Bu şirkete ne yasa, ne denetim ne de vergi var!

Ajanslar, gazeteler Varlık Barışı’nda hükümetin, muhalefetin itiraz ettiği bazı maddeleri kabul ettiğini duyurdu. Dişe dokunur tek şey, yatların Varlık Barışı kapsamından çıkarılmış olması... Bu haber verilirken herkes, “15 Temmuz sonrası iktidar ile muhalefet arasında başlayan diyalog” sürecine atıfta bulunmuş. Ancak ortada o kadar “masum” bir durum yok. Zira hükümet, bu tür küçük adımlarla muhalefetin ağzına bir kaşık bal sürüyor, kendi medyası aracılığıyla bunu önemli bir gelişme gibi duyuruyor ama bir yandan da uygulama biçimi ve yaratacağı sonuçların ciddi sorunlar doğuracağı yasalar çıkarma gayretini sürdürüyor... Bunlardan en önemlisi, önceki gün TBMM’ye sunulan 75 maddeden oluşan torba yasa... Sahi AKP iktidarları döneminde ne kadar çok torba yasa çıkarıldı farkındasınızdır!

Torba yasada neler yok ki... Atatürk Orman Çiftliği’ndeki alanların 29 yıllığına bedelsiz Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmesi, güvenlik gerekçesiyle ihtiyaç duyulması halinde belediyelere ait binaların İçişleri Bakanlığı’na verilmesi, 1999 depreminde getirilen cep telefonu vergisinin artırılması gibi farklı alanları ilgilendiren düzenlemelerin yanı sıra en önemlisi hiçbir kamu denetimine tabi olmadan kurulacak olan Varlık Fonu!

Gelenekler, Kanal İstanbul’a kurban edilecek


Bu fon, Türkiye için bugüne kadar yasa, kural ya da teamül dinlemeden yapılan birçok işlemin aslında yönetim anlayışının yasal altyapıya kavuşması anlamına geliyor. Çünkü bu fon, hiçbir yasa ve vergiye tabi değil, üstelik kamu denetiminin de dışında. Tasarıda, “bağımsız denetim kuruluşları tarafından denetlenir” diyor ama o konuda da bir netlik yok.

Başbakanlık’a bağlı olarak kurulacak Türkiye Varlık Yönetimi AŞ adlı fonun, ilk kuruluş sermayesi olan 50 milyon TL Özelleştirme Fonu’ndan karşılanacak. Fonun gelirleri ise ilk etapta özelleştirme kapsamında bulunan kuruluş ve varlıklar, hükümet tarafından aktarılacak kamuya ait gelir, kaynak ve varlıklar olacak. En önemlisi ise yasalaşmasına kesin gözüyle bakılan zorunlu bireysel emeklilik sisteminde birikecek olan para! Yine bu fon tarafından yurtiçi ve yurtdışı sermaye ve para piyasalarından izin ve onay aranmaksızın her türlü yöntemle sağlanan kaynaklar da fon kapsamına alınacak.
Peki bu fon neden kuruluyor? Çıkış noktası, hükümetin inşaat yapmayı “modern dünyanın ilk kuralı” sayan yaklaşımı... Çünkü, bu fonla Kanal İstanbul, otoyollar, köprüler, havalimanları, nükleer santrallar gibi altyapı projelerinin finansmanı sağlanacak.

Vergi, yasa, denetim yok!


Kurulacak bu fona sağlanan ayrıcalıklar da çok şaşırtıcı... Örneğin söz konusu şirket, gelir ve kurumlar vergisinden muaf olacak, emlak vergisi, tapu bedeli ödemeyecek, damga vergisi, banka ve sigorta vergilerinden de istisna tutulacak. Ayrıca, kamuya uygulanan mevzuat, uygulama ve kısıtlamalardan da etkilenmeyecek. Yani, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Yasası, Devlet Memurları Yasası, Harcırah Yasası, KİT’ler ile fonlar için çıkarılan yasalar, Kamu İhale Yasası, Devlet İhale Yasası’nın gibi birçok yasa, bu fon ve fon tarafından kurulacak diğer şirketler için uygulanmayacak. Kısaca, hiçbir yasa bu şirkete “sökmeyecek!” diyebiliriz.

Hükümetin, yasalar üstü bir fon kurmasının nedeni ne olabilir? Yanıtı aslında çok net, gittikçe azalan sermaye akışını hiçbir denetime tabii tutmadan sağlamak. Bunu da hem yurtiçi tasarrufları kullanarak hem de çıkaracağı finansal araçlarla karşılayacak. Yani bu fon, repo, ters repo, hazine kağıdı, Özelleştirme İdaresi’nin fonları gibi tüm araçları kullanarak bunlara bağlı türev ürünler çıkartacak. Hafta içinde Yrd. Doç. Dr. Sezai Temelli’nin bu fon ile ilgili görüşlerine yer veren bir haberde önemli bir ayrıntıya dikkat çekiliyordu. Temelli, bu tür fonların ABD’yi 2008 öncesinde kriz ortamına soktuğunu belirterek “toksik” uyarısı yapıyordu. Yani hiçbir denetime tabii olmayan, nereden geldiği bilinmeyen bu paralar ve devletin oluşturacağı borçlanma araçlarıyla kamu daha çok borçlanacak. Bu fonun ürettiği finansal araçları satın alanlar da elbette “Türkiye büyüsün diye değil, yüksek getiri” talebinde olacak.
Kısaca halkın vergileri, birikimleriyle üzerinde geçmek için 80-100 TL vermek zorunda olduğumuz köprüler, tüneller yapılacak. Bunlar yapılırken kamunun yurtdışı borçlanması artacak ve hiç kimse “bu paralar nerede?” diye soramayacak!

Önceki ve Sonraki Yazılar