Türk istihbaratı ile bağlantılı kişilerin Alman güvenlik birimlerinde iş başvurusunda bulunarak, kilit noktalara sızmaya çalıştığı yönündeki haberler son dönemde Alman medyasında yer alıyordu.

Ancak Almanya’nın önemli gazetlerinden Welt Am Sonntag öyle bir iddia ortaya attı ki, ucu belgeleriyle MİT’e dayandı.

Welt am Sonntag gazetesinin haberinde, Hessen Eyaleti Emniyet Müdürlüğü Başkomiserlerinden Semra Melek rumuzlu Türk kökenli polisin MİT için casusluk yaptığı öne sürüldü.

Türk kadın polisin uyuma iyi bir örnek oluşturduğu için memurların olaya göz yumduğu da iddalar arasında yer aldı.

DOSYAYA ‘TAKİPSİZLİK’ KARARI

Kopma noktasına gelen Türk Alman ilişkilerindeki gerginliği bir kez daha tırmandıracağa benzer olay, söz konusu gazetenin haberine göre örtbas edilmeye çalışıldığı kuşkularını da beraberinde getirdi.

Hessen Eyaleti İstihbaret Dairesi’nin (LfV) Aralık ayında “genişletilmiş güvenlik denetimi“ raporunun sonuçlarının yer aldığı bir belgeye göre Ankara doğumlu Türk kökenli Alman polis Semra Melek’in Türk istihbarat birimleri ile yakınlaşması ele alınıyor.

İstibarat Dairesi’nin gizli haber departmanı tarafından yürütülen böyle bir denetleme, araştırılan söz konusu kişinin çok gizli belgelere uzanabileceğini anlamına geliyor.

Semra Melek olayında da rapor sonucu çok net ortaya koysa da dosya daha sonra takipsizlik kararı ile askıya alınıyor.

‘GİZLİ BELGELER İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ KORUMASI ALTINDADIR’

Welt am Sonntag gazetesinin ortaya çıkardığı ve hem Türk hem de Alman makamlarını zor durumda bırakacak haberin çevirisi ana hatları ile şöyle:

“Rapora göre ‘Denetleme sonuçları güvenlik rizikosunu gösteren gerçekleri içeriyor.’

Ancak dosya takipsizlik kararı ile askıya alındı.

Hessen Eyaleti İstihbarat Dairesi (LfV) konuyla ilgil bir açıklama yaraparak böylesi yargıların değişebileceğini bildirdi. Açıklamada ‘LfV’nın takibindeki şahıs hakkındaki şüpheyi arttıran ya da azaltan bilgilere göre yeniden bir değerlendirme yapılır’ takipsizlik bu sözlerle gerekçelendirildi.

MELEK DOSYASI MİT’İN ALMAN İSTİHBARATINA SIZMA ŞÜPHELERİNİ GÜÇLENDİRİYOR

LfV gibi Hessen İçişleri Bakanlığı da konuyla ilgili somut açıklama yapmadı. İçişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü konuyla ilgili yaptığı açıklamada ise ’Güvenlik denetlemesi, kişiler hakkındaki hassas bilgileri içeren, bir belgenin kademelendirildiği son noktadır. Söz konusu belgeler İçişleri Bakanlığı’nın koruması altındadır’ dendi.

Türk ajanların Alman istihbaratına başvurarak, ilgili birimlere sızmaya çalıştığı şüphesini polis Semra Melek’in belgelerinin ortaya çıkması güçlendiriyor

Mit’le bağlantısı bulunanların Federal Almanya İstihbarat Dairesi’nde çok sayıda iş başvurusunda bulunduğu ve müracaatlarının da güvenlik denetimi sonrası MİT’le bağlantıları ortaya çıktığı için reddedildiği de duyumlar arasında yer alıyor.

İSTİHBARAT VE POLİS ŞEFLERİNDEN ‘İZLENİMLERİNİZİ DEĞİŞTİRİN’ BASKISI

Ancak işin tuhaf yanı Melek olayındaki uyarılara rağmen, görevli olduğu bölümde şüphe uyandırmamış olması.

Hessen İstihbarat Dairesi Başkanı Robert Schaefer ve Hessen Eyaleti Kriminal Dairesi Başkanı Sabine Thurau, olayın öncesine tanık olanların belirttiğine göre Melek hakkında güvenlik denetlemesi raporunu hazırlayan görevliye baskı yaparak, olumsuz izlenimleri yeniden gözden geçirmesini istediler. İddialara göre söz konusu görevli tüm baskıların ardından yeniden bir rapor yazarak, Melek üzerindeki kuşkuların giderilmesini sağladı. Hessen istihbarıtından adının gizli tutulduğu bir kişi ise ‘Kadının çok olumlu bir rolü olmalı ki, böylesine bir denetleme sonucu politik sebeplerden dolayı kabul görebildi’ yorumunu yaptı.

POLİS MELEK’İN KONSOLOSLUK VE MİT’LE ŞÜPHELİ TEMASLARI

Oysa ilk güvenlik denetleme raporunda Melek’i zan altında bırakan sayısız bilgi yer alıyordu: Türk kökenli polis Semra Melek’in Frankfurt ve Mainz Başkonsoloslukları çalışanları ve Türkiye’deki güvenlik birimleri ile şüpheli temasları. Temasta bulunduğu şahısların bazılarının MİT birimlerinde görevli olduğu da belgeler arasında yer alıyordu.

Çalışanlarına istihbarat topladıklarının ortaya çıkması durumunda diplomat statülerinden dolayı cezai yaptırım uygulanmayacağından, Konsolosluklar ve Büüykelçilikler ajanlar için ana istasyon rolünde olmasıyla meşhurlar.

Raporda Melek’in göçmen kökenli olması ve Türk makamları ile çeşitli temaslarının bulunmasının MİT için ideal hedef kişi olmasını sağladığı bildirilse de kanıt yer almıyor. Ancak casusluk faliyetlerinin de genellikle çok ender durumlarda kanıtlanabildiğine“ işaret ediliyor.“