Trump, Amerika’yı da böl ve yönet ile yönetiyor

Trump, Amerika’yı da böl ve yönet ile yönetiyor

Avrasya Grubu 6 Ocak'ta yayımladığı "Amerika'yı kim yönetiyor?" isimli çalışmasında ABD’yi 2020 senesinde hangi büyük rizikoların beklendiğini listeledi.

2020'deki en şaşırtıcı olay İranlı General Kasım Süleymani'nin suikastı olmasına karşın bu olay listeye ancak 8. sıradan girebildi.

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile başlayan globalleşme karşıtlığı ve popülist söylemin yansıması olan tek taraflılık ile savunmacılık 21. asrın ikinci yarısına damga vurdu. Dünya politikası global bir köy olarak anılırken şimdi yolları birbirinden ayrılan devletlerin platformu haline geldi. Mevcut vaziyete rağmen ana akım medya hala tam manasıyla "alarma" geçmedi. 2020'lerin ilk senesinde Amerika hala uluslararası ilişkilerin tepe noktasındaki belirleyeni olmaya devam ediyor. Bunun arkasında yatan nedenlerden biri de Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri politikanına ait kuralları yıkmasında yatıyor.

Öncelikle, Trump ile beraber seçim öncesi ve sonrası verdiği sözlerin uyumsuzluğunu ortadan kaldırmıştır. Evvelki seçimlerde adaylar seçimleri kazanmak için diplomatik bir retorik kullanırken sandıktan zafer kazandıktan sonra bu vaziyet değişiyor, verilen sözler unutuluyordu. Trump ise başkanlık koltuğuna oturduktan sonra sözlerine bağlı kaldı ve Amerika Birleşik Devletleri politikanındaki ikircikli tutumu aşındırdı.

SANDIĞA GÖLGE DÜŞTÜ

İkinci olarak, Amerika Birleşik Devletleri demokrasinin yasallığı ve dinamikliği eşi görülmemiş baskı altındadır. Amerikan diplomasisinin hala tesirli olup olmadığı Trump başkanlık koltuğuna oturduğu üç sene süresince hiç olmadığı kadar sorgulandı. Kimileri Trump'ı faşist olmakla suçlarken kimilerine göre ülke sosyalist bir görünüm kazanıyor. Amerikalılara göre bu vaziyet kötümser tablo kabul edilemezken insanlar ülkelerinin geleceğine konusunda kötümserlik ve kafa karışıklığı arasında gidip geliyor.

2020 senesindeki iki etken, Amerika Birleşik Devletleri seçimleri ve Trump'ın global istikrarı etkileyeceği düşünülüyor.

Bu sene yapılacak başkanlık seçimleri dünya politikanındaki en iz bırakan olaylardan bir olacak. Kimin başkanlık koltuğuna oturacağı uluslararası düzeninin mevcut vaziyetini ve geleceğini derinden etkileyecek.

Bu bağlamda iki temel noktaya dikkat etmekte yarar var: Bunlardan ilki seçimlerin düzgün yapılıp yapılamayacağı zira sandığa giden süreç gittikçe kaotik bir hale geldi.

Sıhhat sigortası ve muhacirlik gibi hassas problemleri kaşımaktan korkmayan Trump'ın bu arada "beyazların üstünlüğü" gibi konularla toplumu daha da bölmesi ihtimal dışı değil.

Pew Araştırma Merkezi'nin son anketlerine göre hem Demokratların hem de Cumhuriyetçilerin çoğu bir diğerini "aşırılık yanlısı" buluyor. Partizanlık, Amerika'daki politika değerlerinin en tesirli unsuru haline gelirken seçmenler artık birbirini daha zor tolere ediyor. Dolayısıyla sandıktan çıkan neticenin karşı taraf nezdinde kabul görüp görmeyeceğini bilinmiyor. Önceden Amerika Birleşik Devletleri vatandaşları demokrasilerinin "saygınlıkları" ile iftihar ederlerdi ancak şimdilerde bu gurur yerini kuşkuya bıraktı.

IPSOS 2019 araştırmasında Amerikalıların sadece yüzde 53 seçimlerin adaletli olacağına inanıyor. Ukrayna öncü ile Trump'ın müzakerelerinin skandala dönüşmesinden sonra kitlelerin seçimlerin manipüle edileceğine ilişkin tahmini artıyor. Demokratları endişelendiren ise Trump'ın seçimleri kaybetmesi halinde neticeleri kabullenmeme ihtimali.

Trump'ın elinde seçilmek için başka kartların da olduğu biliniyor. Trump, başkanlık görevinin ilk döneminde sona yaklaşırken yine seçilmek için rakiplerine zalimce saldırmaktan çekinmeyecektir. Sıhhat sigortası ve muhacirlik gibi hassas mevzuları kaşımaktan korkmayan Trump'ın bu arada "beyazların üstünlüğü" gibi konularla toplumu daha da bölmesi ihtimal dışı değil.

KASIM SEÇİMLERİ DÜNYAYA NET BİR TABLO SUNACAK

Tüm bunlardan daha enteresan olanı ise Trump seçimi kaybetse dahi "Trumpizm" olarak denilen anlayışın kolay kolay kaybolmayacağı. Sağ orijinli popülizm beyazların üstünlüğü, faşizm ve yabancı düşmanlığının karışımı olarak vücut buluyor. Bu ayrılmalar korkutuyor çünkü sosyal ayrılmaların izleri zor silinir.

2020'deki Amerika Birleşik Devletleri seçimleri Trump'ın 4 senelik performansının referandumu olacak. Amerikalılar bu vaziyeti göz önünde bulundurarak sandığa gidecek. Sandıktan çıkacak netice, dünyaya Amerika'nın hangi yolu seçeceğini ve bunun küresel istikrar ve sulh için manasını göstermiş olacak.

Kaynak: Global Times