Canan Karatay 'hanımlar fıttırmış, evlerinize sokmayın' dedi

Canan Karatay 'hanımlar fıttırmış, evlerinize sokmayın' dedi

Norveç'te yapılan bir araştırmada mutfakta kullanılan süngerlerin çok sayıda bakteri içerdiği tespit edildi. Araştırmayı değerlendiren Prof. Dr. Canan Karatay, deterjanlar ve mutfakta kullanılan süngerlerle ilgili uyarılarda bulundu.

Kalp ve İç Hastalıkları Profesörü Dr. Canan Karatay, Çağla Şıkel’in sunduğu ‘Çağla ile Yeni Bir Gün’ programına konuk oldu. Sağlıklı yaşam hakkında önemli açıklamalar yapan Karatay, deterjan ve bulaşık süngerlerinin kullanımı konusunda önemli noktalara değindi.

Norveç’te yapılan bir araştırma, bulaşık süngerlerinin bakteri yaydığını ortaya koymuştu. Uzmanlar, “Salmonella ve diğer bakteriler, süngerlerde fırçalardan daha fazla çoğalır ve hayatta kalır, bunun nedeni günlük kullanımda süngerlerin asla kurumaması… Tek bir sünger, dünyadaki tüm insanlardan daha fazla sayıda bakteri barındırabilir” uyarısında bulunmuştu.

Araştırmayı değerlendiren Prof. Dr. Canan Karatay, evde sünger değil bez kullandıklarını belirtti, deterjanlar konusunda ise hayati açıklamalar yaptı:

“Biz evde sünger kullanmıyoruz, bez kullanıyoruz, bezi sürekli yıkıyoruz. Bulaşık süngerlerindeki mikroplar çok sıcak suda ölür. Sıcak suda ne bakteri kalır ne virüs. Deterjan öldürmez, sıcak su öldürür. Dikkat edilmeli, bulaşık süngerlerini sık sık değiştirmek gerekli. Hanımlar deterjan kullanımı konusunda fıttırmış zaten, kusura bakmasınlar. Deterjanlar mikrop ve bakterilerden çok daha tehlikeli. Sünger bir yana evler zaten deterjanla dolu. En büyük zehir bunlar! Evlerinize sokmayın.”

Karatay şöyle devam etti:

“Deterjan ve dezenfektanlarda bulunan kimyasallar vücuttaki hücrelerin DNA’sını bozuyor. Bütün hastalıkların temelinde de vücuttaki DNA’nın bozulması var. Bu nedenle deterjanları çöpe atın. Çamaşırları sodyum bikarbonat ile yıkayın. Bulaşıkları da makinede değil normal sabunla yıkayın. Evde kullanılan temizlik malzemeleri sadece çarşaflarda vs. kalmıyor, havaya da karışıyor ve biz bunları soluyoruz, vücut o zehir içeri girmesin diye burnu tıkıyor. Vücut kendini böyle koruyor.”