Berlin, ABD'ye meydan mı okuyor?

Berlin, ABD'ye meydan mı okuyor?

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Berlin'in ABD ile önceki ilişkilerini gözden geçirerek 'yeni politika' geliştirileceğini ileri sürdü.

Uzmanlar, Donald Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte Almanya ile ABD arasındaki ilişkilerin soğuma sürecini ve Dışişleri Bakanı Gabriel'in 'yeni politika' çağrısını değerlendirdi.

Berlin Dış Politika Forumu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Gabriel, Donald Trump'ın başkanlığı ile ABD'nin ‘dünya siyasetini belirleyen güç' olma özelliğinin zayıfladığını söyleyerek, "Yaşanan bazı sürtüşmelere rağmen geçmişte Amerika'yı doğal koruyucumuz olarak görme alışkanlığımız giderek zayıflıyor" ifadelerini kullandı. Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Direktörü Andrey Kortunov, Almanya ile ABD arasındaki ilişkilerin Donald Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla soğumaya başladığına dikkat çekti.

Kortunov, "Trump ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, batılı elit tabakanın çok farklı gruplarını temsil ediyor, Merkel liberal küreselleşme liderlerinden biri olarak kabul edilirken, Trump ise daha çok korumacılık yanlısı. Berlin ile Washington arasındaki anlayışın olmaması, ilk baştan beri tarafların arasında uzun ye yayılan fakat ağır bir çatışma haline geldi. Trump ile birlikte görevine başlayan Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel, Ortadoğu ve Rusya dâhil olmak üzere, ABD'nin politikalarını birkaç kez eleştirdi. Trump ile Merkel, Beyaz Saray'daki görüşmeyi tokalaşmadan tamamladılar, Kuzey Akım-2 projesi konusunda da ortak bir görüş yok" ifadelerini kullandı.

ALMANYA YENİDEN SÜPER GÜÇ OLMAYA HAZIR MI?

Gabriel'in açıklamaları, Berlin'in ne derece Washington ile eşit koşullarda görüşmeye hazır bir siyasi güç rolünü üstlenebileceği sorusunu gündeme getiriyor.
Almanya'nın güçlenmesinin bazı komşularını rahatsız ettiğine dikkat çeken Kortunov, fakat öte yandan Avrupa Birliği'nde (AB) Alman liderliğini isteyen ülkelerin sayısının istemeyenlere göre daha fazla olduğunu belirtti.

Rus uzman, "Avrupa'da Berlin'e çok umut bağlanmış durumda. Almanya, diğer ülkelere de ekonomik zorlukları aşmasında yardım edebilecek bir 'ekonomik lokomotif' olarak görülüyor. Ayrıca herkes, Avrupa'daki Alman liderliğinin objektif olarak alternatifi olmadığını kabul ediyor. Fakat şöyle bir nüans dikkate alınmalı. Eğer Almanlar egemen olmak istemiyorsa ne olur? Şu anda ülkede çoğu kişi, yetkililerin Avrupa'ya yönelik çok çaba sarf ettiğini, oysa iç sorunlara yoğunlaşmak gerektiğini düşünüyor" diye konuştu.

'GABRİEL 2 NUMARAYA YÜKSELEBİLİR'

Her şeye rağmen, Almanya'nın içindeki gelişmeler, Gabriel'in konuşmasına dikkat edilmesi gerektiğini gösteriyor. Koalisyon hükümeti kurma görüşmelerindeki başarısızlık, Almanya'yı iç siyasi krizin eşiğine getirdi. Liberalleri ikna etme umudunu yitiren Angela Merkel, hükümeti kurma görüşmelerini, Sigmar Gabriel'in temsil ettiği sosyal demokratlarla sürdürüyor.
Alman basını, Gabriel'in geleceği konusunu yoğun olarak gündeme getiriyor. İktidara yakın çevrelerine atıfta bulunan gazeteciler, Gabriel'in Merkel'in ekibinde ‘2 numaraya' yükselebileceğini ileri sürüyor. Böyle bir durumda, ABD ile ilgili ‘yeni politika' geliştirme çağrısı yapan siyasetçilerin sesi daha da gür çıkmaya başlayacak.