AKP'liler de 'artık yeter' diyerek Adalet Yürüyüşü'ne katılıyor

AKP'liler de 'artık yeter' diyerek Adalet Yürüyüşü'ne katılıyor

Her hafta olduğu gibi bu hafta da en çok konuşulan başlıkları yorumlamaya devam ediyoruz.

Bu haftanın birinci sıra gündemi yine CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a başlatmış olduğu 'Adalet Yürüyüşü' oldu. Adalet talebi herkesi kapsıyor, daha ilk gününden başlayan destek İstanbul'a atılan her adımda artarak devam ediyor. Siyasi çevrelerin yanı sıra futbol kulüplerinden sanatçılara, kadınlardan gençlere, çevreciler, avukatlar, doktorlar, tüm emekçiler herkes adalet mücadelesinin bir neferi oluyor.

AKP'li temsilcilerin, devlet adamlarının yürüyüşe dair bazen hakaretlere varan olumsuz açıklamaları, AKP'lilerin bile tepkisine neden oluyor. Hayır meclisleri şimdiden yola çıktı... Daha anlamlısı referandumda 'Evet' oyu kullanan vatandaş da 'Artık yeter!' diyerek 'Adalet Yürüyüşü' kortejinde yerini alıyor. CHP'nin Temmuz'un 9'unda adalet isteyen milyonları İstanbul'a yığma gibi bir hedefi var. Karadeniz şimdiden ayağa kalktı, dalga dalga geliyor...

YÜRÜYÜŞ TANSİYON FIRLATIYOR

'Adalet Yürüyüşü' başlığında bu hafta en çok konuşulan gündemler ise, AKP'lilerin yürüyenlere ettiği zulümler oldu. 

İlk günden beri devam eden saldırılar daha açık hale geldi. Geçen hafta da değinmiştik, 'Adalet' isteyenler, ülkenin hukukunu ayaklar altına alanların uykusunu kaçırıyor, tansiyonlarını çıkartıyor. Tepkilerin yüksek, saldırıların bu nedenle çirkin olması bundan olsa gerek... 

Bir akşam kortejin kaldığı kamp alanın suyu kesilirken, bir akşam yollarına tezek döküldü. Bir başka zaman ise yoluna kurşun sıkıldı. Hafızalardan silinmeyecek olan ise AKP'li yaşlı bir vatandaşın konaklama yerine tezek dökülmesi karşısında duyduğu utanç, yetkililerin umursamazlığı karşısında tek başına yaşadığı telaş oldu. Tüm bu provakasyonlarına rağmen 'Adalet Yolcuları' adımlarını herkes için atmaya devam ediyor, bir bardak suyu esirgeyenler için de, ikram diye önlerine tezek döken için de...

Haftanın en çok konuşulan konusu olan tezek dökme skandalıyla ilgili ise en çarpıcı yorumlardan birini, Düzce Belediyesi'nin tüm yetkilerini akrabaları arasında paylaştırmış olan AKP'li başkanın, kendisini partisine affettirmek için bu çirkin 'tezek' tezgahının içinde yer aldığı iddia edilmesi oluşturdu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun konakladığı kampın girişine tezek dökülmesiyle gündeme gelen Düzce'nin AKP'li Belediye Başkanı, 9 yakınını belediyede müdür yapmış, ülke gündemine oturmuştu.

ALIN TERİYLE KAZANILACAK

Her yerden desteğin olması, korteji daha da renklendiriyor. CHP lideri ise her kapıyı çalıyor, Rabia ile selamlayanlardan, bozkurt işaretine, zafer işaretine herkesin desteğini almaya devam ediyor. İktidar gibi yüksek koruma, güvenlik önlemi alabilecek gücü olmayan ana muhalefet partisinin vekilleri ise olası provakasyonlar karşısında kollarını sıvadı. Her biri kan ter içinde görevini yerine getirmeye devam ediyor. 'Adalet' için yürüyen herkes, sırılsıklam su içinde kalan tişörtleri, su toplayan- çatlayan ayakları, kesilen nefesleri gösteriyor ki: Demokrasi de, eşitlik de, özgürlük de, adalet de ter dökmeden önümüze sunulmayacak...

SANA DÜŞMAN, BANA DÜŞMAN, RENKLERE DÜŞMAN...

Haftann bir diğer gündemi ise Ramazan Bayramı oldu. 30 günlük orucun sona ermesiyle herkesi bayram telaşı aldı. Bayaramın en çok konuşulan gündemini ise bayramı yollarda geçiren 'Adalet Yolcuları'yla, Taksim'de geleneksel 'Onur Yürüyüşü' düzenlemek istemeleri karşısında polis saldırısıyla karşı karşıya kalan eşcinseller oluşturdu. 

LGBTİ bireylerin dünyanın her yerinde kutlamış olduğu 'Onur Haftası' etkinliği kapsamında yapılan 'Onur Yürüyüşü'nün bayramın birinci gününe gelmesini gerekçe gösterilerek valilik yürüyüşü yasakladı. Sadece yürüyüşü yasaklamakla da kalmadı. Neredeyse tüm Taksim abluka altına alındı. Giriş çıkışlar tutuldu. Devlet eşcinsel avına çıktı. Çantalar didik didik arandı, kıyafetler süzüldü, ceplere bakıldı, herkes tepeden tırnağa yoklandı. Peki ne arıyorlardı? Gökkuşağını... Gökkuşağı 7 renkten oluşuyor, dünyanın her yerinde LGBTİ sembolü olarak bilinir. Üzerinde gökkuşağı olan kim varsa ya göz altına alındı, ya polis tekmesi copu yedi. Kaçak göçek bir yerde buluşabilmiş dev bir gökkuşağı açmış kitlenin üstüne ise biber gazı sıkıldı.


Akıllarda, polisin gözaltına aldığı insanların kulağına zorla kuran okutmaları, didik didik arandıkları için sinirleri bozulan insanların polise 'Sen bize gay/lezbiyen mi demek istiyorsun?' diyerek tepki göstermesi ve bu tepkiler karşısında ne yapacağını bilemeyen polisin telsizlere bu şekilse anons geçmesi, Alperen Ocakların durumdan memnuniyetlerini belirtir bir şekilde valiye teşekkürlerini sunmaları kaldı. Tüm bu baskı ortamına rağmen 'politik rujlar' gözaltı aracının arkasına #AlışınBuradayız yazmaktan geri durmadı...

REVİRSİZ OLUR AMA MESCİTSİZ ASLA

MEB'in Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğine göre, yeni açılacak tüm okullarda abdesthane ve mescit zorunlu hale getirildi. Yeniden düzenlenen yönetmelik Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenlemeye göre mesciti olmayan okul okul sayılmayacak. 'Her okulda mescit olmasının kime ne zararı var?' diyerek bu düzenlemeyi gündemine almayanlar dahi oldu. Sosyal medya da en yoğun tepki ise, Okullarda taciz ve tecavüz olaylarının bu kadar arttığı bu günlerde neden okullarda psikolojik danışmanlığın zorunlu değil de, etrafında cami olup olmaksızın her okula mescit açılma zorunluluğun getirilmiş olmasına geldi. Bir diğer tartışma konusu ise zehirlenme ve yaralanma gibi vakalar karşısında velilerin revir talebine 'yer yok' diye cevap veren yetkililerin olduğu ülkemizde, okullara acil ve olmassa olmaz olarak mescit açılması kararının alınmış olması oldu. 

,

Bir diğer çok konuşulan hatta dünya gündemine dahi giren bir diğer konu ise Okullarda 'Evrim' konusunun müfredatdan kaldırılması oldu. Türkiye’de ‘evrim teorisinin’ lise eğitim müfredatından kaldırılması ABD ve dünya basınında geniş yankı buldu. Çok sayıda uluslararası gazete, TV, yayın kuruluşu, STK ve bilimsel kuruluş kararı eleştirdi. CNN, Türkiye'nin daha da muhafazakarlaştığını yazarken, Newsweek, ‘Evrim teorisine en fazla karşı çıkan ülkeler Suudi Arabistan ve Türkiye’ dedi. Türkiye'de her üç insandan ikisinin aklında olan kaygıyı New York Times manşetine taşıdı, ‘Türkiye’de eğitim müfredatından evrim teorisinin kaldırılması laikleri kızdırdı’ başlığıyla verdiği haberinde gazete, Türkiye'nin eğitim müfredatından Atatürk'ü azaltırken İslam'a daha geniş yer verdiğini duyurdu. Times tüm bu hamleleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümetinin, 'Ülkenin laik yapısına karşı başlattığı girişimler' çerçevesinde değerlendirerek,‘Türkiye’nin ikinci bir İran’a dönüşme ihtimali yok’ dedi.
Okulların iktidarın kendi müridlerini yetiştirdiği mekanlara dönüşmesi adım adım gerçekleşiyor, bu adımların ülkenin temel ve değişmez niteliğini oluşturan laiklik ilkesinin temelden sarstığını unutmamak gerekir...

'KASLARIMLA BİRLİKTE ADALET DE ERİYOR'

Haftayı haftalık değil 113 günlük bir meseleyle kapatalım. İşlerine dönmek istedikleri için her yolu deneyen son çare olarak açlık grevine giren eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça tutuklu bulundukları cezaevinde her geçen gün eriyorlar. Grevlerinin ölümcül sınıra dayandığı bu günler de CHP lideri Kılıçdaroğlu açlık grevini bırakmalarını istedi. Ardından benzer istek Selahattin Demirtaştan geldi. Gülmen'in görüşe bile çıkamadığı bu günlerde dışarıya yazdığı not ise bu günleri en iyi özetleye sözler oldu: 'Kaslarımla birlikte adaletin de eridiğini görüyorum'...