Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yürüttüğü “Fırat Kalkanı” operasyon yabancı medyada haber ve yorumlara konu olmaya devam ediyor. Newsweek dergisince yayınlanan bir makalede "Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde hızlı biçimde hem IŞİD, hem de PYD ve onun müttefiklerinden arındırılmış bir tampon bölgesi oluşturduğu”na dikkat çekilirken Türkiye’nin bu operasyonun “Pahalıya mal olabileceği” de iddia ediliyor.

Londra’daki Queen Mary Üniversitesi öğretim üyelerinde ve Ortadoğu uzmanı Christopher Phillips imzalı makalede “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde hızlı biçimde hem IŞİD, hem de PYD ve onun müttefiklerinden arındırılmış bir tampon bölgesi oluşturduğu” vurgulandı.

-SURİYE’DE İÇ SAVAŞ TÜRKİYE İÇİN BİR “FELAKET OLDU”-

Türkiye’de operasyon bir güç gösterisi olarak sunulsa da da “Esasen tersinin gerçeğe daha yakın” olduğu öne sürüldüğü makelede “Bu askeri eylem, Türkiye’nin Suriye politikasının başarısızlığı anlamına geliyor” savı da dile getirildi. Makalade şu görüşler öne sürüldü:

“Suriye’deki iç savaş Türkiye için bir felaket oldu. Beş yıl önce Arap Baharı’nın bir parçası olarak Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a karşı barışçıl protestolar başladığında beklenen bölgesel kaymadan en çok Türkiye’nin kazançlı çıkacağı gibi görünüyordu. İktidardaki AKP’nın sıfır sorun politikası, Türkiye’nin geleneksel olarak düşman olan Ortadoğu ile ekonomik ve siyasi bağlarını tamamen değiştirmişti.”

Ancak “Bugün tablo tamamen farklı” görüşü de savunulurken, Türkiye’de darbe girişimi ile PKK ve mülteciler sorunları gibi son dönemde karşılaşılan olumsuz gelişmelere dikkat çekilerek “Bölgesel olarak Türkiye’nin Arap Baharı sonrası Ortadoğu’da liderlik rolünü oynama hayalleri çöktü” yorumu yapıldı.

Newsweek’in yer verdiği makalelede “Türkiye’nin pozisyonunun zayıflamasında Suriye politikalarının başlıca bir rol oynadığı” bu politikaların sonucunda da Türkiye’nin artık sınırında “PKK yanlısı bir devlet” ile karşı karşıya bulunduğu vurgulanırken Türkiye’nin “Bölgesel konumunun da yara aldığı”, ABD ile yakın bağların “gerginleştiği”, Rus uçağının düşürülmesi üzerine Rusya ile ilişkilerin “sarsıldığı” gibi görüşlere yer veriliyor.

“Türkiye son birkaç ayı, Suriye politikasının verdiği zararı bir ölçüde onarmaya çalışarak geçirdi” denildiği makalede Rusya gibi bazı ülkelerle gerçekleştirilen yakınlaşmaların “Türkiye’nin Ağustos ayındaki Suriye müdahalesini kolaylaştırdığı” belirtildi ve operasyon için “ABD’nin hava koruması ve Rusya’nın güvenceleri olmadan mümkün olmazdı” denildi.

Darbe girişimi ile “sarsılan” bir ülkede yurt dışındaki bir askeri harekatın kamuoyunda olumlu karşılanan bir gelişme olsa da "Bir güç işareti olmadığı” savunulduğu makalede Türkiye’nin “Suriye’ye askerlerini, 2011 yılındaki başlangıç hedefi olan Esad’ı devirmek için değil, kısmen kendi politikalarının sonucunda ortaya çıkan yeni sorunlar oluşturan IŞİD ve PYD meselelerini çözmek için gönderdiği” yorumu yapılıyor. Makale şu savlar ile noktalanıyor:

“Ayırca net bir çıkış stratejisi ortaya konulmamış iken ve Rusya’nın operasyonunun ilk yılındaki toplam 20 askerinin kaybına keskin bir tezatla sadece ilk ayda 10 asker öldürmüş iken bu harekat Türkiye için bir bataklığa ve yeni ve pahalı bir başarısızlığa dönüşebilir.”