China Daily'den Philip J. Cunningham'ın haberine göre Pompeo'nun Çin takıntısı, Çin'in trajik bir salgınla mücadele ettiği bir zamanda bile devam ediyor. Kazakistan'a gerçekleştirdiği diplomatik ziyaret ile Pompeo, "Burada güvenlik sorunları olduğunu biliyoruz. Bunun iyi bir örneği, koronavirüsüdür. Çin ile geniş sınırlara sahipsiniz." diyerek amacını belli etti.

Xinjiang Uygur Özerk Bölgesinde sözde dini baskılarla ilgili olarak konuşan Pompeo, "İnsan onurunu koru, doğru olanı yap." diyerek Kazakistan'ı Xinjiang'dan kaçmak isteyen teröristleri kabul etmeye davet etti.

İnsan onuru? Doğru olanı yapmak?

Bu söylem, dünya çapında hedef alarak öldürme, yalanlar, gizli entrika ve kirli hilelerde adı geçen bir adama ait.

Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Kasım Suleymani'nin suikastı ile ilgili soru soran bir gazeteciyi susturduktan sonra korumaları ile dışarı attırdı. Ardından Çin'e olan nefret söylemlerini sıralamaya devam etti.

Pompeo, 29 Ocak'ta Londra'da Avrasya turu öncesi Çin'i "Zamanın en büyük tehdidi" olarak nitelendirdi. Dünyanın koronavirüsü ile mücadelede Çin ile el ele çalışması gerektiğini dile getirmesi gerekirken, nefret söylemleri ile Çin'e karşı kamuoyu oluşturuyor.

Koltuk savaşçısı Pompeo, öldürme görevlerine imza atmak ya da böyle yalan söylemler ile makamını koruyamayacak. Pompeo'nun Çin'e olan sürekli saldırıları ve nefret söylemleri gerçek bir diplomatın gurur duyacağı eylemler değil.

Pompeo'nun sağ kolu olan ve "Mike Ayetullah" olarak bilinen Michael D'Andrea, Pompeo üzerinde büyük etkiye sahip. Birçok işkence ve suikast ile adı anılan D'Andrea 2017 yılında İran üzerinde daha etkili çalışmalar yürütmesi için terfi ettirilmişti. Böyle bir adamın, en üst düzey diplomat ile nasıl bir bağı olabilir?

İkiyüzlülük nadir değildir, belki de yüksek siyasette kaçınılmazdır ancak Pompeo bunu yepyeni bir seviyeye taşımıştır.