​​​​​​​Erdoğan’dan sonra Trump da Nobel’e kafayı taktı

Nobel’i eleştirenler kervanına ABD Başkanı Donald Trump da katıldı. Trump önceki gün, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta gazetecilerin sorularını yanıtlarken “Pek çok şey için Nobel ödülü alacağımı düşünüyorum, eğer adil dağıtırlarsa ama öyle yapmıyorlar” dedi. Bir önceki ABD Başkanı Barack Obama’nın Nobel ödülü almasını eleştiren Trump, “Bir tane Obama’ya verdiler, göreve başlamasından sadece sekiz ay sonra. Neden aldığı konusunda bir fikri yoktu ve biliyor musunuz, bu, onunla aynı fikirde olduğum tek konu” dedi.

Kafayı Nobel’e takan sadece Trump değil, bizim cumhurbaşkanı da 2013 yılından bu yana Nobel’i hak ettiğini ancak Nobel’in adil bir sisteme sahip olmadığını söylüyor. Geçmişe dönük kısa bir gezinti yapalım isterseniz…

Erdoğan, Nobel’i hedef tahtasına koyduğu ilk çıkışını 2013 yılında yaptı. Erdoğan 8 Ağustos 2013 tarihinde yaptığı bir konuşmada, “Size çok enteresan örnek vereceğim. Baradey, Nobel Barış Ödülü almış. Bayan Kerman da barış ödülü almış bir gazetecidir. Çok ilginç bir örnek bu. Barış ödülü almış olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum. Eyyy Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyoruz.

Nobel kararlarını objektif mi veriyor?”

Yaklaşık 1.5 yıl sonra Erdoğan yine Nobel konusunu gündeme getirdi. 3 Aralık 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreninde “Uluslararası kurumları şöyle masaya yatırdığımızda hepsinin karar noktasındaki adımları özellikle ideolojilerin, siyasetin veya kendi inançlarının belirlediği dünyada sizler objektif bir bakışı hiçbir zaman beklemiyor. Nobel diyoruz! Nobel kararlarını objektif mi veriyor? Asla! Bunları bizzat görüyoruz, gördük ve yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Erdoğan’ın bir sonraki “Eyyy Nobel” çıkışı, 16 Ekim 2015 tarihinde yaşandı. G20 kapsamında düzenlenen W20 Zirvesi’nde konuşan Erdoğan, Türkiye’de 2.2 milyon Suriyeli’nin bulunduğuna işaret ederek “Birileri mülteci kabulünde laf ediyor. 30 bin 40 bin alacağız diyor Nobel’e aday gösteriliyor ondan sonra… 2.5 milyon mülteci var bizde kimsenin umurunda değil. Çünkü Nobel de siyasi…” demişti.

Nobel’e meraklı değiliz!”

Aynı gün 1. Asya-Pasifik Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde yeniden kürsüye çıkan Erdoğan, sabah yaptığı konuşmadaki Suriyeli mülteciler konusundaki görüşlerini yenileyerek “Ha, Nobel’e meraklı olduğumuz için konuşmuyorum bunu. Yani bu sistemin ne denli siyasallaştığını göstermek için söylüyorum. Lafını yaptıkları anda Nobel ödülü alıyorlar. O ödül sizlerin olsun” sözleriyle yine Nobel’i eleştirmişti.

Bu çıkışların ardından AKP lobisi Erdoğan’ın Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesi için lobi yapmaya başladı. 29 Eylül 2016 tarihinde Dünya Balkan Dernekleri Federasyonu (DÜNBALFED) Genel Başkanı Recep Varol, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özellikle 15 Temmuz darbe girişimi karşısında dik duruşu, ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek dünya mazlumlarına işaret etmesi ve ülkemizde 3 milyona yakın mağdur insana kapıları açmasından dolayı Nobel Barış Ödülü'nü hak ediyor” açıklaması yaparak kamuoyu oluşturmanın adımlarını attı.

İkinci çağrı ise 26 Eylül 2017 tarihinde düzenlenen Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı katılımcılarından geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Güçlünün güçsüzü ezdiği dünya düzenine karşı verdiği mücadele, insanlığa yaptığı katkılar ve mazlumların yükselen sesi olması”ndan dolayı Nobel Barış Ödülü verilmesi gerektiğine dair çağrısında bulunuldu.

Nobel niye bu kadar önemli?

Erdoğan ve Trump’ın Nobel’i bir yandan eleştirip bir yandan da Nobel’i hak ettiklerini düşünmelerinin altında ne yatıyor olabilir? Buna uzmanlar yanıt verebilir ama ilk akla gelen daha çok saygı, daha çok itibar ve daha ilgi... Milyonlarca insanı yönetmek, milyarlarca dolarlık bütçelere sahip olmak, zırhlı araçlar, korumalar, saraylar, ilgi, alaka yetmiyor. Hep daha fazlası isteniyor. Bu ‘hep daha fazlasını isteme’ dürtüsü hangi eksikliği kapatmak için orasını bilemiyoruz!

Önceki ve Sonraki Yazılar