Cem TV’yi susturmak, Türkiye’yi susturmak

Türkiye’deki gazeteler ve televizyonlar, kabataslak ikiye ayrılıyor: Belli holdinglere bağlı olanlar… Belli kişilere veya kuruluşlara bağlı olanlar.

Holding medyası, iktidarda kim varsa ona göre politika belirler. Dün ANAP’a, Doğru Yol’a övgü dizenler bugün AKP’nin emrindedir. Bu medya organları zarar etseler de daha büyük ticari-sınai işlerde araç olduklarından varlıkları devam eder.

Öbür kanattaki televizyonlar, daha bağımsızdır. Halk TV, KRT, Tele1, Türkiyem TV benim izlediklerimdendir.

Bunların içinde bir de Cem TV var… Cem TV daha az siyaset daha çok kültür diyen bir yayın politikası izliyor. Özellikle de Alevi toplumunun inancını, kültürünü tanıtmaya önem veriyor. Bu haliyle de şimdiye kadar dışlanmış, ötekileştirilmiş kesimin sesi oluyor.

Prof. İzzettin Doğan’ın yoğun maddi destekleri ile ayakta kalan Cem TV bir haftadır karartılmış durumda. Türksat yayınını kesti.

Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner, “Her ay Türksat’a belirli bir miktar para ödüyorduk; yeterli bulunmadı, istediklerini karşılayamayınca yayınımızı kestiler!” diye açıklama yaptı.

Konu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanlarına kadar iletilmiş. Mutlaka kendisi de duymuştur.

Ama Cem TV şu an kap kara…

SAYIN ERDOĞAN...
Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sesleniyorum: Sayın Erdoğan, sizin cenahtan olan vakıflara hiç olmaz ise belediyeler üstünden milyonlarca lira yardımlar yapılıyor. Genel bütçe bile bu iş için kullanılıyor.

Cem TV, milyonlarca izleyicisi olan bir kanal… Özellikle de Alevi toplumunun gözü-kulağı… Bu haliyle bile ayrıcalığı hak ediyor. Böyle bir kanalı susturmak oluyor mu?

Üstelik Sayın İzzettin Doğan, bu ülkede hep barış, kardeşlik, dostluk demiş; bunu da Alevi tabanına kabul ettirmiş bir insan iken… Neden oraya da bir el atmıyorsunuz?

CEM TV’YE SAHİP ÇIKMAK GÖREVİMİZDİR
Cem TV, bu milletin kültür damarlarını canlı tutan, barışçı bir kanal. Buraya sahip çıkmak, öncelikle bu milletin görevidir. İşadamlarımızı, serbest meslek sahiplerini, bürokratları Cem TV’ye maddi katkıda bulunmaya çağırıyorum. Lütfen bu güzel sesin susturulmasına seyirci kalmayın.

İkinci çağrım ise Alevi toplumuna: Kardeşlerim, görev sizdedir. Elimizdeki tek kanalımız karartılmıştır. Kimin gücü neye yetiyor ise onu vermeli, Cem TV’yi yeniden konuşturmalıdır. Cem TV ve Cem Vakfı Alevi toplumunun kuruluşudur. Onları bu dar günlerinde yalnız bırakırsak, dedelerimizin kemiklerini sızlatmış oluruz.

Haydin, gün, birlik ve dayanışma günüdür!

EREN ERDEM İLE AHMET ALTAN AYNI DEĞİLLER
Doğrudur, Türkiye namuslu gazeteciler için bir cehenneme çevrilmiştir. Bugün piyasada koşuşturan gazeteci görüntülü militanların yüzde 90’ını bu iktidar beslemekte ve yönlendirmektedir. Hapiste de genellikle muhalifler bulunmaktadır. Örneğin, Eren Erdem bu mağdurların başında gelmektedir.

Ama Ahmet Altan’ı bu mağdur ve masum gazeteciler listesine sokmak öbürlerine haksızlıktır. O, Kasım 2007’de AKP-FETÖ-CIA operasyonları kurulan Taraf gazetesinin başına oturtulmuş bir karşı devrim elemanı gibi çalışmıştır. Daha gazetede çıkmadan, o zamanki Güneş Gazetesi’nde “Fethullahçı Altan’ın Taraf’ı” başlıklı bir yazı yazarak onun yapacaklarını önceden saptamıştım. Ahmet Altan’ın beni haklı çıkartan Taraf gazetesindeki yazıları, yaptırdığı sahte haberler ortadadır.

Altan Kardeşler, en başından Fethullahçılara teslim olmuşlar; bu halleriyle de CIA operasyonlarının psikolojik elemanları gibi çalışmışlardır.

Örneğin, Ahmet Altanen şiddetli saldırılarını CHP’ye yapmış; bu partiyi “Darbeci Kemalistlerin partisi” gibi göstermiş; Atatürkçüleri açık açık tehdit etmiş birisidir. Onun Savcı Zekeriya Öz’e yol gösteren yazısından 4 gün sonra tam da 2008 Nevruz sabahında Cumhuriyet gazetesi, Ulusal Kanal ve Aydınlık basılmış, İlhan Selçuk başta olmak üzere birçok aydın ve akademisyen tutuklanmıştır.

Bilinmelidir ki Ergenekon kumpasının basın ayağını Ahmet Altan ve ekibi oluşturmuştur. Balyoz yalanını FETÖ ve CIA ile birlikte pazarlayan odur. Askerlere kurulan tuzakların baş savunucusu Ahmet Altan’dır.

Yetmemiştir… Aralarında benim de bulunduğum yüzlerce Kemalist aydını, köşesinde “Darbecilere hizmet edecek isimler” olarak suçlamış, savcılara ihbar etmiştir.

Ahmet Altan’ın Taraf gazetesindeki suçları, AKP’nin işine geldiğinden bu gazete sonraki FETÖ soruşturmalarına dahil edilmemiş, Ahmet Altan’a uydurma bir suçtan ceza verilmiştir. Bu da onun ileride paçayı kurtarmasına yol açması için böyle kurgulanmıştır.

Onu, gazeteci göstermek, gerçek gazetecilerin hakkını yemektir.

Bırakın Altan’ları CIA düşünsün…

Önceki ve Sonraki Yazılar