Alevilerin birliğini kim bozuyor?

Alevilerin birliğini kim bozuyor?

"Kuruluşlarından bugüne kadar yürüttükleri faaliyetleri ile toplumsal birliği sağlayamadık"

Sivil Toplum örgütleri toplumsal yaşamın vaz geçilmez unsurlarıdır. İdari yönetimin dışında temsil ettikleri kitlelerin sorunlarını çözümü için anayasal hukuk kuralları ile öncüllük ederler. Amaçlarını gerçekleştirirken konusunda uzman insan kadroları ile toplumun öncüleri ile de istişare içinde çalışmalarının yürütmek suretiyle toplumsal birliğini sağlarlar

Son 30-40 yılda kurdurulan ve kurulan Alevi sivil toplum örgütleri 16.11.2019 tarihinde Garip Dede Dergâhı’nda bir araya gelerek bir toplantı yapmışlar. Toplantının sonunda ilân etikleri sonuç bildirgesindeki çağrılarında, kuruluşlarından bugüne kadar yürüttükleri faaliyetleri ile toplumsal birliği sağlayamadıklarını ifade ediyorlar. Anadolu Alevilerine bin yıldır inanç önderliği yapan kurum ve temsilcilerini görmezlikten gelerek yürütülen bu faaliyetlerinin yanlış olduğu bir kez daha ispatlanmış oluyor.

Anlamakta zorluk çekilen şu ki; Alevilerin 1000 yıllık kurumlarını yok sayarak bozdukları bu birliği yeniden sağlayacak kahramanlar olarak da yine kendilerini ilân etmeleridir. Anadolu’da tarihi bir deyim var; buna “mahkemede dayısı olan oğlan yapar” derler. Bunun ne anlama geldiğini de Alevilere bırakıyorum.

Alevilerin tarihi birliğini bu güne kadar kimler getirdi? Bugün neden bozulduğunu söyleyip “Birlik Zamanı” çağrısında bulunuyorlar? Gün geçtikçe Aleviler üzerinde yeni yeni oyunlar tezgâhlanıp sergilenmeye çalışılırken, “Birlik Zamanıdır” hem de “Yolda Birlik İçin” demek Aleviler adına üzücü bir tablo oluşturuyor. Sormazlar mı, bugüne kadar neredeydiniz? Binlerce Alevi bilim insani, Alevi yazar-çizer, Alevi aydını defalarca uyarılar da bulunmalarına rağmen, neden yazılanlar ve söylenilenler dikkate alınmadı?

Alevilerin tarihi birliğini sağlayan kurum olan Ocak sisteminin temsilcileri olan ocakzade dedeler defalarca uyarılarda bulunurken neden kulak vermediniz?

Anadolu Alevi ocak sistemini kendi keyfiyet yönetim kadrolarıyla işlevsiz hale getirenler kimler? Kurslarla “dedelik ve dedebabalık” ünvanını tekkeye yaptırılan yardımlarla onaylayanlar, Alevi Sivil Toplum Örgütlerinin yöneticileri ve bu toplantıda birlik çağrısı yapan başkanlar olarak, niçin zamanında bu yanlışlara müdahalede bulunmadınız da, bu güne bıraktınız?

“Yolda Birlik İçin” çağrısı yapanların birlik için asgari gerekli olan Alevi olma koşullarını taşıyıp taşımadığını araştırsanız, siz bile cevabını veremeyecek tablolarla karşı karşıya kalacaksınız.

Son 30-40 sende kurdurulan bu Alevi Sivil Toplum örgütlerinin Alevilerin yol ve erkân varlığı konularında sonuç alabilmiş çözüm ortaya koyamadıklarını tüm Aleviler biliyor. Siyasal varlıklarının devamı, rant ekonomisinin çoğaltılması adına yapılan bu “Birlik” çağrıları da bu durumda, Alevileri aldatmaktan başka bir amaç taşımıyor. Geçmişte olduğu gibi, gelecekte de gerçekler ispatlanacak.

Alevilerin birliği talibin kendi yol ve erkânına sahip çıkmasıyla mümkündür. Bunun dışında ki oluşumlar Anadolu Aleviliğinin birliğini sağlayamaz. Tarihte bunun onlarca örneği mevcuttur. Anadolu Alevileri kendi yol ve erkânlarına kendi birlikleri içinde sahip çıkabilirler. Kurdurulan siyasi ve ideolojik oluşumlar, “Yolda Birlik” sloganı atanlar, Avrupa’dan Anadolu’ya Alevilik ihraç edenler, Osmanlı Bektaşi Tarikat Tekkesini Anadolu Aleviliğinin ser-çeşmesi gösterenler, Ali’siz Aleviliği savunanlar, “dikme dedelik ile dedesiz yol ve erkânı” savunanlar Alevilerin tarihi birliğinin sağlayamazlar ve sağlayamayacaklardır. Alevilerin birliğini her şeyden önce, Alevilerin kendi iradeleri sağlayacaktır. Bu yapılarla Alevilerin birliği sağlanamaz.

Bu gerçeği 2008 yılında yazdım. “Mevcut STK'larla bir yere varılmaz”.

Hüseyin Aldoğan: 11.09.2008 Tarihli Milliyet’’ de yayınladı. http://www.milliyet.com.tr/siyaset/mevcut-stklarla-bir-yere-varilmaz-989386

Ayrıca araştırmacı yazar İbrahim Bahadır da, Almanya’da bu konuda yazılar yayınladı. Kısaca belirtmek gerekirse, 26 yıl önce Alevi aydın yazar İbrahim Bahadır ve 12 yıl öncede ben bir dede evladı olarak bu konuyu Avrupa ve Türkiye’de, Alevi kamuoyu ile paylaştık. Bizim dışımızda da onlarca aydın ve dede bu konularda görüşlerin ifade ettiği halde, bugün “Yolda Birlik İçin” açıklama yayınlayanlar, “sizler neden bu Alevi sivil toplum örgütleriyle bir yere varılmaz diyorsunuz”, diye sormadılar. Demek ki, Alevi sivil toplum örgütlerinin yöneticileri o zaman Alevilerin birliğine ihtiyaç duymamışlar.

Peki, ne oldu da, 20 yıl sonra, “birlik olalım Alevilerin durumu iyiye gitmiyor” söyleminde bulunmak zorunda kaldılar? Kim kimi ne için birlik olmaya davet ediyor? Alevilerin birliğine kimler öncüllük edecekler? Eğer bu Alevi sivil toplum örgütleri bu öncülüğü yapabilselerdi, bugüne kadar yaparlardı. Bu çağrılarına bundan sonra hangi Aleviyi inandırabilirler? Aslında bu çağrıların asıl amacı, kaybedecekleri çıkarlarıdır, demek daha doğru olacaktır.

Kendi kendimizi ve Alevileri boşu boşuna yeni maceralara sürüklemeyelim. Alevilik kimsenin şahsi, siyasi ve ideolojik emellerine alet edilecek bir inanç anlayışı değildir. Bu batinî inanç anlayışının Anadolu Alevilik tarihinde yaşanan gerçeklerine baktığımızda bu tür dayatma oluşumlara müsaade edilmediğini görürüz. Anadolu Aleviliği geleceğinde de bu girişimlere zaten müsaade etmeyecektir.

Bu çağrı, Alevilerin hiçbir sorununu çözmeye hizmet etmeyecektir. Zaman bu gerçeği ispatlayacaktır.

Hüseyin Aldoğan