12 yıl sistematik şiddete maruz kalan kadına adliyeden pes dedirten öneri: "Kapını kilitle, otur!"
Evli olduğu 12 yıl boyunca sistematik olarak şiddete maruz kalan Ülkü D.’yi, ayrıldığı Aziz A.'nın darp ettiği açıklandı. Aziz A.’dan şikâyetçi olmak için adliyeye giden Ülkü D., “Kapını kilitle, otur” yanıtıyla karşılaştığını açıkladı.
Evli olduğu 12 yıl boyunca sistematik olarak şiddete maruz bırakılan Ülkü D.’yi, ayrıldığı Aziz A. darp etti. Aziz A.’dan şikâyetçi olmak için adliyeye giden Ülkü D., “Kapını kilitle, otur” yanıtıyla karşılaştığını açıkladı.
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin ardından kadına yönelik erkek şiddeti vakaları devam ediyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun haksız ithamlarla karşı karşıya kaldıklarına yönelik açıklamasının ardından da kadınların maruz bırakıldığı şiddet vakaları, söz konusu ifadeleri yalanlar nitelikte. Buna bir örnek de Muğla Yatağan’da evli olduğu Aziz A. adlı erkekten 2017’de boşanan Ülkü D.’nin, 12 yılın ardından hâlâ şiddete maruz bırakılması oldu.
BirGün'den Dilan Esen'in haberine göre, Ülkü D., 2005 yılında evlendiği Aziz A., adlı erkek tarafından 12 yıl boyunca sistematik olarak fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldı. Ancak Aziz A.’nın, kendisinden 2017’de boşanan Ülkü D.’ye yönelik şiddeti devam etti.
Son olarak 23 Mart Salı günü Aziz A. tarafından darp edildiğini belirten Ülkü D., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kızım babasını görmek istediği için onun evine götürdüm. Evinde bir kadın gördüm ve sevgilisi olduğunu söyledi. Kızım bunu duyunca çıldırdı. Ona kızımın halini gördüğünü evden gitmesini istediğimi söyledim. Daha eski eşim eve geldi ve bana çok ağır hakaretler etti. Olaya daha fazla şahit olmasın diye kızımı odasına götürdüm. Koridora çıktığımda eski eşim ve sevgilisi F.A., bana saldırıp darp etmeye başladı. Ölümle tehdit etti.”
Daha sonra olay yerine polis çağırıldığını söyleyen Ülkü D., sözlerini şöyle sürdürdü: “Polis eski eşimin arkadaşı özellikle onu aramışlar. Hiçbir işlem yapmadı. Ben kızımı aldım çıktım. Daha sonra darp raporu alıp ertesi gün karakola gittim. Orada eski eşimden şikâyetçi oldum. Yatağan Karakolu’nda çalışan M. isimli polis memuru bana laubali tavırlarla yaklaştı. Tartıştık. Ona yalnızca ifademi alacak memur kimse onunla muhatap olacağımı söyledim. Beni bir erkek ve bir kadın memur ifade için başka bir odaya aldılar ve ifade verdim. Polis memurundan da şikâyetçi oldum.”
Ülkü D., yaşananların ardından Aziz A.’nın kardeşi tarafından tehdit edildiğini de açıkladı.
Aziz A.’nın kendisini ilk kez 8 aylık hamileyken darp ettiğini dile getiren Ülkü D., “Çocuğumu sağlıklı bir ortamda büyütmek istedim. Ona karşı direnç gösterirsem devam eder diye korktum, aileme anlatamadım. Oğlum 6 yaşındayken ayrılmak istedim. Ama o buna müsaade etmedi. Beni tekrar tehdit etmeye başladı. Avukata 2012’de boşanmak için gittim. Vekâletname verdim. Daha sonra bana tecavüz etti. Mahkemede söylersem beni tekrar ahlaksızlıkla suçlayıp iftira atacağını söyledi. Böyle bir iftiraya uğramaktan çekindim ve korkarak davamı geri aldım” dedi.
Adliyeye Aziz A.’yı şikâyet etmek için Yatağan Adliyesi’ne gittiğinde kendisine “Yapacak bir şey yok evine git, kapını kitle otur” dediklerini söyleyen Ülkü D. “Ben niye kendi evimde hapis yaşıyorum da o elini kolunu sallayarak geziyor?” diye sordu. Evinde oturmayacağını aktaran Ülkü D., “6284’ün gerekliliğini İstanbul Sözleşmesi olmazsa kadın cinayetlerinin artacağını düşünüyorum. Uzaklaştırma alan eski eş ve sevgilerin bu kadar rahat davranamaması gerekiyor. Şiddete uğramış biri olarak istiyorum fakat istemek yetmiyor” dedi.