Çiftçiler, bir yıl boyunca ithalat için çalıştı

“Türkiye tarımda kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri” klişesi artık tarih oldu. 10 yılı aşkın bir süredir birçok gıda maddesini ithal eder hale geldik ancak son yıllarda ithalat da çok daha kötü bir tablo ile karşı karşıyayız.
Çünkü gıda maddeleri ihracatı artarken yani bu alanda dış ticaret fazlasına sahipken gıda hammaddeleri konusunda net bir ithalat ülkesi haline geldi.
TÜİK tarafından açıklanan son rakamlara göre, 2017 yılında gıda maddeleri ihracatı 61 milyar TL, ithalatı ise 44,7 milyar TL oldu; yani 16,3 milyar TL’lik bir artı var.
Ancak gıda hammaddeleri ihracatı 3,4 milyar, ithalatı ise 21,8 milyar TL oldu.
Oluşan açık ise 18,4 milyar TL.
Tüm rakamları üst üste koyduğumuz da 2,1 milyar TL’lik açık söz konusu.

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Atalık, tarımsal hammadde ithalatının ihracatın 6,4 katına çıktığını belirterek “Bu yıl 2,1 milyar TL’lik bir açık var, oysa 2016 yılında dış ticaretimiz 4,2 milyar TL fazla vermişti. Milli tarımın ifade edildiği 2017 yılında Türkiye, kelimenin tam anlamıyla sınıfta kaldı. İthalat cennetine döndü” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’de tarım arazilerinin yarıdan fazlasında tahıl ekildiğini, bunun büyük oranının buğday olduğunu söyleyen Atalık, buna karşın 2016 yılında 4,2 milyon ton olan buğday ithalatının geçen yıl 5 milyon tona çıktığını, ödenen miktarın da 3,8 milyar TL’ye ulaştığını belirtiyor.
Buğdayı ithal ediyor olunca haliyle sama ithalatçısı da oluyoruz.
Türkiye ilk 2012 ve 2013 yılında saman ithalatı yapmış daha sonra durmuştu ancak geçen yıl 14,2 milyon TL’lik saman ithali yapıldı.
Mısır, yağlı tohum, kuru baklagiller, pamuk ve tohumda da ithalat büyük bir yer tutuyor.
Rakamlarla kısaca özetlersek, 2016 yılında 536 bin ton olan mısır ithalatı, 2,1 milyon tona; 3,3 milyon ton olan yağlı tohum da ise ithalat 3,4 milyona çıktı.
Her ne kadar miktar bazında büyük bir artış yok gibi görünse de ödediğimiz para 4,9 milyar TL’den 6,3 milyar TL’ye fırlamış.
Kuru baklagillerde de benzer bir manzara var.
Geçen yıl yurtdışına 1,6 milyar TL ödeme yaptık.
Pamuğa ödediğimiz para ise 3,7 milyar TL’den 6,1 milyar liraya yükseldi.
Sebze tohumlarında da aynı durum söz konusu…

896 bin sığır ithal edildi

Atalık, hayvancılık sektöründe de benzer bir manzara olduğunu söylüyor.
Sığır ithalatı 2016 yılında 494 bin baş iken, 2017 yılında 896 bin başa çıkmış.
Ödenen para da 1,7 milyar TL’den, 4 milyar TL’ye yükselmiş.
Koyun ithalatı için de ödenen para 2,1 milyondan 137,7 milyon liraya çıkmış.
Atalık, bu rakamların Türkiye’nin ödediği çiftçi desteklerinin ithalata gittiğine vurgu yapıyor.
“Son 15 yılda çiftçi bir Belçika yüzölçümüne eş değer, 29 milyon dekar tarım arazisini ekmekten vazgeçmiştir” diyor.
Atalık, “Yapılan ithalata karşın gıda fiyatları yükseliyor. Artık üretimi canlandırmak gerekiyor, bunun için de sulama ve arazi toplulaştırma gibi altyapı yatırımları çok hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır.
Meralar, ovalar ve tarım arazilerinin tarım dışı amaçlı kullanılmasının önüne geçilmelidir” önerilerinde bulunuyor.
Atalık, Avrupa Birliği’nin bütçesinin yüzde 45’ini, Türkiye’nin ise yüzde 2,5’ini tarımsal desteklere ayırdığını da yineliyor.
Rakamlar ortada!
Türkiye bu mantalite ile devam ederse yakında tüm yiyeceğimizi yurtdışından alır hale geleceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar