Clinton yanlıları harekete geçiyor: Oylar yeniden mi sayılacak?

Clinton yanlıları harekete geçiyor: Oylar yeniden mi sayılacak?

ABD'de Trump karşıtları, oyların yeniden sayılması için harekete geçmeye başladı. Özellikle salıncak eyaletlerdeki oy sayıları, dengeleri değiştirebilir.

ABD'de seçimleri Donald Trump'ın kazanmasının ardından başlayan sokak eylemleri, yerini "yeniden sayım"a bırakmak üzere.

 

Clinton yanlısı liberallerin yeni argümanı, aslında Hillary Clinton'ın seçimi kaybetmediği. Yeni bir hareket hâline gelmeye başlayan "oyu hesapla" (Audit the vote) akımına Joss Whedon ve Debra Messing gibi "ünlüler" de dstek veriyor.

 

Bu hareket esas olarak, "salıncak eyalet" (swing state) olarak bilinen ve Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında gidip gelen Wisconsin, Michigan ve Pensilvanya'da oy makinelerinin ve oy toplamlarının kontrol edilmesini talep ediyor.

 

Wisconsin ve Pensilvanya'yı Trump resmi olarak kazanmış, Michigan'da ise önde olduğu açıklanmıştı. Clinton yanlıları, bu üç eyalette Clinton'ın kazanması hâlinde başkanlığı da onun alacağını savunuyorlar.

 

Trump Pennsylvania’da 68 bin, Wisconsin’de 27 bin, Michigan’da 11 bin oy farkla seçimleri kazanmış durumda. Eğer bu eyaletlerde Clinton kazanırsa, Trump 46 delege kaybedecek ve Clinton da 46 delege kazanacak.

 

Yeşiller Partisi’nin lideri ve aynı zamanda başkan adayı olan Jill Stein de aynı eyaletlerde yeniden sayım yapılması için kampanya başlattı. Stein'in kampanya için 48 saatte 3 milyon dolarlık bağış topladığı belirtiliyor.

 

Yeniden sayım isteyenler, seçimlere Rusya'nın müdahale ettiğini öne sürerek de bu isteklerini gerekçelendiriyorlar.

 

New York Magazine'de yayımlanan bir araştırmaya göre Clinton, Wisconsin'in ilçelerinde optik tarama ya da kağıt bazlı oylarda, elektronik makinelerle verilen oylara nazaran yüzde 7 daha iyi performans göstermiş.

 

Araştırmacılar, bu vesileyle Clinton'ın 30 bin oyunun çalınmış olabileceğini, bunun da Wisconsin'deki mevcut durumu değiştirmeye yeteceğini ileri sürüyorlar.


ABD'de başkan ve başkan yardımcıları, yalnızca ulusal çaptaki halk oylaması ile belirlenmiyor. "Seçiciler Kurulu" (Electoral College) denen ve halk oyu ile seçildikten sonra yalnızca 1 kere toplanan bir meclis, adayların kazandıkları delegelerden oluşuyor. Aslında ABD Başkanı da, bu Kurul tarafından seçiliyor.


Clinton'ın ulusal çapta daha fazla oy (2 milyon kadar) almasına rağmen başkanın Trump olması, bu sistemden kaynaklanıyor. Çünkü her eyalete düşen delege sayısı farklı.


Ancak bu Seçiciler Kurulu'nda "sadakatsiz seçiciler" (faithless electors) kendi başkanlarına "ihanet" edebiliyorlar. Yani Kurul'da çoğunluk Trump delegesi olmasına rağmen, bu delegelerden bazıları Clinton'ı seçebilir.


ABD tarihinde topluca oy değiştiren seçiciler bulunuyor. Örneğin 1836 yılındaki seçimlerden sonra oluşturulan Kurul'da bulunan 23 Virginia seçicisi, topluca taraf değiştirmişti.


Trump hakkında da, "ABD'nin çıkarlarına aykırı" olduğu söylenerek, Kurul üzerinde baskı oluşturma isteniyor. Ancak uzmanlar, bu Kurul'da başkanın değişmesinin çok düşük bir ihtimal olduğunu belirtiyorlar.

Ayrıca, Demokrat Parti cenahından da bu kampanyalara pek destek verilmiyor.