
Engellilere böyle mi sahip çıkıyoruz?
Elif, Manisa’nın şirin ilçelerinden Ahmetli’de yaşıyor. Boyunun kısalığı yüzünden altı yıldır iş için çaldığı kapılar hep yüzüne kapanmış. Kimseye ihtiyaç duymadan, kendi kendine yetmek isteyen Elif, “Boyum kısa, aklım değil” diyerek dillendiriyor, sessiz isyanını...
Ali Avcu - YURT Gazetesi
Elif, Manisa’nın şirin ilçelerinden Ahmetli’de yaşıyor. Boyunun kısalığı yüzünden altı yıldır iş için çaldığı kapılar hep yüzüne kapanmış.
Kimseye ihtiyaç duymadan, kendi kendine yetmek isteyen Elif, “Boyum kısa, aklım değil” diyerek dillendiriyor, sessiz isyanın...
Elif Altıntaş, 34 yaşında. Beş çocuklu Altıntaş çiftinin en küçük çocuğu. Daha doğduğunda belli olmuş, boyunun kısalığı. Altıntaş ailesinin diğer fertlerinde yok, Elif’in başındaki dert. Bu yüzden anne-babası doktorların yolunu tutmuş, çalmadık kapı bırakmamışlar, Elif’in boyunu uzatmak için bir çare buluruz ümidiyle. Bu süre zarfında da çeşitli ilaçlar kullanılmış, hem akranları hem de aile içinde eziklik duygusundan kurtulabilmesi amacıyla. O ilaçların da yan etkileri bir darbe daha vurmuş bahtsız Elif’e; vücudu güç kaybına uğramış ve koltuk değneklerine muhtaç etmiş kendisini. 34 yaşındaki Elif’in boyu 95 santimetre. Boyu kısa ama ya hayalleri...
Boyum kısa, aklım değil
Manisa’nın, yaklaşık 16 bin nüfuslu, şirin ilçelerinden Ahmetli’de yaşıyor Elif. Hem ailesine yük olmamak, hem kendini toplumdan soyutlamamak hem de birilerinin yardımına muhtaç olmadan kendi kendine yetebilmek için çırpınıyor, art arda yüzüne kapanan kapılara aldırmadan.
Boyunun kısalığı yüzünden kimsenin kendisine iş vermediğini anlatıyor Elif ve “Çalışmak istiyorum. Boyum kısa ama aklım kısa değil. Dışarıda bizler de yaşıyoruz ama adeta görünmeziz. Görünür olmak istiyoruz” diyerek, döküyor içini. Kendisi gibi boyu kısa olanların normal bir insan gibi yaşayamadıklarından, düzenin boyu uzun olanlar için kurulduğundan yakınıyor, sessiz isyanlarıyla. Elif Altıntaş altı yıldır iş arıyor, yılmadan. “6 yıldan beri işe girmek için çalışıyorum. Ama bir türlü iş bulamadım.
Maalesef boyumdan dolayı kimse bana geri dönmüyor. Bazen beynimin verdiği komutu bedenim kaldıramıyor.
Beynim yaparsın, yapacaksın diyor” diyen Elif, “Toplum içinde görülmek istiyoruz, topluma karışmak istiyoruz. Daha önce insanların bakışlarından dolayı dışarı çıkamıyordum. Ama bunları aştım. Engelli olduğundan dolayı dışarı çıkmayanlar var. Onların da dışarı çıkmasını istiyorum. Çalışmak istiyorum. Görünür olmak istiyorum” şeklinde ifade ediyor, duygularını ve sorunlarını.
Elif’in yüzünü güldürmek çok mu zor?
SAYIN Ahmet Alhan! Siz, o şirin ilçenin belediye başkanısınız, hem de iktidar partisinden. Tamam, belki kadronuz kısıtlı ama “engelli kontenjanı” da yok mu, elinizin altında. Tabi, bu kontenjanları partili olup da engelli olmayanlar işgal etmediyse. Bir el atıverseniz diyorum Elif’e…
Yardım paketleriyle Altıntaş ailesinin kapısını çalmanız değil istediğim. Elif kızımızın elinden tutsanız da toplumla kaynaştırsanız, yüzünü güldürseniz diyorum. Ne dersiniz, işin ucunda sevap kazanmak da var… Bir sözüm de Ahmetli Kaymakam Vekili Mehmet Deniz Arabacı’ya, Ahmet Başkan için söylediklerim sizin için de geçerli. Ne de olsa o şirin ilçenin en büyük mülki amirisiniz. Belki elinizin altında Elif kızımıza uygun bir iş vardır. Yoksa bile bulabileceğinizi düşünüyorum. Velev ki, istediğiniz halde bulamadınız. Ahmet Başkan ile el ele vererek güldürüverin Elif Altıntaş’ın yüzünü….
Son sözüm de Salihli ile Turgutlu’nun kaymakamları ile belediye başkanlarına Ahmetli ilçesi, her biri 150 binin üzerinde nüfusa sahip Salihli ve Turgutlu ilçelerinin tam ortasında. Birine 19, diğerine de 21 kilometre uzaklıkta. Üç ilçe de Ankara- İzmir karayolunun üzerinde yer alıyor. Üstelik demiryolu da aynı şekilde bu üç ilçeden geçiyor. Ahmetli’deki yetkililer ve sorumlular sorunu çözmezse, komşuları olarak siz yardımcı olsanız diyorum. Hani “komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir” ya. Elif’e bir kapı açıverseniz diyorum. Engelli olmasına rağmen koşarak gelecektir size, emin olun…