Avustralya ekonomik bağımsızlığını alabilecek mi?

Avustralya ekonomik bağımsızlığını alabilecek mi?

Ticaret politikası bu zamana kadar ekonomi uzmanlarının sıkıcı buldukları konular arasında yer alıyordu ancak durum değişmiş gibi gözüküyor. Ticaret politikası artık sadece ulusal refahın basit bir enstrümanı olmaktan çıkarak jeoekonomik devlet yapısının bir paçası olmuştur. Uluslararası rekabetin ve tansiyonun yükseldiği koşullarda eski moda ihtilafların yerini ekonomik yarış alıyor

Uluslararası kamuoyu, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Çin arasındaki anlaşmanın etkilerine, kimin atılan imzalardan daha fazla yarar sağladığına ve anlaşmanın olası etkilerinin neler olacağına odaklanmış durumda. Bu sayılanlar arasında haklı olarak anlaşmanın dünyanın diğer ülkelerine nasıl etki edeceği çok fazla konuşulmadı. Örneğin, hiçbir ülke Avustralya'nın karşılaştığı zorlukları ele almadı.

Çin, Avustralya'nın en büyük ticari ortağı ve Avustralyalıların refahının Çin'de yaşananlara bağlı olduğu konusunda çok az şüphe var. Bu tüm zamanların en ilginç ekonomik ve siyasi gerçeklerinden biri. Bununla birlikte Çin, kendisini Avusturalya'nın ana güvenlik ortağı olan Amerika ile ticaret savaşı içerisinde bulunca iki ülke arasındaki karşıtlıklar görece gölgede kaldı.

TİCARET ANLAŞMASI OLUMSUZ ETKİLEYECEK

Avustralya'nın büyüme endüstrisi için en önemli konulardan biri atılan imzaların ülkenin ekonomik ve stratejik hedefleri ile ne kadar uyumlu olduğudur. Avustralya için ticaret savaşından önce de Çin ve ABD gerilimi bir sorundu. Buna karşın birinci aşama ticaret anlaşmasının Avustralya'da hayatı daha kolay hale getireceğinin garantisi yok.

ABD ile imzalanan birinci aşama ticaret anlaşması özellikle tarım sektörünü kapsıyor ki bu Avustralya'nın en önemli endüstrilerinden birini teşkil ediyor. Anlaşma dâhilinde Çin, Amerika'dan aldığı et ve bebek maması gibi sektörlerde gümrük vergisini düşürdü ve bu ürünler aslında Avustralya'nın ihraç kalemleri arasında yer almakta.

Ortaya çıkan tablo Amerika'nın kırsal kesimlerinde yaşayan muhafazakâr Trump destekçisi topluluğu mutlu etse de anlaşmanın Washington'ın müttefiki Avustralya gibi ülkelere negatif etkisinin olacağı açık. Ekonomi uzmanları bu ikilemden çıkış olmadığı için iki ülkenin değil birçok ülkenin aynı masa etrafında ticaret anlaşmasına varması gerektiğine inanıyorlar.

AVUSTRALYA'NIN BAĞIMSIZLIĞA İHTİYACI VAR

Avustralyalı karar alıcılar zamanlarının çoğunu "kurallara dayalı uluslararası sistemi" tavsiye ederek harcamalarına rağmen bu türden bir iş birliğini başarabilecek çok az bir kapasiteleri var. Gerçek şu ki; Avustralya gibi ülkeler karar alıcıdan çok karara uyan aktörler durumundalar. Trump uluslararası sistemi oluşturan kurumları imha ettiği zaman Avustralya bunu durdurabilecek çok az şeye imza attı.

Az sayıda okuyucu 1990'ların başında kurulan Cairns isimli grubu duymuştur. Bu grup sayesinde tarım ürünleri satılan piyasalar liberalleştirildi ve bu başarı ancak Avustralya'nın da bulunduğu ortaklaşa çalışma sonucu ortaya çıktı.

Bugün de büyük güçlerin kendilerini ezmesini istemeyen ve uluslararası ticaret normlarını korumak isteyen ülkeler için benzer bir iş birliği faydalı olabilir. Böylesine bir adım içinse Avustralyalı siyasetçilerin pek de iyi olmadıkları bağımsız düşünebilme yeteneği oldukça önemlidir.

Kaynak: Global Times