Winslow, “Türkiye’nin kredi notu görünümünü negatiften durağana çevirmemiz, Türk ekonomisinde istikrara dair ilerlemenin, yeniden dengelenmenin ve geçen temmuz ayındaki değerlendirmemizden bu yana aşağı yönlü risklerdeki azalışın bir yansıması.” ifadelerini kullandı.

Winslow, “Bankaların ve şirketlerin dışsal pozisyonu kısmen daha istikrarlı. Döviz rezervleri ılımlı seviyede arttı, enflasyon düştü ve Türk lirası beklenin üzerinde faiz indirimlerine rağmen değerini korudu. Buna ABD’nin Suriye’ye ilişkin yaptırımları iptal ettiğini açıklaması ve daha olumlu küresel finansman koşulları da yardımcı oldu.” değerlendirmesinde bulundu.

Winslow, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde kredi notunun artırılması olasılığına ilişkin olarak ise şunları kaydetti:

“Reyting görünümleri 1-2 yıllık dönem içerisinde notun değişim olasılığına ilişkin istikamete işaret ediyor. Durağan görümüm, gelecek değerlendirmemizde reytingin değişmesinin yüksek olasılık olmadığına işaret ediyor. Öte yandan dışsal kırılganlıkların daha da azalması, düşük enflasyon kombinasyonu, parasal politika kredibilitesinin artması, makro ekonomik istikrar geçmişi, pozitif not eyleminde potansiyel itici unsurlar arasında yer alıyor.”

Türkiye’nin not görünümünün durağana çevrilmesinde geçen yıl temmuz ayından bu yana risklerdeki azalışın etkili olduğu belirten Winslow, “2019 yılında ilişkin büyüme tahminimizi ikinci çeyrekte beklenenden daha iyi gerçekleşen büyüme nedeniyle 0,8 puan artırarak eksi 0,3’e revize ettik. 2020 büyüme tahminimizi yüzde 3,1’de 2021 tahminimizi ise yüzde 3,6 seviyesinde sabit tuttuk.” ifadelerini kullandı.