Çalışan kadınların yüzde 50'si sigortasız

Dünya kadınların iş ve sosyal hayattan aldığı payı nasıl daha fazla artıracağına dönük çözümler üzerinde kafa yorarken, biz Türkiye’de ‘erkek şiddetine’ maruz kalmadan nasıl yaşayacağımızı daha doğrusu ‘ölmeyeceğimizi’ düşünüyoruz. Sosyal eşitsizlik sıralamasında dünya listesinin en sonlarında yer alan Türkiye’de maalesef kadınların iş gücüne katılım oranı hızla düşüyor. Oysa yapılan araştırmalar, kadınların çalışması halinde hem bireysel hem de ülke olarak herkesin daha kazançlı olacağını gösteriyor. Dün Anadolu Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı tarafından bu konuya dikkat çeken bir toplantı yapıldı. Anadolu Grubu’nun desteklediği vakfın “Kadın Girişimciliği Seminerleri”nin son oturumunda iş dünyasından kadınlar, deneyimlerini anlattı.

Toplantıda konuşan isimlerden biri de ABank Genel Müdürü Meriç Uluşahin’di. Uluşahin, kadınların güçlenmesi ile GSYH arasında doğru bir orantı olduğunu belirterek, “Eğer cinsiyet ayrımı olmasaydı Türkiye’de kişi başı gelir yüzde 33 daha fazla olacaktı. Kadınların güçlenmesi önünde kültürel, finansal ve sosyal alanda büyük engeller var. Ancak kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe iş gücüne katılım oranları daha da artacaktır” diyerek eğitimin önemine vurgu yaptı.

Geçen yıl, Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı G-20 zirvesinin önemli başlıklarından biri de kadın işgücünün artırılmasıydı. Bu konudaki çabalar artıyor ancak bu, rakamlara yansımıyor. TÜİK’in 2014 yılı yıllık ortalama verilerine göre 15 yaş üstü 25,9 milyon istihdam içinde kadın sayısı 7,6 milyon. Bir başka çarpıcı rakam da bu kadınlardan sadece 3,9 milyonunun kayıtlı olarak çalışması. Daha net bir ifadeyle söylersek, çalışan kadınların yüzde 50’si sigortasız çalışıyor. Yine 2014 yılı rakamlarına göre, 15-29 yaş arasında olup da eğitim ve iş hayatının tamamen dışında kalan 6 milyon kişinin 4,7 milyonunun iş aramıyor, bu 4,7 milyonluk kesimin 3,5 milyonunu ise kadınlar oluşturuyor.

Rakamlar bu haldeyken, hükümet yeni çıkardığı yasalarla kadınları iş yaşamından uzaklaştıracak adımlar atıyor. Doğum, süt izni, esnek çalışma gibi görünüşte kadınlar için olumlu adımlar olarak değerlendirilebilecek bu yasalar, bir süre sonra çalışan kadın sayısını iyice azaltacak. Bunu iş dünyasının birçok kesimi net bir dille ifade etti. Bir örnek vereyim: Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Kadın Çalışma Grubu Başkanı Gülten Durdu, yeni çalışma yaşamı düzenlemelerinin özellikle kadınları iş hayatından uzaklaştırabilecek gibi algılandığını düşünüyor. Durdu “Özellikle gebelik izni, süt izni gibi zorunlu izinler, işverenleri kadın çalışan konusunda tereddüte düşürüyor ve kadın çalışana sıcak bakılmıyor. Öyle ki belli bir süre çocuk yapmamaları yönünde zorla taahhüt imzalatıldığı gibi duyumlar bizlere ulaşmakta” diyor.


NANE’YE TEKFEN’DEN DE TEKLİF GELMİŞ

Uzun yıllar Sabancı Holding’te yöneticilik yapan ve son olarak Carrefoursa’nın genel müdürlüğünden istifa eden perakende dünyasının önemli ismi Mehmet T. Nane’nin yeni adresi belli oldu. Aslında yabancı bir yere gitmedi desek doğru olur, yine Sabancı’larla çalışacak ama Sabancı Holding’ten ayrılıp kendi yollarını çizen Şevket Sabancı’nın çocuklarıyla…

Nane’nin Esas Holding’in en önemli iştiraklerinden biri olan Pegasus’a transfer olmasına şaşırmadım, zira kendisini aileyle arası oldukça iyi. Nane’nin istifasının hemen ardından “nereye gidebilir” sorusuna yanıt bulmak için küçük bir sondaj yapmıştım. İki adrese ulaştım, biri Pegasus’tu. Diğeri ise Tekfen Holding’e transfer olabileceği yönündeydi. Ancak Nane’nin istifasının hemen ardından bu kadar kısa sürede kararını vermesinde Sabancı Ailesi’ne olan yakınlığının etkili olmasının yanı sıra istifa etmeden kararını vermiş olabileceği seçeneği de konuşuluyor. Nane’nin Pegasus’ta da başarılı olacağına kuşku yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar