Dövizdeki artışın sorumlusu yabancılar ve FETÖ'ymüş!

Cumhurbaşkanı’nın baş danışmanı Cemil Ertem’in hafta içinde yaptığı açıklamanın ilk bölümünü okuduğumda kendisinin Birgün gazetesinde yazdığı günler aklıma geldi. Son yıllardaki performansına bakarak kendisinden hiç de beklenmeyen şekilde ‘ekonomik temelli’ ve oldukça mantıklı bir değerlendirme yapmış. Ertem, kurdaki yükselişle ilgili temel iki konu olduğuna işaret ederek, “İlki Türkiye'nin şimdiye kadar çözemediği ekonomik yapısal sorunlar... Maalesef bunlar yeniden harekete geçiriliyor ya da geçiyor. Bu da kurun hızlı bir şekilde yukarı çıkmasını ve diğer gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışmasına neden oluyor. Bunlar bizim yapısal sorunlarımız. Bütün bu yapısal sorunlara rağmen Türkiye ekonomisinin makroekonomik temelleri ve ekonomik potansiyeli bu kadar hızlı yükselişi hak etmiyor. O zaman temel sebep ne? Yapısal sorunlara bağlı olarak Türk sermaye piyasalarının oldukça sığ olması ve spekülatif döviz talebi” diyor. 


Ertem bu saptamanın ardından görevinin getirdiği sorumluluk duygusuyla döviz spekülatif döviz talebinin yurtdışı kaynaklı olduğunu, ‘Tam da Türkiye’nin anayasa değişikliği görüşmeye başlandığı zamanda TL’yi hızlı bir şekilde değersizleştirme operasyonu yapıldığını, bunun bir komplo teorisi değil, çok açık bir gerçek’ olduğunu söylüyor.


Ertem’in kafa karışıklığı devam ediyor, bir yandan artık kimsenin yadsıyamayacağı, inkar edemeyeceği gerçeklere vurgu yapıyor arkasından da tipik bir AKP’li gibi konuyu getirip FETÖ’ye bağlıyor. Örneğin, “Burada çuvaldızı da kendimize batırmalıyız” diyen Ertem, piyasaların sığ olmasının temel nedenlerinden birinin sermaye ve para piyasaları alanındaki ev ödevlerinin yapılmaması olduğunu söylüyor.


Peki bu ev ödevlerini neden yapamamışız? Nedeni elbette FETÖ’cüler...  

 

Ertem, FETÖ’nün Merkez Bankası, BDDK ve SPK gibi kurumların vizyonunu bozduğunu bu nedenle de Türkiye’nin çok önceden yapması gereken ev ödevlerini yapamadığını söylüyor. 


Ertem’in de bildiği gibi yapısal sorunları çözmek bürokratlardan daha çok hükümetin işi. Sözünü ettiği bu kurumların bağlı olduğu bakan ve bakanlıkların piyasaları derinleştirmek adına aldığı kararları mı uygulamamış bu bürokrasi kadrosu? Ya da hangi kararı, yasayı, yönetmeliği sümen altı etmiş? Görevlerini yerine getirmeyen bu FETÖ’cü kadrolar hakkında hangi işlemler yapılmış 14 yıldır? 


Ezcümle, bu tür bahanelere kim inanır?


Ertem’in iddia ettiği yurtdışı kaynaklı döviz spekülasyonuna bakalım. Dünya piyasalarında sık sık rastlanan bir durumdur bu... Güçlü yatırımcılar ‘güçsüz’ ülkeleri seçip, kazançlarını katlayacakları operasyonlar yapabilir ki Türkiye’de yaşanan son durumun yurtdışı kaynaklı olduğuna dair bir veri henüz yok, varsa da paylaşılmadı. Önemli olan “düşman yaratmak” değil, piyasaların gözünde “güçsüz” ülke sınıfından çıkmak. Anayasa değişikliği, başkanlık tartışmaları gibi ülkenin temel direklerini sarsacak siyasi tartışmaların olduğu bir ülkede sermaye piyasaları sığ, ekonomi pamuk ipliğine bağlıysa spekülatif hareketler için de uygun ortam var demektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar