
Merkez Bankası'nda 4 yıl sonra ilk! En son Aralık 2019’da yaşanmıştı
TCMB'nin net fonlaması 4 yıl sonra ilk kez eksiye geçti. Gecelik faizler de 10 günde yaklaşık 300 baz puan geriledi.
Rezerv biriktirmek için bir süredir piyasada net döviz alımı yapan ve kur korumalı mevduat (KKM) kaynaklı kur farkı ödemelerinin tamamını üstlenen TCMB, 14 Temmuz itibarıyla swap hariç fonlamada nette bankalardan borçlanıcı konuma geçti. Böyle bir durum en son Aralık 2019’da yaşanmıştı.
Bu gelişmeye paralel olarak, 7 Temmuz’da yüzde 16,42 olan ortalama BIST gecelik repo faizleri de yüzde 13,51 ile TCMB’nin politika faizi olan yüzde 15’in altına geriledi.
Özetle, gecelik faizler, TCMB’nin faiz koridorunun alt bandında, TCMB gecelik borçlanma faizi olan yüzde 13,50 seviyesinde oluştu.
TCMB’nin dün swap kanalıyla ise bankalara yaklaşık 1 trilyon TL’lik fonlama yaptığı tahmin ediliyor.
‘PARA POLİTİKASININ ETKİSİNİ AZALTIYOR’
Gecelik piyasada TCMB’nin borç verme faizinin değil borç alma faizinin geçerli olması ve bankaların TCMB’ye borç veren konuma geçmesi, para politikasının ve son dönemdeki sıkılaştırmanın etkisini azaltıcı bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Bloomberg’de dün Kerim Karakaya imzasıyla yayımlanan “Artan TL likidite TCMB’nin sıkılaştırmasını boğuyor” başlıklı haberde, KKM’deki kur farkı ödemeleri ve döviz alımları nedeniyle TCMB’nin piyasaya yüklü miktarda TL verdiğine, bu nedenle nette bankalardan TL satın alan pozisyona geçtiğine ve bunun da para politikasındaki sıkılaşmanın altını oyduğuna, TL cinsi varlıklarda faiz oranının son günlerde gerilediğine işaret edildi.
Gecelik faizlerdeki düşüşün yanı sıra, son iki haftada 3 aya kadar vadeli mevduat faizi yüzde 42’den yüzde 37,8’e gerilemişti.
Yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 30 değer kaybeden TL, gelişen ülke para birimleri arasında Arjantin pesosunun ardından en kötü performans gösteren ikinci para birimi konumunda bulunuyor.
Bloomberg anketine katılan ekonomistler, geçen ayki 650 baz puanlık artışın ardından TCMB’nin yarın 350 baz puanlık sınırlı bir faiz artışına imza atmasını bekliyor.
Enflasyonun ise temmuz ayından itibaren tekrar hızlanması bekleniyor.
‘DÖVİZ TALEBİNİ ARTIRARAK RİSK OLUŞTURABİLİR’
Reuters’ın haberine göre ise, bazı bankacılar, sistemin repo fonlamasına ihtiyacını artırmaya yönelik zorunlu karşılık gibi adımlar beklerken, bazı bankacılar ise rezerv biriktirme hızının belirgin yavaşlayabileceğini öngörüyor.
TCMB’nin haziran ayı başından beri 19-20 milyar dolar rezerv birikimi yaptığına dikkat çeken bir bankanın döviz masası işlemcisi, “Banka sadece son 1,5 ayda rezerv biriktirmek için piyasaya 500 milyar TL üzerinde TL likiditesi sağladı. TCMB’nin yapması gereken asıl adım faizlerin artırılması ancak bunu kademeli olarak yaparken ve aynı zamanda rezerv de biriktirirken TL’nin sistemde birden bu kadar bollaşması döviz talebini artırarak risk oluşturabilir” dedi.
TCMB uluslararası net rezervleri 2 Haziran’da -5,7 milyar dolara inerek 2002 yılında başlayan veri serisinin en düşük değerini almasından bu yana geçen beş haftada 18,9 milyar dolar toparlandı. Bankacılar net rezervlerde geçen hafta 0,5 milyar dolara yakın, toplam rezervlerde ise 2,5 milyar dolar daha artış hesaplıyorlar. Toplam rezervler 113 milyar dolar hesaplanıyor.
Banka son yıllarda ihracatçı döviz gelirleri başta olmak üzere bir çok farklı kanaldan düzenli rezerv elde ediyor. Seçim öncesi bu döviz gelirleri de dahil olmak üzere rezervler piyasaya TL’nin değerini belirlemek için satılıyordu. Seçim sonrası ise döviz satışları daha “şeffaf”, KKM odağıyla kamu bankalarından sektör geneline yayılacak şekilde devam ediyor.
‘MEVDUAT FAİZİ DAHA FAZLA DÜŞEBİLİR’
Bir başka bankanın ALM masası işlemcisi ise kredilerdeki yavaşlamanın sektörün TL’ye ihtiyacını azalttığına dikkat çekti.
İşlemci, “TCMB kademeli faiz artışına rağmen piyasaya 1,5 ayda 500 milyar TL üzerinde bir TL likiditesi bırakan hızlı bir rezerv biriktirme gitti. Tüm bunlar sistemin fonlama ihtiyacını azaltırken bankalar ise fonlamada kendileri için daha avantajlı olan swapları tercih ediyor. Süreçte kısa vadeli çözüm için ilk akla gelen zorunlu karşılık artışı olabilir. Bu süreç mevduat faizlerinde de düşüş getiriyor. Kredilerde zayıf görünüm devam ederken TL likidite bollaşmaya devam ederse politika faizinin çok üzerinde olan mevduat getirileri TCMB faizine daha çok yakınsayabilir” dedi.