Süleyman Karan

Süleyman Karan

Demokrasi mücadelesinde asgari ortak paydanın tarifi

Daha mazbatayı alalı şunun şurasında kaç gün olmuşken, ‘armudun sapı üzümün çöpü’ tayfası eleştirilerine başladı. Millet olarak kahraman yaratıp, en kısa sürede gömmek bizim milli sporumuz ya, Ekrem İmamoğlu da bundan nasibini alacak gibi görünüyor. Tabii bu eleştirileri yapanların önemli bir bölümü, her zamanki gibi sahada siyaset yapanlar değil, oturduğu yerden ahkam kesenler. Hal böyle olunca, verdikleri tek oyla İmamoğlu’nun onların her istediğini yapması gerektiğini düşünüyorlar. İmamoğlu, kimisi için sosyalist belediyecilik yapmalı, kimisi için jakoben bir laik olmalı, bir başkası için etnik meseleleri gündeme getirmeli… Üstelik İmamoğlu hepsi hepsi bir belediye başkanıyken bu talepler geliyor!

Evet ama bir aday seçildiğinde, öncelikle söylemleri çerçevesinde vaatlerini gerçekleştirmekle yükümlü değil midir? Bu vaatleri gerçekleştirirken, ona oy verenlerin sosyokültürel, sosyoekonomik ve siyasi beklentilerini hesaba katmayan bir siyasetçinin kısa zamanda oy verenlerin desteğini elde tutması mümkün olabilir mi? Cevabı çok basit bir soru olsa gerek.

NE DEDİYSE ONU YAPIYOR
Şu anda daha mazbatayı alalı birkaç gün olmadan, farkındaysanız adama ‘ılımlı islamcı’sından ‘popülist’ine, ‘emperyalist uşaklığı’ndan ‘neo-liberallerin gizli silahı’na pek çok yaftayı yapıştırmaya başladı birileri. Peki ama önce İmamoğlu kimin adayıydı ve kimlerden oy almayı hedefliyordu, onu bir düşünüp öyle eleştirmek gerekmez mi? Öyle gerekir. Zira her ne kadar CHP’nin adayı olarak çıkmışsa da resmi olarak, Ekrem İmamoğlu Millet İttifakı’nın uzlaştığı bir isimdi. İstanbul İttifakı ise Millet İttifakı’na aktif destek veren HDP’nin de yer aldığı bir ittifak olarak İmamoğlu’nun seçilmesinde önemli bir rol oynadı. Bununla da bitmedi, pek çok inisiyatif, söz gelimi İstanbul Gönüllüleri ve yerel inisiyatifler canla başla İmamoğlu için çalıştı. Bununla da bitmedi, Saadet Partisi bile aday çıkartarak bir şekilde AKP’ye gidecek oyları kendine çekerek dolaylı bir destek verdi. Ama destek bununla da sınırlı değildi; Demokrat Parti’den Liberal Demokrat Parti’ye irili ufaklı, farklı ideolojilerden onlarca siyasi parti ve yapı da İmamoğlu’nun arkasında saf tuttu. İşte İmamoğlu böylesine geniş bir cephenin desteğiyle seçim mücadelesinde önemli bir başarı sağladı.

SEÇMEN TABANINA GÖRE TAVIR
Bu geniş cephenin desteği bile bu fark için yeterli değildi ama… Aynı zamanda AKP ve MHP’den umudunu kesmiş geleneksel muhafazakar seçmene de güven vermesi gerekiyordu İmamoğlu’nun… Ve söylemiyle bunu da başardı. İşte pek çok kişiyi kızdıran ‘haremlik selamlık havuz’ ve ‘belediyelerde içki servisi olmayacağı’ açıklamaları biraz bu sebepleydi. Aynı şekilde mazbatayı dualarla alması da böyle… Bu bir takiyye olarak da düşünülmemeli. Bu tutum, ona oy veren tüm kesimlerin taleplerini yerine getirmesi için yapması gereken… Demokrasi için en geniş cepheyi kurmak armudun sapı, üzümün çöpüyle olmuyor zira. O saplara ve çöplere, demokrasiyi geri kazandıktan sonra bakarız artık.

Önceki ve Sonraki Yazılar