Serkan Güler / Yurt Gazetesi

Turizm sezonu son erdi. Bodrum’u kış aylarında, yeni sezon ve gelecek için ne gibi çalışma ve projeler bekliyor?

Bodrum Belediyesi olarak vatandaşlarımızın huzuru ve yaşam standartlarının yükselmesi için ekiplerimizle birlikte 24 saat boyunca aralıksız çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın istek ve taleplerini de dikkate alarak, çözüm için en kısa sürede harekete geçiyoruz. Özellikle çevre düzenlemesi, yolların bakım ve onarımları, sahillerimizin güzelleştirilmesi, sosyal alanların artırılması gibi çok sayıda projeyi hayata geçirmek için çalışmalar yapıyoruz. Bitez’deki sahil düzenleme çalışmalarımızı tamamladık. Şimdi sırada Turgutreis bölgemizdeki sahil, yürüyüş ve bisiklet yollarını kapsayan sahil bandı projelerimizi tamamlamaya geldi. Kış ayları boyunca özellikle bu bölgelerde yoğun bir tempoda çalışacağız.

Sosyal anlamda da huzur evi ve kadın sığınma evi gibi projeleri hayata geçirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bodrum yarımadamız geneline hatta çevre ilçelere bile yetecek kapasitedeki Bodrum Belediyesi bünyesindeki en önemli yatırımlarımızdan biri olan modern asfalt plentimiz tamamlandı, sıcak asfalt üretir konuma geldi. Ekiplerimiz artık günlük 800 ton üretim yapan şantiyemizle tüm Bodrum genelindeki yolların bakımını daha hızlı bir şekilde yapabilecek.

“En büyük hayalim; tekrar tarımla uğraşmak”

Bodrum’un turizm potansiyelini arttırmak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

5000 yıllık tarihi geçmişe sahip Bodrum, tarihsel açıdan dünya mirası kentlerden biri. Bodrum’un dört bir yanı, çok sayıda eski medeniyetlerin izleriyle kaplı. Bodrum Belediyesi olarak asli görevlerimizden biri de, tarihi geçmişimize sahip çıkmak. Dolayısıyla arkeolojik çalışmaları destekliyoruz ve kentimizin tarihsel dokusunun korunmasına özen gösteriyoruz.

Baktığınızda; dünyanın en gözde kentlerinin, kültürel miraslarını koruyarak geleceğe emin adımlarla ilerlediğini görürsünüz. Birlik beraberlik bilincine sahip toplumlar, saygı, sevgi ve hoşgörüyle beslenen toplumlar uzun süre var olabilir. 20 yıla yakın sürdürdüğüm belediye başkanlığı görevimi bu vizyonla, bu misyonla sürdürüyorum.

Tarım alanlarının daralması konusunda tedbir alıyor musunuz?

Turizm geliştikçe maalesef tarım arazileri kıymetini yitirmeye başladı. Bunun önüne geçmeliyiz. Tarım arazilerimizin turizme daha fazla feda edilmesini engellemeliyiz. Çünkü sürdürülebilir turizm için tarıma da ihtiyacımız var. Bodrum, geçmişinde sırf mandalina üretip satarak çocuklarını okutmuş, düğününü derneğini mandalinadan kazandıkları parayla yapmış çok sayıda aile ile doludur ki ben de böyle bir ailenin çocuğuyum. Üreticilerimizin çektiği sıkıntıları bu yüzden çok iyi bilirim. Bodrum Belediye Başkanı olarak isterim ki bu değerlerimizi yeniden canlandıralım; köylülerimize, çiftçilerimize ekonomik güçlerini elde edebilecekleri ortamlar sağlayalım. En büyük hayalim; bir gün tekrar tarım ve hayvancılıkla uğraşmak. Toprak öyle güzeldir ki; bir ömür bakar insana. Belki zengin etmez ama kimseye de muhtaç olmazsın. Tarımı turizmle entegre edebilirsek,
üreticilerimizin yeniden iyi paralar kazanmasını sağlayabiliriz. Bildiğiniz gibi Bodrum Mandalina Üreticileri Birliği'nin kurulmasına öncülük ettik. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Bodrum mandalinasının yeniden canlanmasını sağladık. Organik tarım çalışmalarını da hala destekliyoruz. Düzenlenen Tohum-Takas Şenliği ile bu toprakların ürünü olan bereketli ve sağlıklı tohumların yeniden yaygınlaştırılmasını sağlıyoruz.

Ankara-Bodrum hattında ortak çalışmalarınız var mı?

“Cumhuriyet Halk Partisi Çalışıyor, Türkiye Kazanıyor" projesi nedeniyle genel başkan yardımcılarımızın daveti üzerine geçtiğimiz ay Ankara'da CHP Genel Merkezi’nde projelerimizin sunumunu yaptık. Bu proje; özellikle parti içerisindeki iletişimi arttırması, örnek projeler geliştirilmesi açsından önem taşıyor. Projeyi hazırlayan Genel Başkan Yardımcımız Yasemin Öney Cankurtaran'a bu nedenle çok teşekkür ediyorum. Yaklaşık 20 gün boyunca ziyarete açık olan standımızı Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da gezdi. Bodrum Belediyesi'ni Ankara'ya taşıyarak aynı zamanda Bodrum’un sıcaklığını ve huzurunu da Ankara’ya ve genel merkezimize taşımış
olduk. Daha çok sosyal belediyecilikle ön plana çıkan faaliyetlerimizi yansıttık orada. Herkes de çok mutlu
oldu, memnun kaldı. Tabii ki bizler de.

Büyükşehir Yasasıyla ilçe belediye başkanları bölge müdürü haline geldi

Muğla'nın Büyükşehir olması Bodrum'u nasıl etkiledi? Büyükşehir Yasası maalesef ilçe belediyelerinin elini kolunu bağlamış durumda. Bugün artık ilçe belediye başkanları bölge müdürü haline geldi. Şu anda çöp toplamaktan
başka bir işimiz yok. Bütün yetkiler büyükşehirlere devredildi ve dolayısıyla gelirimizin çoğu büyükşehire gidiyor. Bütün ilçeler hizmet üretmekte zorlanıyor. Bu sistemin en kısa sürede yeniden ele alınması gerekiyor. Bodrum
gibi yaz nüfusu bir anda 10 kat artan turistik ilçelerin daha farklı bir şekilde konumlandırılması gerekiyor. Hele ki dünya markası konumundaki Bodrum'un çok daha güçlü yapıda bir belediyeye ihtiyacı var. Durum öyle vahim ki; biz şu anda neredeyse belediyenin önünden geçen caddeye bile müdahale edemiyoruz. 17 yıllık belediye başkanı olarak, daha iyi hizmet için, halkımın huzuru için eski yetkilerimi geri istiyorum.

Hedefimiz; sezon dışında turizm

Geleneksel değerlerimizi ve kültürümüzü yaşatmak için elimizden gelen tüm özveriyi göstermeye gayret ediyorum. Asırlardır yerleşik olan Yörük kültürünün izlerini, düzenlediğimiz çeşitli festivaller ve etkinlikler sayesinde Bodrum’da hala görebilirsiniz. Bodrum Belediyesi olarak bu etkinliklerin hepsine büyük destek veriyoruz. Bizleri
bir arada tutan değerlerimizi yaşattıkça halk birbirine daha çok kenetleniyor. Bu da ilçemizin doğal güzelliklerini ve kültürünü merak eden misafirlerimize pozitif olarak yansıyor. Bir gelen bir daha gelmek istiyor. Çünkü büyük bir içtenlik, hoşgörü, birlik ve beraberlik buluyor burada. Bodrum olarak en büyük hedefimiz; temmuz ve ağustos aylarındaki yüksek sezonun dışında turizm yapabilmek, turizmi alternatif kaynaklar sunarak 12 aya yayabilmek. Sürdürülebilir bir faaliyet olarak turizmi her geçen gün daha da geliştirmek zorundayız. Sadece deniz, kum, güneş üçlüsüne ihtiyacımız yok. Bodrum yarımadamızdaki alternatif turizm olanaklarının üzerine yeni yeni fikirler
de ekleyerek çok iyi bir şekilde insanlara anlatmalıyız. Turizmi 2-3 aylık döneme sıkışan bir faaliyet olmaktan el birliğiyle kurtarmalıyız.

Mavi Yolculuk’u geliştirmeliyiz

Bodrum, dünyaya yayılan en önemli turizm potansiyellerimizin başında geliyor. “Mavi Yolculuk”u korumak ve yaşatmak için ise elimizden gelenden fazlasını yapmalıyız. Bodrum’dan başlayıp Ege ve Akdeniz kıyılarını içine alan “Mavi Yolculuk” ilk 1960’larda başladı. Bodrum'dan Göcek'e dünyaca ünlü Bodrum guletlerimiz ve teknelerle her yıl binlerce misafir “Mavi Yolculuk”a çıkıyor. Dolayısıyla bu güzel koyları da korumamız gerekiyor. “Mavi Yolculuk”un gelişmesi ve tüm dünyada tanıtılması için aralıksız olarak çalışmalıyız.