Azerbaycan'da erken seçime doğru: Aliyev'in ayak sesleri

Azerbaycan'da erken seçime doğru: Aliyev'in ayak sesleri

Seçim atmosferini takip eden gözlemcilere göre, 11 Nisan seçimlerinde 8’den fazla siyasetçinin Azerbaycan devletinin en yüksek görevi için mücadele etmesi bekleniyor. Azerbaycan’ın önemli siyasi yorumcularından Taleh Şahsuvarlı, YURT için kaleme aldığı yazıda, Aliyev’in halkın iradesi ile yeniden seçileceğinden kimsenin kuşku duymadığını belirtti.

Azerbaycan, Cumhurbaşkanını seçmek için 11 Nisan’da erken seçime gidecek.

Gazeteci yazar ve ülkenin önemli siyasi yorumcularından Taleh Şahsuvarlı, YURT Gazetesi için kaleme aldığı yazıda, Cumhurbaşkanlığı için en az 8 adayın yarışacağını ifade ederken, İlham Aliyev’in yeniden halkın iradesi ile seçileceğinden kimsenin kuşku duşmadığını kaydetti.

Şahsuvarlı’nın yazısına göre, seçimlerin bu yılın sonbaharında yapılması planlanırken, ülkede gerçekleştirilen referandumda anayasanın birçok maddesinin değiştirildiği, bu kapsamda Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın erken seçimle ilgili karar alma yetkisine sahip olduğu kaydedildi. Sonuçta erken seçimlerin meşruiyetinin tartışılmadığı, hatta Aliyev muhaliflerinin bile kararın yasalara aykırılığı yönünde bir iddiasının olmadığı kaydedilen yazıda, şu görüşlere yer verildi:

‘HOŞNUTSUZLUK VAR’

“Fakat siyasi açıdan seçimlerin daha yakın tarihe çekilmesi, Azerbaycan muhalefetinin bazı kesimlerinin rahatsızlığına ve hoşnutsuzluğuna neden olmuştur. Azerbaycan Halk Cephesi ve Müsavat partilerinin kimi muhalif cepheleri, seçimlere katılmama ve oylamayı boykot etmek kararı almıştır. Parti yöneticilerinin açıklamalarına göre, seçimlerin erken tarihte yapılmasına karar vermekle iktidar onları hazırlıksız yakalamak istemiştir ve kampanya sürecinin az olması halkla temaslarını engelleyecek niteliktedir.  Doğrusu, bu argümanlar siyasi yorumcular tarafından ciddiye alınmamaktadır.

Evvela, dünyanın her yerinde muhalefet seçimlerin erken düzenlenmesini talep eder ve böyle bir kararın verilmesinden memnuniyet duyar.

Ayrıca, ciddi siyaset adamları, iktidar uğrunda mücadelede, “B” ve “C” planlarını ellerinin altında hazır bulundurmalıdır. 

MUHALEFET SİSTEMATİK DEĞİL

Lakin Azerbaycan muhalefetinin sözünü ettiğimiz kesimi, sadece alternatif planları değil, genel olarak hiçbir sistematik çalışma projesi ile siyaset yapmadığı ortadadır. 

Müsavat Partisi`nin eski başkanı ve cumhurbaşkanlığına adayı İsa Gambar ilk ve son kez İlham Aliyev’le 2003 yılında gerçekleşen seçimlerde karşı-karşıya gelmiş, siyasi şöhretinin ve parti kaynaklarının en üst düzeyde olduğu o dönemde yenilgiye uğramıştır. Ebülfez Elçibey’in 18 yıl önce vefatından sonra örgüt yapısı paramparça olmuş ve adeta bir dernek haline gelmiş Halk Cephesi Partisinin lideri Ali Karimli ise her defasında İlham Aliyev’e rakip olmamak için bir bahane bulmuştur.

PROJE İFLAS ETTİ

Muhalefetin bu kesimi, 2013 yılındaki kampanya öncesi Moskova`daki bazi çevrelerin talimatı ile “Milli Konsey” isimli bir yapılandırma harekatına başlamış ve Rusya vatandaşı, biyografisinde hiç bir siyasi hane olmayan Rüstem İbrahimbeyov gibi “yapay” figürü çatı adayı göstermişlerdi. Halktan ilgi yerine tepki gören bu proje iflasa uğramış, İbrahimbeyov`un seçimlere katılması yasalar gereği mümkün olmamış, karşılığında eski milletvekillerinden Cemil Hesenli`nin adaylığı desteklenmiştir. Serüvenin sonunda Cemil Hesenli seçimlerde mağlup olmuş, Müsavat Partisi ise “Milli Konsey”den çekildiğini beyan etmiştir. Galiba günümüzde Ali Karimli Cemil Hesenli’yi yeniden aday olmaya ikna edemediğinden “Milli Konsey” boykot yolunu tutmuş.  Bu yolun başarısızlık ve uğursuzluk yolu olması ise kesindir.  Şöyle ki, 1993 yılından bugüne dek muhalefetin ayni kesimi defalarca (en azından 7-8 kez) boykot çağrısı yapmış, lakin seçmen kitleleri bu çağrıya olumlu yanıt vermeyerek yüksek oranda sandık başına gitmişler. 

8’İN ÜZERİNDE ADAY ÇIKABİLİR

Şu an aralarında eski cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey’in yakınında olan isimlerden olan ve parlamentoda en etkili milletvekillerinden sayılan Gudret Hasanguliyev, muhalefetin diğer kesimleri ve Zahid Oruc’un şahsında bağımsız parlamento üyeleri kendi adaylıklarını açıklamışlar.

Seçim atmosferini takip eden gözlemciler, 11 Nisan seçimlerinde  8’den fazla siyasetçinin Azerbaycan devletinin en yüksek görevi uğrunda halktan oy isteyeceğini tahmin etmektedir. Elbette, adayların sayısı daha az veya daha çok olabilir. Zira, İlham Aliyev’in halkın iradesi ile yeniden cumhurbaşkanı seçileceğinden kimse kuşku duymuyor.   

ALİYEV’İN BAŞARISI

Evet, İlham Aliyev’in üç dönem cumhurbaşkanlığı yapmasına rağmen, halktan son derece büyük ölçüde destek görmesi bir gerçektir. Bunda başlıca faktör, İlham Aliyev`in Azerbaycan`ın eski Sovyetler alanına dahil bir cumhuriyet olarak bağımsızlığını her tür dış müdahillerden korumak için sarf ettiği çabalar ve bu doğrultuda kalkınma yolunda büyük başarılara imza atmasıdır. İlham Aliyev dış siyasette devlet adına onurlu bir tutum sergilemekte, iç siyasette ise kendisini “halkın birinci hizmetkarı” olarak görülmektedir.

Azerbaycan bir petrol ülkesi olsa da, “arap baharı”nı yaşamış ülkelerden farklı tarihi köklere, farklı sosyo-demografik yapıya, çağdaş kültür hedefine sahiptir. Halk olarak yapımız, kültürümüz ve hedeflerimiz İlham Aliyev’in bir devlet lideri olarak sağladığı istikrar ve huzurun kıymetini bilmemizi sağlamaktadır. Bu duruma Cumhurbaşkanı’nın, ‘Yeni Azerbaycan’ partisinin bir kaç hafta önce gerçekleşen son kurultayında takdim ettiği vizyona esasen, sadece Karabağ’ın değil, Ermenistan’ın suni yöntemlerle üzerinde kurulduğu tarihi Azerbaycan topraklarının geri alınması yönünde vermiş olduğu net mesajları da eklersek, İlham Aliyev’in halk tarafından sevilmesinin ve desteklenmesinin nedenleri aydınlığa kavuşmuş olmaktadır.

Azerbaycan’da üç dönemdir (15 yıl) görev yapan İlham Aliyev’in iktidar için daha 7 yıl süre kazanması, demokrasi açısından birtakım sorular akla getirmesi kaçınılmazdır.

‘HANGİSİ DAHA DEMOKRATİK?’

Çok iyi biliyorsunuz ki, demokrasi, her şeyden önce bir halkın kendi yönetimini kendi belirlemesidir. Bir halk iradesini özgür bir şekilde ifade eder ve aynı bir kişiyi dört dönem devlet başkanı seçerse, bu, demokrasinin temel prensipleri ile çatışması anlamına gelmez. Batı toplumlarında mevcut olan gelenek ve teamüller, fertlerin seçilme hakkına bir sınırlama getirmiş ve belli prosedürler tatbik ederek seçilme hakkını çerçeveye almıştır. “Hangisi daha demokratik” diye bir soru gündeme gelebilir, lakin hiçbir cevap nihai hakikat olmayacaktır.

Ortada Suriye’nin acı bir tecrübesi de vardır. Dış mihrakların tahrikine uyan toplumlar her zaman refahı ve iç barışı kaybeder, demokrasi şiarları ile meydanlara dökülürken devletten de olurlar. Teorik açıdan bakarsak, Friedrich Von Hayek’e hak vermek gerekiyor, daha üstün bir demokrasiye yol geleneklerden geçer. Bu geleneklerin ise üretim prosesinde, halkların asırlarla biriktirmiş olduğu bilgi karşılığında teşekkül etmesi malumdur. 

Azerbaycan çeşitli tarihi nedenlerden dolayı sanayi devrimini yaşamamıştır ve şu an tüketen bir toplumdan üreten bir topluma geçebilmek, çağdaş bilgi dünyasında özgün yer alabilmek için yüzyıllık yolu kısa zamanda, hızla kat etmek durumundadır.

İşte bu yolun bayraktarı Azerbaycan`da İlham Aliyev’den başkası değildir.”

 ŞAHSUVARLI KİMDİR?

Taleh Şahsuvarlı, 10 Mart 1977-de Azerbaycanda doğdu. 1994 yılında Bakü Devlet Üniversitesine bağlı Cumhuriyet Tarih Lisesinden mezun oldu. Eğitimine 1994-98 tarihlerinde Bakü Devlet Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Psikoloji Fakültesinde sürdürdü. Daha sonra aynı fakültenin felsefe tarihi bölümünde yüksek lisans yaptı. Seçimler ve seçim kampanyalarının organize edilme yöntemleri konusunda bilimsel kitabı 2004 yılında yayınlandı. “Canlanma” isimli tarihsel üst kurmacanın yazarıdır (2009). Ülkesinin en deneyimli siyasi yorumcularından sayılan Taleh Şahsuvarlı, genç yaşlarından itibaren gazetecilik yapmakta ve Azerbaycan’ın en büyük medya kuruluşlarından olan “Gündelik Telegraf” grubuna bağlı aynı isimli gazetede Genel Yayın Yönetmeni görevini sürdürmektedir.