Geçtiğimiz yıl Ankara'da sokak ortasında vurulan Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş'in ölümünün ardından 1 yıl geçti. Ateş'in eşi Ayşe Ateş, suikastın gerçekleştirildiği yerde basın açıklaması düzenledi.

"BU AŞAĞILIK CİNAYET KADAR AĞIR"

Ayşe Ateş şu konuşmayı yaptı:

"Biz ömrümüzü verdiğimiz davamıza canımızı da verdik. Buna rağmen bazı çevrelerin tavır ve iftira dolu söylemleri; bize bu aşağılık cinayet kadar ağır geldi. Babasız kalan iki evladımın hayat boyu yaşayacağı travmayı düşünemeyecek kadar gözlerini nefret bürüyenler, şehidimizin ardından sergiledikleri tavırla ölen ile uğraşmayı bırakan şeytanın bile nefretini kazanmıştır. Sinan, bedenen bu fani dünyada yok. Halâ dinmeyen öfkenizle ona yattığı toprağı da mı çok görüyorsunuz?

"DEVLET BABAMIZ HESAP SORSUN İSTİYORUZ"

Biz önce Allah'a, sonra devletimize olan güvenimizi dile getirdik. ‘Dış güçlerin oyunu, seçim öncesi, Türkiye karıştırılmak isteniyor’ diyenler oldu. Biz, bunun böyle olmadığını bilmemize rağmen çirkin tezgahların bir malzemesi olmamak adına acımızı sinemize çekerek sakinleştiren taraf olmayı tercih ettik. Devlet babamız hesap sorsun istiyoruz. Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun diyoruz.

"ALÇAK CİNAYETİN FAİLLERİ ADLİ İŞLEM GÖREN KİŞİLERLE SINIRLI DEĞİL"

Bu alçak cinayetin failleri adli işlem gören kişilerle sınırlı değildir. Tespit edilen diğer faillerle ilgili olarak bugüne kadar neden hiçbir işlem yapılmadı? Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, soruşturma tamamlanıp neden dava açılmadı? Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere; Adalet ve İçişleri Bakanlarımıza, Ankara Başsavcısına, soruşturmayı yürüten savcılara, yargı camiamızın şerefli hakim ve savcılarına sesleniyorum. İki küçük yavrumun yetim kaldığını unutmayın. Başka yavruların yetim kalomasına izin vermeyin.

"ADALET, DEVLETİN TEMELİDİR"

Herkes güven içinde yaşasın. Adalet, devletin temelidir. Dışarıda elini kolunu sallayarak gezen tüm failleri bir an önce yakalayın. Basın mensuplarının da bu davada haktan, doğrudan ve adaletten yana haberler hazırlamasını rica ediyorum. Yok saymak, sessiz kalmak Türk basınına yakışmaz."