Ayasofya kararı erken seçim işareti mi?

Ayasofya kararı erken seçim işareti mi?

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Ayasofya'nın müze statüsünün iptal edilerek cami olarak Diyanet'e devredilmesinin erken seçim kulisini hareketlendirdiğini yazdı.

Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Danıştayın gerekçesinde, Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı mülkiyetinde olduğu, cami olarak toplumun hizmetine sunulduğu belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya'nın Diyanet İşleri Başkanlığına devredilerek ibadete açılmasına yönelik Cumhurbaşkanlığı Kararını "hayırlı olsun" mesajıyla paylaştı. Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.

Ayasofya'nın ibadete açılması tüm Türkiye ve dünyada büyük etki yarattı. Muhahalefetten bazı kesimlerin bile sevinçle karşıladığı karar özellikle İslam coğrafyasında büyük etki yarattı. Batı'da ise tepki hakim.

Meclis'teki havayı aktaran Sarıkaya bazı AKP'li ve parti yöneticileriyle yaptığı sohbetlere dayanarak Ayasofya adımının olası bir erken seçime yönelik olmadığını aktardı.

Sarıkaya'nın yazısı şöyle: 


"Seçim değilse o zaman ardı sıra gelen ve dindar muhafazakâr kesimi hoşnut bırakan bu adımların gerekçesi nedir?


AK Parti’den ayrılan ve yeni parti kurma çabasında bulunan iki partinin yöneticileri dün konuya girme niyetinde değildi...


Onlar adımın AK Parti’den kopup kendilerine gelme eğilimi olan dindar mütedeyyin kesimi tutma çabası olarak okuyordu.


CHP ve MHP ise dikkat çekici şekilde bu konuda kendi içinde farklı bir bakışa sahip; bir kesimi iyi olduğunu düşünüyor, diğer bir kesim ise evrensel değerlerden kopup, içe kapanmanın adımı diye görüyor…

AK Parti’deki bakışa gelirsem.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dün ifade ettiği gibi, “kararlı duruşun bir göstergesi” olarak meseleye yaklaşıyor.


Ayasofya konusunu, ezanın Türkçe okunması kararını iptal edip, Arapça okunmasını sağlayan Başbakan Adnan Menderes’in kararı ile eş değerde tutuyorlar.
Hatta bu dönemde olduğu için çok daha önemli buluyor.


 Bir yıl önce böyle bir adımın atılmasından kaçınılırken, bu yıl neden böyle bir yola gidildi?


Buna verdikleri yanıt da “Koşullar bu dönem uygun oldu” cümlesinin ötesinde değil.


Dindar muhafazakar kesimin yüzyıldır aşamadığı, önünde engel gördüğü meseleleri ortadan kaldırmanın kararlılığı olarak meseleye bakıyorlar.


Sözlerinden çıkardığım şu ki AK Parti meseleye seçim yatırımı olarak bakmıyor veya yeni kurulan partilere taban kayışını engelleme çabası olarak da ele almıyor.


Dindar muhafazakâr kesim açısından sembolik tarihi değer olarak görülen meselenin önündeki engelin kaldırılması olarak değerlendiriyor.


Bu konuda adım atılabileceğini sadece Türkiye’ye değil, bütün dünyaya gösterildiğini ifade ediyor.


Haksız da değiller, sembolik tarihi değer açısından Ayasofya’ya bakıldığında sadece Türkiye değil, uluslararası Müslüman kesim açısından da önem ifade ediyor.


Ayrıca kendilerinin de vurguladığı gibi, dindar muhafazakar tabanın kopan iki partiye gitmesinin önüne set çekme çabası diye okumak da doğru olmaz."