Atatürk öngördü, Boğazlar 'Türk' oldu

Atatürk öngördü, Boğazlar 'Türk' oldu

İşgalden kurtulmasına rağmen boğazları yabancıların hakimiyetinde olan bir devlet ve Atatürk’ün son bağımsızlık mücadelerinden biri. Türk Kılavuz Baş Kaptanı Saim Oğuzülgen,  Atatürk’ün boğazlar için verdiği mücadeleyi ve Möntrö’yü Yurt Gazetesi’nden Muzaffer Susamış’a anlattı.

Bugün 9 Kasım… Türk Boğazları Möntrö Boğazlar Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 83. Yıldönümü. İşgalden kurtulmasına rağmen boğazları yabancıların hakimiyetinde olan bir devlet ve Atatürk’ün son bağımsızlık mücadelerinden biri. Türk Kılavuz Baş Kaptanı Saim Oğuzülgen,  Atatürk’ün boğazlar için verdiği mücadeleyi ve Möntrö’yü Yurt Gazetesi’nden Muzaffer Susamış’a anlattı...

‘TÜRK BOĞAZLARINA TÜRK ASKERİ GİREMİYORDU!’
14 Temmuz 1936 tarihinde İtilaf Devletleriyle bizim aramızda Boğazlar Rejimine İlişkin Sözleşme imzalandığını söyleyen Saim Oğuzülgen, “Biz Lozan’ı imzaladıktan sonra Misak-ı Milli kararlarıyla, tüm dünyaya bir devlet olduğumuzu kabul ettirdik fakat itilaf devletleri boğazları bırakmak istemiyordu. Bu sözleşmeye göre diyorlar ki Türk boğazlarını siz yönetmeyeceksiniz. Türk boğazlarını Birleşmiş Milletlere bağlı bir komisyon  yönetecek. Bu komisyonun başkanı Türk, diğerleri ise diğer devletlerin temsilcileriydi. Bunun ayrı bütçesi var, ayrı bayrağı var, ayrı bir devlet gibi. Türk boğazının sahilden itibaren bu bölgelere asker yerleştirmesi yasak… düşünebiliyor musunuz? Tam 13 yıl bu hakimiyet devam etti, Türk boğazlarındaki ticari serbestliği sağlamak istediler, askeri geçiş serbestliği sağlamak istiyorlardı, sağladılar” dedi.

 

‘ATATÜRK BUNU KENDİNE YEDİREMEDİ’
Atatürk’ün bu konuyu kendine yediremediğini vurgulayan Oğuzülgen şöyle devam etti: “Atatürk bunu kendine yediremedi. O günkü şartlarda uygun bir zemin hazırlanana kadar bu tavizi vermek zorunda kaldık. Ta ki, 1936’ya kadar. 1936 ya gelindiğinde, Birinci Dünya Harbi’nin hesaplaşmaları başlıyor. Almanya kaybetmiş, kaybedilişini kabul etmemiş. Avrupa karışıyor. Avrupa hiçbir şartı tanımıyor, İtalya Trablusgarp’ı işgal ediyor. Almanya Rum bölgesine asker çıkartıyor. Dünya yavaş yavaş 2. Dünya harbine giderken, bunu fırsat bilen Atatürk, “Siz daha dünyanın huzurunu sağlayamazken benim boğazlarımda huzuru sağlayamazsınız” deyip tekrar masaya oturuyor. 9 Kasım 1936’da yani Atatürk ölmeden 2 sene 1 gün önce Türk Boğazları Möntrö sözleşmesinin yürürlüğe girdiğini belirten Oğuzülgen, “20 Temmuz’da da sözleşme imzalanıyor ve Türk Boğazları işgalden kurtuluyor. Uluslararası komisyonun tüm yetkileri Türk milletine teslim ediliyor. O günden sonra Türk boğazlarındaki deniz trafiği bize geçiyor. Lozan bir bağımsızlık anlaşmasıysa, Möntrö bu anlaşmanın mührüdür. ”

 GELDİKLERİ GİBİ GİTTİLER!
Atatürk’ün boğazları bir milletin aort damarı gibi gördüğünü belirten Oğuzülgen, “Bir vücudun en önemli parçasıdır aort damarı. Atatürk’te boğazları böyle görüyordu. Anadolu’dan İstanbul’a döndüğünde işgal donanmasını İstanbul’da görüp, yaveri Cevat Abbas’a “Geldikleri gibi giderler” sözünü kullanmışsa hayatının sonuna kadar bunun mücadelesini verdi. Dolayısıyla Möntrö başlı başına bir bağımsızlık mücadelesidir, Tıpkı Hatay gibi Atatürk’ün son mücadelelerinden biridir. 10 Kasım’da onu saygı rahmet ve özlemle anıyoruz” şeklinde konuştu.

 

Muzaffer Susamış / Özel Haber