Cennet’ten Cehennem’e

Yaşama dair her şeyimizi “Devleti
yönetenlere bağımlı” halde yaşamaya
mecbur kılındığımız bir dönemden
geçiyoruz...
.
İslam’ı temsil ediyoruz diyen “İktidar”
sağı gösterip soldan vuruyor.
Niye soldan?
Çünkü vicdan solda…
Vicdanı kaşıyarak,
Öteki dünyanın “Cennetini göstererek,
Bu dünyanın cehennemini” yaşatıyor...
.
Her şeyi “Dış güçlere” bağlayarak kendine
“Bir eli yağda bir eli balda” düzeni
yaratan iktidar,
Kendi silahını barış,
Dış güçlerin silahını tehdit gösteriyor.
Hâlbuki silah silahtır.
Silaha başka anlam yüklemek ,
Silaha davetiye çıkarmaktır...
.
Dış güçlerin silahı tehdittir ve doğrudur.
Peki, bizdeki barış diye nitelendirdiğimiz
silahlar ne olacak?
Bizim,
Doğa katliamımız,
Hayvan katliamımız,
İnsan cinayetlerimiz,
Çocuk ölümlerimiz,
Yolsuzluğumuz,
Yoksulluğumuz,
Kadına “Memeli hayvan” bakışlı görüşlerimiz,
Kahramanlara karşı hainleri savunmamız,
Yalanımız,
Talanımız,
Dolanımız “Silah” değil mi?
Yaşama ilişkin tüm algılarımızı “gönül”
diye yutturmamız günahın silahı değil
mi?
Cenneti gösterip,
Cehennemi yaşatmak “Sözde İslamcıların”
silahı değil mi?
.
Hallac-ı Mansur ne güzel anlatmış,
Cehennem acı çektiğimiz yer değil,
Acı çektiğimizi kimsenin duymadığı
yerdir...

Önceki ve Sonraki Yazılar