Korkut Boratav'dan finansal bunalım uyarısı

Korkut Boratav'dan finansal bunalım uyarısı

Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hukuk Defterleri dergisinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Korkut Boratav, ekonomide nicel göstergelerin krizin 2019’un tümünü etkileyeceğini ortaya koyduğunu belirtirken yıl sonuna doğru ekonominin dibe vurmasının olası olduğunu kaydetti.

Krizin kaynağında AKP’nin Türkiye ekonomisini sürüklediği ağır ve giderek yoğunlaşan dış bağımlılığın yattığına dikkat çeken Boratav, “krizin kapkaççı sermaye çevrelerince yönetilmesine açıkça karşı çıkılması gerektiğini” söylerken  “Tüm ilerici, sola dönük meslek örgütlerine, partilere, hareketlere, aydınlara bu doğrultuda büyük ödevler düşüyor.” diye ekledi.

Yeni Ekonomi Programı'nın IMF'siz bir IMF programı olduğunu belirten Boratav şunları kaydetti:

"Yeni Ekonomi Programı, IMF’siz bir IMF programıdır; ana öğeleri Mart 2018’de IMF uzmanlarınca hazırlanan bir Türkiye raporundan alınmıştır. O belgede, sonraki OVP’de, yıllık programda ve 11. Kalkınma Planı’nda göstermelik üretim vurgusu ve hedefleri ciddiye alınamaz. Zira hepsi, neo-liberal modelin serbest piyasacı ana doktrinini benimsemektedir. Bu doktrin, ekonominin dış bağımlılık öğelerinin azaltılmasına ve bunun için üretim yapısının dönüştürülmesine öncelik veren bir planlama perspektifinin tam karşıtıdır."

Muhalefet bloğunun halk sınıflarında etkili olması için krizin kapkaççı sermaye çevrelerince yönetimine açıkça karşı çıkması gerektiğini vurgulayan Boratav şunları ifade etti:

"Bir yıllık ekonomik kriz, tüketimi, istihdamı, reel ücretleri, maaşları, emekli aylıklarını eriterek, emekçileri borç tuzağına sürükleyerek daha da ağır bir toplumsal bunalıma dönüşmüştür. Ekonominin küçülmesi, 2019’da son bulsa dahi, sonrasında (yukarıda değindiğim) bir durgunlaşma dönemi yaşanacaktır. Bu, kriz ortamındaki işsizlik oranlarının ve emek-karşıtı bölüşüm kayıplarının sonraki yıllara da taşınması anlamına gelir.

İktidar, dış kırılganlıkların ağırlaştığı bir ortamda seçim ekonomisini sürdürmeyeceğini fark ettiği için seçim takvimini öne aldı. Mart-Haziran 2019 yenilgileri bu sayede sadece yerel yönetimlerle sınırlı kaldı.

Kendiliğinden gelişen, Haziran’da başarılı olan siyasî muhalefet bloku, emek örgütlerinin özellikle sendikalaşmanın zayıfladığı bir dönemde gerçekleşti. Muhalefet blokunun halk sınıflarında etkili olması, kök salması için, emekçilerin ekonomik, toplumsal taleplerine duyarlı olması; krizin kapkaççı sermaye çevrelerince yönetimine açıkça karşı çıkması gerekiyor. Tüm ilerici, sola dönük meslek örgütlerine, partilere, hareketlere, aydınlara bu doğrultuda büyük ödevler düşüyor. Demokratikleşme programlarının, sıradan işçilerin, diplomalı, diplomasız işsizlerin, topraksız köylülerin, çiftçilerin, kent ve kır yoksullarının özlemleriyle bütünleşmesi, kaynaşması gereklidir."