Yaşanan trajik olay, Amerika Birleşik Devletleri'nin İranlı General Kasım Süleymani'ye dönük suikastinin yükselttiği tansiyonun gölgesinde her şeyin olası hale geldiğinin açık bir delili. Bu atmosfer içinde atılacak bir adım daha yıkıcı neticelere dahi sebep olabilir. Misilleme hamleleri düşman her iki ülke arasında normal gözükse de bu çıkmaz döngünün dikkatlice idare edilmeye gereksinim duyduğu görülüyor.

2015 nükleer anlaşmasından tek taraflı olarak çekilmesinden İranlı komutanı Irak topraklarında öldürmesine kadar Amerika Birleşik Devletleri, İran üzerindeki maksimum baskı siyaseti ile tansiyonu ara vermeksizin yükseltti. Geçtiğimiz hafta Amerika ve İran'dan gelen savaş retoriğini bir kenara bıraksa da Washington'ın düşmanlık kılıcının Tahran üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallandığı ortada. Beyaz Saray cuma günü yaptığı açıklamada Tahran idareninden gelen misillemelere cevap olarak önde gelen İranlı yetkililere yeni yaptırımları devreye soktuğunu ilan etti.

Amerika Birleşik Devletleri'nin yalıtım ve müdahale politikası Orta Doğu'da meselelerin ana kaynağı haline gelmiştir.

Bütün dünya Amerika Birleşik Devletleri'nin hoşlarına gitmeyen hükümetleri devirmek istediğini biliyor. Irak'tan Suriye ve İran'a Washington dikkatini rejim farklığına vermiş vaziyette. Amerika Birleşik Devletleri her ne kadar dünya gücü olsa da kendisine dönük reaksiyon politikalarından ve eylemlerden kaçamıyor. Bölge genelinde yükselen Amerika Birleşik Devletleri karşıtlığı bunun en yeni örneği.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Orta Doğu siyasetine ciddi bir şekilde masaya yatırmasının vakiti geldi. Bölgenin ana istikrarsızlaştırıcısı ve bölgedeki mevcut belirsizliğin temel nedeni Amerika Birleşik Devletleri'nin kendi yaklaşımıdır. Washington, Tahran üzerindeki baskıyı arttırmak yerine rotayı değiştirmeli, sulh ve istikrar için diyalog kurmalıdır.

Kaynak: China Daily