
Altılı masanın adayı seçimi nasıl kazanır? Ali Babacan açıkladı...
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, altılı masanın adayının seçimi nasıl kazanacağına ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı.
Ali Babacan, Halk TV’de bugün yayınlanan Yeni Bir Sabah programında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.
DEVA Partisi Genel Merkezi’nde dün yapılan Altılı Masa toplantısı, İstanbul İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısı ve HDP’ye ilişkin açıklama yapan Babacan, özetle şunları söyledi:
"ADAYIN BİRİNCİ TURDA SEÇİLMESİ, ORTAK ADAY FORMÜLÜYLE MÜMKÜN"
Birinci turda cumhurbaşkanı adayının seçilmesi, ancak ortak aday formülüyle mümkün. Başka rüyaları olan varsa buyursun gitsin. 2018’de denemediler mi? Ortak aday çıkaramadılar ve dağıldı iş. 2018’i, kimseyi parmakla işaret etmek için söylemedim. Millet İttifakı vardı, ortak adayda karar veremediler. Ortak aday olmayınca seçimi kaybettiler. Ülke 5 yıl kaybetti.
"BU, TÜRKİYE’NİN SON FIRSATI"
Seçimi mutlaka kazanmamız lazım. Yoksa Türkiye, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi standartlarından Şanghay’a doğru kayar gider. Şanghay, insanın değersiz olduğu bir bölge demek. Hakkınızı arayacağınız yer yok. Öyle bir tahakküm kuruyorlar ki rakip çıkması mümkün değil. Rusya’da, Çin’de muhalefet partisi var mı? Allah korusun, seçimdeki bir yol kazası Türkiye’yi daha da içine kapatır. Bu, Türkiye’nin son fırsatı.
"HDP’YE SAYGISIZLIK, 5-6 MİLYON VATANDAŞIMIZI RENCİDE ETMEKTEDİR"
DEVA Partisi olarak, HDP’yle diyaloğumuz var. Mesele, o siyasi partiye zamanında destek vermiş milyonlarca insan. HDP’ye karşı yapılacak her türlü saygısızlık, her türlü ileri ifade, her türlü terörize etme ve düşmanlaştırma, o partiye oy veren 5-6 milyon vatandaşımızı rencide etmektedir.
"DEVLETİN ELİNDE BAŞKA BİLGİLER Mİ VAR, BİLEMİYORUZ"
(Taksim saldırısı) Bir sürü bilgi var da hangisi doğru, hangisi yalan açıkçası hiç inanamıyoruz. İçişleri Bakanı bir şey söylüyor, bir uluslararası ajansa üst düzey bir yetkili başka şeyler söylüyor. Hangisine inanacağız? Acaba birisi, iç politikada siyasi atraksiyon peşinde mi? Yoksa devletin elinde gerçekten başka bilgiler mi var? Bunları bilemiyoruz. Hiç güven yok. Kritik devlet kurumlarının başında, kendi şahsi siyasi amaçları peşinde koşan siyasi karakterlerden bahsediyorsak iki kere düşünmek lazım. Kendi şahsi meseleleriyle alakalı tutuyor, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi antetli kağıdına açıklama yaptırıyor.
"İÇ GÜVENLİKLE İLGİLİ SEN NE YAPTIN, ONDAN BAHSET"
İçişleri Bakanı iç güvenlikten sorumlu değil mi? ‘Burada hata yaptık, istihbaratımız çalışmadı, şurada önleyemedik’ demiyor, suçu başkalarına yansıtmaya çalışıyor. Falanca ülkenin taziyesini kabul etmeyecekmiş. Siz, dış politikanızı düzeltin, kendinize düşman aramayın. ‘Terör dünyanın başına bela. Beraber çalışıp terör örgütlerini beraber yok edelim. Varlık sebebini beraber ortadan kaldıralım’ deyin. Sen ne yapıyorsun? Senin sorumluluk alanındaki bir mesele değil mi iç güvenlik? İç güvenlikle ilgili sen ne yaptın? Ondan bahset.
"GÜVENİLİR BİR HÜKÜMET OLUN"
Açıklamalara güven olmayınca insanlar sosyal medyadan, başka kaynaklardan bilgiye erişmeye çalışıyor. ‘Bu işin aslı başkadır’ diyorlar. Onu görünce, ‘Bizim konuştuğumuzdan başka ses duyulmasın’ diye orayı burayı sıkıyorlar, yayın yasağı getiriyorlar. Siz güvenilir bir hükümet olun, insanlar söylediğinize güvensin, ondan sonra hiçbir yeri kısmaya gerek yok.
"TERÖRÜN FİNANSMANIYLA İLGİLİ ADIMLARI NİYE ATMADIĞINI AÇIKLASIN"
Türkiye, terörün finansmanında ve kara paranın aklanmasında beyaz listeden gri listeye düşmüş. Terörle mücadeleden bahsediyorsunuz ama terörün finansmanıyla ilgili alınması gereken tedbirleri almıyorsunuz. Sayın Erdoğan, terörün finansmanıyla ve kara paranın aklanmasıyla ilgili gerekli adımları niye atmadığını açıklasın. Bu kafayla giderlerse Türkiye kara listeye düşecek.
"ÇABALIYORLAR AMA ENGELLEYEMİYORLAR"
Denizli’de miting yaptık. Tek bir billboard asmamıza izin vermediler. Maşallah, alan doldu. Gaziantep’te billboard vermediler. Gebze’de meydan vermediler. Siirt’te, Sayın Erdoğan’ın bizden önce miting yaptığı alanın 2,5 misli büyüklükteki Siirt Meydanı doldu taştı. Çabalıyorlar ama engelleyemiyorlar. Halkın iradesinin önünde hiçbir güç duramaz.”
"BUNDAN SONRA HÜKÜMETİN ATACAĞI HER ADIM SAMAN ALEVİ GİBİDİR"
Babacan, asgari ücret ve EYT düzenlemesiyle ilgili bir soruyu, “Bundan sonra hükümetin atacağı her adım saman alevi gibidir. Parlar, söner” diye yanıtladı.