Eğitim ve üretim

Yaz tatili bitti, okullar açılıyor.

Bu yıl ilk, orta, lise, üniversite, 18 Eylül'de açılacak.

Büyükşehirler için Eylül 18 herhalde trafik başta olmak üzere bir kâbus haline gelecek.

Aslında bu okulları birer hafta ara ile açsak ve sonra da birer hafta ara ile kapatsak daha doğru olmaz mıydı?

20 milyon bir anda sokaklara iniyor.

Daha inmeden onları taşıyacak servisçiler silahlı kavgaya tutuşuyorlar.

Bunlara ama alıştık ama hele minik çocukların önünde, böyle rezalet olmamalı.

Zaten artık, ülkenin her yerinde silahsız kavga yok gibi.

Herhalde Türkiye ateşli silahların kişi başına çok yüksek olduğu bir ülke!

İşin ilginç yanı, silah ruhsatını Türkiye'de almak zor ama ateşli silahların kolay bulunabildiği bir yer.

Bakıyorum, çocuklar da bu vurdu ve kırdıya alışarak büyüyor.

Çatışma kültürü genelleşiyor, uzlaşma kültürü yok oluyor.

Hele birlikte yaşama ve paylaşma kültürü kalmadı gibi. Okulların açılmasından nereye geldik.

Ancak eğitim konusunun Türkiye'nin bir numaralı meselesini olduğunu 50 yıldır söylüyoruz.

Şimdi en önemli eğitim aracı olan TV kanallarının çoğunda hafiye programları var.

Her kanalda bir hanım, ya evlendirme programı yapıyor ya katili buluyor.

Evlendirme programları yasaklandı şimdi sıra hafiyeleri geldi herhalde.

Çocuklar bile hafiyelik öğreniyorlar, üretmeyi değil.

Uzmanlar ise en ince ayrıntısına kadar insan öldürmenin çeşitli biçimlerini anlatıyor.

Geçenlerde duydum, gençler ünlü olup TV'lere çıkmak için planlar, yapıp projeler üretiyorlarmış.

Evden kaçan çocuklar, sonra bulunuyor TV’deki ablalar yardım ediyor filan.

Gerçekten meselenin aslı burada! Üretmekle ilgili.

Bizim toplum artık üretmiyor, tüketmeye ise çok meraklı.

Emek harcamadan kazanacak, bol tüketecek.

Onun için de kolay kazanılan işler ön plana çıkıyor.

Artan oranda ve küçük çocukları satmaya kadar tellallık artıyor.

Artık büyük kentlerin sahillerinde bile aleni satış yapılıyor.

Uyuşturucu, uyarıcılar, okulların önünde pazarlanmaya başlamış.

Katma değeri teknolojisi yüksek mal ve hizmet üretmek, siber teknolojiyi yakalamak, asrın umdesi bu.

Siz buna doğru giden bir eğitim sistemi ile ancak dünya ile rekabet edebilirsiniz ve üretim trendini yakalayabilirsiniz.

Yoksa sadece tüketici olarak kalır, emek yoğun işletmeler ile istihdama çözüm bulmaya çalışırsınız.

Yahut ta oy avcılığı ve sus payı ve sübvansiyon ile işi idare edersiniz.

Bu yıl pilot okullarda İngilizce hazırlık sınıflarının açılması ve ilk uygulamanın başlaması önemli bir adım.

Artık çocuklarımıza sadece kolejlerde değil, devlet okullarımızda İngilizce öğretmeye başlayacağız.

Belki teknolojik gelişmeyi ve dünyayı yakalamanın ilk adımı bu Okullarının açılmasının ekonomik boyutu ise inanılmaz büyük.

Bugün Türkiye'de ortalama her ailede bir öğrenci var demek.

Hepimizi ilgilendiren nokta ise kışa giriliyor harcamaların artıyor olması, zaten enflasyon çift hanelere çıkmış, eğitim ve öğretim ise pahalı ve harcamaları daha artırıyor.

Piyasayı canlandırması açısından önemli ama aile bütçelerini zorluyor, borçlanmayı da artırıyor.

Ne diyelim bir öğretim yılı hayırlı olsun!

Ama o kadar çok yapacak işimiz var ki.

Önceki ve Sonraki Yazılar