Esnaf çocuğu olan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, İzmir Kemeraltı’nda esnaf dinledi. Pandemi ve ekonomik sıkıntıdan yakınanlar, durumu “Esnaf evini, arabasını sattı ve şu an tefecilere çek kırdırmaya başladı" sözleriyle açıkladı.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İzmir'deki ziyaretini, Kemeraltı ile sürdürdü. Çankaya'daki il binasından yürüyerek Konak'ta yer alan ve Türkiye'nin en büyük açıkhava çarşısı olarak kabul edilen Kemeraltı'na geçen Babacan, çok sayıda yurttaşla hatıra fotoğrafı çektirdi. Pandemi nedeniyle zor günler geçiren esnaf ise Babacan'a dert yandı.

Türkiye gelinlik piyasasının önemli merkezlerinden Kemeraltı'nda, düğünlerin yasaklanması nedeniyle zora giren gelinlikçi ve abiyeci esnafını ziyaret eden Babacan, sorunları dinledi.

ÇEKLERİMİZİ TEFECİLERE VERİR OLDUK!

Bir gelinlikçi esnafı, "İçerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde hükümetin iktidarın düğün, sünnet, nişan sektörüne en ufak bir desteği yok. Biz devletin kiracısıyız, işyerlerimiz aylarca kapandı. Vakıflar'ın kiracısı olmamıza rağmen bizden kiraları aldılar. Pandemide çekleri dönen arkadaşlarımıza bankalar hiçbir şekilde kredi vermiyor. Biz sesimizi duyuramıyoruz. İktidar partisinden hiç kimseyi görmedik. Sadece seçim zamanı oy istemeye geldiler. Bizim derdimizi kimse dinlemiyor. Sektör şu an batmış durumda. Esnaf evini, arabasını sattı ve şu an tefecilere çek kırdırmaya başladı. Halimiz perişan" diye hükümete tepki gösterdi.

Babacan ise "Ben siyasete girmeden önce esnaftım. Sizlerin sorunlarını çok iyi biliyorum. Pandeminin başladığı ilk hafta hükümete elektrik su paralarının ötelenmesi için çağrıda bulunmuştuk. Karşılıksız destek istedik esnafa. Stopajı sıfırlayın dedik" karşılığını verdi.

"30 YILLIK BİRİKİMİMİ 2 SENEDE SATTIM"

Babacan'ın ziyaret ettiği bir başka esnaf ise şunları söyledi:

“Hiçbir şekilde destek alamıyoruz. Televizyonlarda açıklamalar yapıp 'esnafa destek veriyoruz' diyorlar. Şurada bir tane esnaf yok kirası 1000 lira olan. Kemeraltı'nda kiralar en az 8 bin 10 bin lira arasında. Bin lira kime yetecek. Onu da alamadık. Yanımda 15 kişi çalıştırıyorum ve maaşlarını da fazlasıyla veriyorum. 20- 30 yıllık birikimimi 2 senede sattım. Perişan durumdayız.”

Babacan ise “ Biz bunun böyle olacağına ve sorunları çözemeyeceğine kanaat getirdiğimiz için bu yola girdik. Biliyorduk bunların olacağını” karşılığını verdi.

"DESTEKLERİ YANDAŞLAR ALIYOR..."

Bir kebap ustası ise şunları söyledi: “Üç çocuğumla birlikte 20 gün boyunca evde kaldım. Sözde nakdi destek veriyorlar. Benim daha önceki çalıştığım işyerim pandemiden dolayı kapandı. Burada daha yeni başladım. İŞKUR beni kabul etmiyor. Hiçbir destek alamadık. İhtiyaç sahiplerine para veriliyormuş. Ben ihtiyaç sahibi idim, başvuru yaptım ama hala başvurum değerlendiriliyor. Desteği hep yandaş olanlar alıyor. Benim binamda AK Partililer vardı, onlar aldılar. Medyada çıkıp da 'biz çalışanlara yardım yaptık' diyorlar ama biz hiçbir şeyden faydalanamadık. 15 yıl önce yine çalışıyorduk. O zaman hem geçimimizi sağlıyorduk hem para biriktiyorduk. Hem de ev almak için uğraştık. Ve evimizi Allahtan o zamanda almışız. Şu an kendi evimdeyim. Kiram yok ama yine de geçinemiyorum.”

Hisar Camii'ni dolaşan ve görevliden tarihi hakkında bilgi alan Ali Babacan, ziyaretleri sırasında dükkanının önünden geçtiği Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran ile de kısa süre sohbet etti. Erduran 'hoşgeldiniz' dediği Babacan'ı kendi il binalarına da davet etti.

AKŞENER'E YÖNELİK SERT İFADELERE SAADET TEPKİSİ

Hükümetin üslubundan memnun olmadıklarını dile getiren Erduran, "Hükümetin üslubunu aşağıya çekmenin bir yolunu bulmamız lazım. Bu tabana yansıyor. Yani yukarıdaki rüzgâr aşağıya fırtına olarak iniyor. Hele grup toplantısında söylenen sözler... 'Muhalefet partisi liderleri artık hükümete oy veren illere gitmesin' demek oluyor. Bu mesaj cumhurbaşkanına yakışan bir mesaj değildir” dedi.

Babacan, Saadet Partili Erduran'ın bu sözlerini dikkatle dinleyip kendisine hak verdiğini dile getirdi.

Kemeraltı ziyareti sonrası vapurla Karşıyaka'ya geçen Ali Babacan, burada da esnaf ziyaretlerini sürdürdü.