Gökçek 29 Ekim’de müstafi olmuş: Şimdi ibre Tuna'yı mı Tiryaki'yi mi gösteriyor?

Gökçek 29 Ekim’de müstafi olmuş: Şimdi ibre Tuna'yı mı Tiryaki'yi mi gösteriyor?

İstifası istenen belediye başkanları ile ilgili tartışmalar sürerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gökçek’in yerine geçecek isim için temayül yoklamasına gidecek. Metal yorgunluğu eleştirisi ile ilgili sürecin ise iyi yönetilmediği, istifası istenenlerin kalpleri kırılınca ve 'koskoca adamlar ağlaya ağlaya gönderilince' riskin daha da arttığı değerlendirildi.

İstifasını 28 Ekim Cumartesi günü açıklayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in dilekçesinin, 29 Ekim Pazar günü işleme girdiği, yerine geçecek ismi belirlemek için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın programına göre, perşembe ya da cuma günü temayül yoklamasına gidileceği belirtildi. İbrenin Sincan Belediye Başkanı Mustafa Tuna’yı gösterdiği, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin de denklemde olduğu kaydedildi.

Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü köşe yazısında, istifası istenen belediye başkanlarıyla ilgili tartışmalar sürerken, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 29 Ekim gününden itibaren müstafi sayıldığını belirtti. Selvi, ibre Mustafa Tuna’yı gösterse de, Veysel Tiryaki’nin de denklemde olduğunu ifade etti.

‘Erdoğan Uğur’un açıklamalarından rahatsız’

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa eden Ahmet Edip Uğur’un açıklamalarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı rahatsız ettiğini aktaran Selvi, Uğur’un, eşinin gözaltına alındığı ile ilgili haberleri yalanladığını da kaydetti.

AKP’nin belediye başkanlarının istifa konusunu ‘soğutma’ çabasında olduğunu ifade eden Selvi, “İstifa eden belediye başkanlarıyla ilgili olarak teşkilatla yapılan toplantılarda yeni bir soru ortaya çıktı. “İstifa eden belediye başkanları birkaç dönem başkanlık yapmış, yıpranmaya başlamış isimlerdi. O nedenle istifalarını izah etmekte zorlanmıyoruz. Ancak 2019’dan sonra seçilen başkanlar arasında bir süre sonra istifası istenen olacak mı?” yönündeki sorular üzerine Erdoğan’ın not almakla yetindiği söyleniyor. Bu ne anlama geliyorsa” diye yazdı.

‘Koskoca adamlar ağlaya ağlaya gönderilince…”

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca ise seçilmiş belediye başkanlarının görevlerini bırakmaları talebinin, 2019’dan başarıyla çıkma adına alınmış, ontolojik olarak riskli bir karar olduğunu belirterek, şunları yazdı:

“Talep, kamuoyuna mal olup istifası istenenlerin kalpleri kırılınca ve koskoca adamlar ağlaya ağlaya gönderilince risk daha da arttı. Ama haksızlık da etmeyelim, hiç kuşkusuz sahaya seveni kadar nefret edeni de bulunan Melih Gökçek’in sürülmesi, “Seçimle gelen seçimle gider” diyecek olanların tepkisini hafifletmek için düşünülmüş akıllı bir hamleydi. Öyle ki nice “Demokrasi isteriz” diyen CHP’li ve Bülent Arınç gibi AK Partili, oltanın ucundaki iştah açıcı yemin cazibesine kapılmaktan geri duramadı.

Söz konusu tutumun milli iradenin güçlü sütunlarında gedik açabileceğini, ilkelerden taviz vermemek gerektiğini hatırlamaktan uzağa düştüler. “Yeter ki Melih gitsin”di, “Ben kazandım, o kaybetti” denilebilsindi. Edip Uğur’un giderayak söylediği şeyler, yaptığı imalar olmasaydı, kaybedenin olumsuz imajı ve kazananların neşesi üzerinden “hayırlı oldu” duygusu uyandırılabilirdi. Ancak pek öyle olmadı. “Attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmedi” diye bir söz vardır. Metal yorgunluğu eleştirisiyle başlayan süreç doğru yönetilememiş ve şimdiden astarı yüzünden pahalıya gelmiş olabilir. Zira Edip Uğur’un gidişindeki anomaliden daha önemli olan, söylediklerini söylerken salon tarafından güçlü bir şekilde alkışlanmasıdır.”