Gazilikten istifa edilebiliyor mu?

Benim babam Kahramanmaraşlı, annem Kilisli. Eşimin babası Kilisli, annesi Gaziantepli. Bu yörenin, 1. Dünya Savaşından sonra, Fransız işgalcilerine karşı direnişi dillere destandır.
Maraş’ta, Sütçü İmamın Fransız askerlerine sıktığı kurşunlarla başlayan Maraş Harbi’nin ilk günü, o sıralarda 16-17 yaşlarında bir delikanlı olan babam Fransız askerlerince esir alınmış. Aynı gün babamın ağabeyi ve halasının oğlu, bir kilisenin çan kulesinden atılan kurşunlarla vurulup, şehit düşmüşler.
Kilisli İslam Bey komutasındaki Kuvva-i Milliye kuvvetlerinin ve Antep halkının İşgalci güçlere karşı direnişleri gerçek bir destandır. Bu üç beldenin insanları bir araya geldiklerinde, kendilerinin düşmanla daha fazla savaştığını iddia ederek tatlı tatlı çekişirler.
Rivayet ederler ki Atatürk, ‘Gazi’ unvanını Maraş’a vermek üzere hareket etmiş; ancak Maraş’ta ‘şapka kanununa’ karşı cereyan eden bazı hareketlere canı sıkıldığ için, Antep-Maraş yol ayrımına geldiğind şoförüne ‘Antep’e sür’ emrini vermiş. Doğru olup olmadığı şüpheli bu söylenti bile, her iki beldenin de ‘Gaziliği’ hak ettiğini gösteriyor.
‘Gazilik’ yurdu için savaşmış, savaştan sağlam veya yaralı olarak dönmüş, düşmanla göğüs göğüse, göz göze çarpışmayı bilmiş insanlara verilen, onlara kıvanç ailelerine onur veren bir unvandır. Doğaldır ki Maraşlılar kentlerinin ‘Kahraman’ unvanı ile, Antepliler ve dahi Kilisliler ‘Gazi’ sanı ile ve Urfalılar da ‘Şanlı’ şehirleri ile onur ve gurur duyarlar.
15 Temmuz FETÖ’cü ayaklanmasına karşı yiğitçe direnenler yanında, arkadaşından dayak yiyip, ‘beni FETÖ’cüler yaraladı’ diyerek ‘Gazi’ unvanı alan sahtekarlar var.
‘Tankın egzosuna tişörtümü sokup onu durdurdum’ diyerek, (askerliğini zırhlı tugayda yedek subay asteğmen-teğmen olarak yapan beni bir yerimle güldüren) ‘Gazilik’ beratı isteyen soytarılar var.
Şimdi AKP İstanbul Milletvekili, Tayyip Bey’in akrabası olduğunu basından okuduğum, Metin Külünk Bey’in, Tayyip Bey’e ‘Gazi’ unvanı verilmesi için kanun teklifi hazırladığını, TV’lerde kendi ağzından duydum. Metin Bey’in bir eksiklik yaptığını düşündüm. Tayyip Bey’le birlikte, Afrin harekâtını kumanda odasından ekranlarda izleyen mahdum Bilal Bey’e ve Süleyman Şah’ın sandukasının Suriye’den kaçırılmasını Milli Savunma Bakanlığında harita üzerinden yöneten, ‘sakıt Başbakan’ Ahmet Bey’e de aynı unvanın verilmesini istemeliydi diye düşündüm.
Orhan Şaik Gökyay’ın, ‘Bu Vatan Kimin’ adlı şiirini ilkokuldayken ezberlemiştim:
‘’Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıra dağlar gibi duranlarındır
Sencileyin hasmı rüyada değil
Topun namlusundan görenlerindir’’
Muhterem şairin manevi varlığından özür dileyerek, ‘rüyada’ kelimesini, ‘ekranda’ diye uyarlarsak, günümüze ‘cuk oturur’ diye düşünüyorum.
Şimdi Kahramanmaraşlı ve Gaziantepli hemşehrilerime soruyorum: Metin Bey’in teklifi kanunlaşırsa ve Tayyip Bey’e ‘Gazi’ unvanı verilirse, dedelerimizden ve babaları- mızdan utanarak, ‘Kahraman’lıktan ve ‘Gazi’likten istifa etmemiz gerekmez mi? Ben kendi payıma, böyle bir istifanın mümkün olup olmadığını hukukçu arkadaşlarımla birlikte araştıracağım.
Öyle ya, başkalarının çocuklarının kanları üzerinden ‘Gazi’ olanlarla bir olunur mu hiç?Ayıptır!

Önceki ve Sonraki Yazılar