Dinle ki şikâyet etmekte

Tayyip Bey'i dinliyorum. Savunma Sanayii Konferansı’nda konuşuyor. Salon tıklım tıklım… Konudan anlaşıldığı üzere çoğunluğu, Türkiye'nin savunması ve güvenliği ile ilgili ve görevli, sivil-asker zevat.

Tayyip Bey savunmamıza ve güvenliğimize en çok zarar veren bir düşman ülkeden bahsediyor olsa gerek.

"Münbiç’te ortak operasyon için bize söz verdi ama her zamanki gibi sözünü tutmadı" diyor.

"PYD, YPG örgütlerini terörist olarak kabul etmiyor. Hâlbuki onların PKK'nın uzantıları olduğunu biliyor; bunu bilmesine rağmen bu örgütlere yüzlerce uçak, binlerce TIR dolusu silah ve araç-gereç veriyor" diyor.

"Bununla da kalmıyor" diye devam ediyor " Bu terörist örgütlerin elemanlarına askeri eğitim veriyor; siz kendinizi ne zannediyorsunuz yaa!" diye sinirleniyor.

"Bunların sınırlarımızda bir terör koridoru oluşturmalarını sağlıyor" diyor. "Bu duruma müdahale hakkımıza karşı, PYD-YPG unsurlarının yanına kendi askerlerini yerleştiriyor" diyor.

"Bize ekonomik komplo kuruyor" diyor. Doları manipüle ediyor, yapay olarak yükseltiyor, ekonomimizi felç etmeye çalışıyor" diyor.

"Terörist başı Fetullah'ı Pensilvanya'da besliyor. Onun hakkında yüzlerce klasör belge gönderdik, hâlâ bize onu iade etmiyor" diyor.

Bunu duyunca uyanıyorum. Kimden bahsettiğini o zaman anlıyorum. Amerika'dan söz ediyor.

Yer, ortam savunma sanayii zemini olunca, konuşmasına şöyle devam edecek diye tahmin ediyorum; tüylerim ürperiyor.

"Savunmamızın ve güvenliğimizin değerli koruyucuları! Çizdiğim manzarayı gördünüz. Bize en büyük düşmanlığı, yakın dost, stratejik ortak bildiğimiz bu Amerika yapıyor. Bu durum böyle devam edemez. Bu nedenle buradan ilan ediyorum ki, şu an itibari ile İncirlik'teki Amerikan hava üssünü ve ülkemizdeki diğer Amerikan üs ve tesislerini kapatıyor, buralara el koyuyoruz.

NATO'dan çekiliyoruz. ABD'deki Büyükelçimizi çekiyor, ABD'nin Ankara Büyükelçisini "persona non grata" ilan edip memleketine gönderiyoruz.

ABD askeri güçlerinin güney sınırlarımızdan en kısa zamanda çekilmesini, aksi halde olacaklardan ABD yönetiminin sorumlu olacağını dünya milletlerine duyuruyoruz…"

Bu söylev beklentisi ile hafiften kendimden geçmişim. Bir de baktım ki avazım çıktığı kadar bağırıyorum:

"Yaşasın Kuvva-i AKP!"

"Yaşasın Mustafa Tayyip Kemal!"

Önceki ve Sonraki Yazılar