'Böyle devam ederse Türkiye’nin IMF ile aynı masaya oturması kaçınılmaz olacak'

'Böyle devam ederse Türkiye’nin IMF ile aynı masaya oturması kaçınılmaz olacak'

İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, ekonomideki kötü gidişata engel olabilmek için Meclis Başkanlığı’na araştırma önergesi verdi.

Döviz kurundaki artışların önlenmesi, siyasi, iktisadi ve hukuksal uygulamaların yarattığı neticelerden biri olan ‘ekonomik kriz’ gerçekliği ile mücadele edilmesi, ortak akıl ile hareket ederek derinleşen ekonomik krizin önüne geçilmesi ve ekonomik çözüm modeli geliştirilip uygulanması maksadıyla TBMM Başkanlığı’na verilen önergede 22 İYİ Partili milletvekilinin imzası yer alıyor.

EKONOMİDE BARDAĞIN DOLU TARAFI KALMADI

Türkiye’de hâkim güç yapısının ekonomik gerçekliklere kayıtsız kaldığı bir dönemin içerisinde bulunulduğunu ifade eden İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri YAŞAR, “ekonomide bardağın dolu tarafının kalmadığı bir sürece doğru hızla gitmekteyiz.” ifadelerini kullanarak hükümeti eleştirdi.

EN RİSKLİ GELİŞEN 3 PİYASADAN BİRİ TÜRKİYE...

Samsun milletvekili Bedri YAŞAR, yaptığı açıklamada Merrill Lynch Yatırım Bankasının Türkiye için yaptığı sıralamayı değerlendirerek şunları kaydetti; “Kurulma maksadından biri ülkelerin küresel çapta sermayedarlara yatırım yapılabilirlik fikri vermek olan kredilendirme kuruluşlarının birçoğu, tek tek Türkiye’nin kredi notunu düşürmekte ve yatırım yapılabilirlik durumunu da bir alt seviyeye çekmektedir. Merkezi ABD’de olan, dünyanın en büyük yatırım bankalarından biri olan Merrill Lynch, 2017 için Türkiye ile birlikte Güney Afrika ve Brezilya’yı en riskli gelişen üç piyasa olarak sıralamıştır.”

EN DÜŞÜK SEVİYESİNİ GÖRDÜ

Küresel kurumlar dışında ulusal istatistiki gerçekliklerin de ekonominin kötüye gidişatına ispat niteliğinde olduğunu belirten Samsun Milletvekili, “düzenli olarak TÜİK’in ölçtüğü Ekonomi Güven Endeksi son beş yılın en düşük seviyesini görmüş durumdadır.  Dönemsel olarak ekonomik göstergelerin hesaplama metotları ile verileri iyi bir noktaya çekmeye çalışan ekonomi yönetimi son olarak milli gelir hesaplama metodunu değiştirerek zenginleşiyormuşuz rolü yapmamızı istemiştir. Ancak, belli bir dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal olarak toplamı olan milli gelir, metre veya kilo ile ölçülebilecek bir parametre değildir. Zenginleşmenin olmadığının farkında olan vatandaşlarımız, ülkenin kötü ekonomisinin farkında olarak elinde olan mevcut parayı harcamayarak, olması muhtemel ekonomik krize kendini hazırlamaktadır.” İfadeleriyle AK Parti hükümeti tarafından uygulanan ekonomi politikalarını sert bir dille eleştirdi.

Yurttaşların yaşayacağı zor durumlara kayıtsız kalamayacaklarını belirten YAŞAR, Türk Lirası’ndaki değer kaybına ve yükselen döviz kurlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

“Ekonominin krizde olduğunu gösteren bir başka gösterge de Türk Lirası’ndaki olağandışı değer kaybıdır. Türk Lirası, 2018'de Amerikan Doları karşısında yaklaşık %50 değer kaybetmiştir. Böylece Türk lirası, Arjantin Pesosu'nu da geçerek yılın başından beri gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performans gösteren para birimi olmuştur. Türk Lirası'ndaki düşüş, Dolar ve Euro cinsinden borcu bulunan özel sektörü etkilemekle birlikte ülkenin tümünü bir ekonomik kaosa sürüklemektedir.

2010 yılının başlarında “1 Dolar, 1 TL olur mu?” tartışmalarının yapıldığı Türkiye’de, ne yazık ki bugün, 1 doların 7-8 TL’ye ulaşabileceği endişesi hâkimdir.

Ağustos 2013’te 1,90 seviyelerinde olan dolar kuru, son 5 yıldır istikrarlı bir biçimde yükselmektedir. Türk lirasını, gelişmekte olan ülke paraları içerisinde "en çok değer kaybeden para birimi" haline getiren bu sürece etki eden faktörlerin tespitinin yapılarak çözümünün sağlanması titizlikle sürdürülmesi gereken ivedi bir çalışmayı zorunlu kılmaktadır.

Ekonomide cari açık ve vergi sistemi gibi bir türlü çözülemeyen yapısal sorunlar, Türk Lirası’nı giderek daha kırılgan hale getirmiştir. En son mayıs ayında açıklanan Türkiye’nin cari açığı son 12 ayda 57 milyar 637 milyon dolara çıkmıştır. Bu dönemde uluslararası doğrudan yatırımların girişinde de büyük azalma olmuştur.” Açıklamasında bulunan Bedri YAŞAR, ekonomik sorunun çözülmemesi hâlinde Türkiye’nin tekrar IMF’ye borçlanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Şirketlerin yüksek faiz nedeniyle yeni yatırım yapamadığı, yüksek enflasyon nedeni ile üretim maliyetlerinin yükseldiği ve tüketici talebinin düştüğü böyle bir ortamda, Türkiye’nin ekonomide yükseliş başarısını gösteremeyeceğinin aşikâr olduğunu ifade eden Samsun Milletvekili, “bu nedenle büyümede ciddi bir yavaşlama ile birlikte, kurdaki yükselişin kredi krizine dönüşmesi halinde, acil kaynak bulması gereken Türkiye’nin yıllar sonra yeniden Uluslararası Para Fonu (IMF) ile masaya oturması ise ne yazık ki gündeme gelmesi olası bir konudur.” dedi.

Ülkenin ekonomik kriz anlamında risk taşıdığını ifade eden Bedri YAŞAR, “İYİ Parti Grubu olarak Araştırma Önergemizi Meclis Başkanlığı’na teslim ettik. Amacımız, rayından çıkmış, amacından sapmış olan ekonomi politikalarının bu rotasız gidişine çözüm bulmaktır, ülkemiz insanının refah seviyesini yükseltmektir. Ekonomiye yön vermek için, Türk Lirası’nın yeniden değer kazanması için en kısa sürede bir komisyon kurarak gereken çalışmanın yapılmasını istiyoruz.” dedi.