yurt sevgisi sahtedir... Onlar bizzat halkın emeğine, alın terine göz diken! Küresel sermayenin yerli işbirlikçilerdir…

İşte gene bir kriz dönemi ve işte gene yoksulların bütçesi değil, zenginlerin sömürü düzeni için parlar dağıtılıyor…

Bu gemide her kes eşit nimete ortak değil…

Mustafa Kemal’in 100 yıl önce düşlediği cumhuriyet tezi ve bu günün gelinen cumhuriyet olgusu halkına kimse olamamaıştır…

Zira, Mustafa Kemal’in Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir…

Tezi düzen içi gerilemeler, çürümelerden ötürü çok gerilere düşmüştür, ne yazık ki.

Nâzım Hikmet’in 64 yıl önce dile getirdiği şiir bizlere çürüyen düzenin nasıl büyük felaketler yarattığını gösterdi bir kez daha…

JAPON BALIKÇISI

Denizde bir bulutun öldürdüğü
Japon balıkçısı genç bir adamdı.
Dostlarından dinledim bu türküyü
Pasifik'te sapsarı bir akşamdı.

Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.

Balık tuttuk yiyen ölür,
birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Balık tuttuk yiyen ölür.

Elimize değen ölür.
Tuzla, güneşle yıkanan
bu vefalı, bu çalışkan
elimize değen ölür.
Birden değil, ağır ağır,
etleri çürür, dağılır.
Elimize değen ölür...

Badem gözlüm, beni unut.
Bu gemi bir kara tabut,
lumbarından giren ölür.
Üstümüzden geçti bulut.

Badem gözlüm beni unut.
Boynuma sarılma, gülüm,
benden sana geçer ölüm.
Badem gözlüm beni unut.

Bu gemi bir kara tabut.
Badem gözlüm beni unut.
Çürük yumurtadan çürük,
benden yapacağın çocuk.
Bu gemi bir kara tabut.
Bu deniz bir ölü deniz.
İnsanlar ey, nerdesiniz?
Nerdesiniz?

(1956)

Önceki ve Sonraki Yazılar