CHP Sözcüsü Faik Öztrak: "Pusulanın bir tarafında 'Suriyeliler kalsın' diyen var, bir tarafında 'Suriyeliler gitsin' diyen var"

CHP Sözcüsü Faik Öztrak: "Pusulanın bir tarafında 'Suriyeliler kalsın' diyen var, bir tarafında 'Suriyeliler gitsin' diyen var"

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "Pusulanın bir tarafında 'Suriyeliler kalsın' diyen var, bir tarafında 'Suriyeliler gitsin' diyen var" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, cumhurbaşkanı seçiminin 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci turuna ilişkin, "Pusulanın bir tarafında, sahte afişlerden, sahte videolardan medet uman, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafından bile korkanlar var. Pusulanın diğer tarafında, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ülkemizi aydınlığa taşımak için hiçbir şeyden korkmadan mücadele eden Kemal Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, ‘Suriyeliler kalsın’ diyen Saray var. Diğer tarafında, ‘Misafirlerimizi barış içinde evlerine göndereceğiz’ diyen Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, kendini kral sanan Erdoğan; pusulanın öbür tarafında, ‘Kral değil kural’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, vatandaşlığımızı sattıkları Orta Doğu kökenli kişiler, Türkçe bile bilmedikleri halde, Türk siyasetinden hiçbir şey anlamadıkları halde İstanbul Havalimanı’nda oy kullanan kişiler var. Bunlara sandıkta söz söyleme hakkı verilirken hâlâ çıkıp yerli ve milli olmaktan bahseden de bir hükümet var. Pusulanın diğer tarafında ise ‘Söz milletimizindir, bu memleketin has evlatlarınındır’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var" dedi.

Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AKP iktidarının tarım politikalarını eleştiren Öztrak, "Son 5 yılda çiftçinin bankalara borcu, 91 milyar liradan 391 milyar liraya çıktı. Çiftçi başına borç, 179 bin liraya ulaştı. Her bir çiftçi ailesinin Saray hükümetinden alacağı 215 bin lira, bankalara borcu ise 179 bin lira. Saray çiftçiye destek borcunu ödese çiftçi de bankalara borçlanmaz, cebine de 36 bin lira para kalırdı" diye konuştu. 

Öztrak'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: 

"MİLLETİMİZ ÖZ YURDUNDA GARİP, ÖZ VATANINDA PARYA"

‘Kılıçla fetih yapanlar, sabanla fetih yapanlara yenilmeye ve sonuçta yerlerini bırakmaya mecburdurlar.’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından önce topladığı İzmir İktisat Kongresi’nin açış konuşmasında, üretim olmadan, ekonomik bağımsızlık olmadan tam bağımsızlıktan söz edilemeyeceğini böyle anlatıyordu. Bu millet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’i kurarken ‘önce üretim’ dedi. Cumhuriyet, ‘milletin efendisi’ dediği köylüyü, çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi baş tacı etti. Ama bugün çiftçi de besici de üretici de milletimizin tamamı gibi ‘öz yurdunda garip, öz vatanında parya’ durumuna düşürüldü.

"SORUNUN SEBEBİ OLANLAR, ÇÖZÜMÜN ADRESİ OLAMAZLAR:"

Dünyada gıda fiyatları son bir yılda yüzde 19,7 azaldı. Bizde, TÜİK’in makyajlı rakamlarıyla bile yüzde 52 arttı. Sorunun sebebi dış güçler değil, benim çiftçim değil, cennet vatanımızın verimli toprakları değil, Saray’da oturan beceriksiz, yorgun yönetimdir. Sorunun sebebi olanlar, çözümün adresi olamazlar. Bizim topraklarımız bereketlidir. Türk çiftçisi çalışkandır. Avrupa ülkelerindeki meslektaşları gibi, hasadını kaldırdıktan sonra kazancıyla rahat rahat yaşayabilir. Ailesinin çektiği sıkıntıları görüp köyünü terk eden, büyük şehirlerde umut arayan evlatları, torunları köylerine dönebilir.

"PUSULANIN SARAY TARAFINDA, YORGUN, BİTKİN, KİBİRLİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN VAR"

Çiftçi kardeşim, 28 Mayıs’ta sandık başına gittiğinde pusulada sadece iki seçenek var. Pusulanın Saray tarafında, geçen defa işbaşına ‘Verin bana tüm yetkiyi, faizle şunla bunla nasıl uğraşılır görün’ diyerek gelen, ama paramızı pul eden, milletimizin cebini boşaltan, gençlerimizin umutlarını bitiren, her gün biraz daha otoriterleşen, oturduğu koltuktan kalkmamak için iftira atan, sahte filim bile çekmeye cüret eden yorgun, bitkin, kibirli Recep Tayyip Erdoğan var. Pusulanın diğer tarafında, milleti önce feraha, sonra refaha çıkaracak çalışkan, mütevazı, ‘Önce liyakat, önce istişare, önce milletim’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var.

"MİLLETİN MECLİS’İNE HESAP VERECEK BİR YÖNETİM ANLAYIŞIYLA GELEN KEMAL KILIÇDAROĞLU VAR"

Pusulanın Saray tarafında; ucube, dediğim dedik, kimseye hesap vermeyen tek kişilik bir yönetim var. Pusulanın diğer tarafında, istişare ederek sorun çözecek, milletin Meclis’ine hesap verecek bir yönetim anlayışıyla gelen Kemal Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, ‘Harun olacağım’ deyip Karun olanlar, toplulaştırma ihalelerinde, tarım ürünü, canlı hayvan ve karkas ithalatında yaptıkları Ali Cengiz oyunlarıyla milyarlarca doları götürenler, bu konuşulmasın diye de on parmağında on kara millete süren, milleti bölenler var.  Pusulanın öbür tarafında, beytülmale el sürdürmeyen, ‘Bu ülkenin çiftçisi kazansın’ diyen, milleti kucaklayan, ‘Senlik, benlik yoktur bizde, hepimiz bir damlayız aynı denizde’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var.

"PUSULANIN BİR TARAFINDA, ‘SURİYELİLER KALSIN’ DİYEN SARAY VAR. DİĞER TARAFINDA  'GÖNDERECEĞİZ’ DİYEN KILIÇDAROĞLU VAR"

Pusulanın bir tarafında, sahte afişlerden, sahte videolardan medet uman, Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafından bile korkanlar var. Pusulanın diğer tarafında, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ülkemizi aydınlığa taşımak için hiçbir şeyden korkmadan mücadele eden Kemal Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, ‘Suriyeliler kalsın’ diyen Saray var. Diğer tarafında, ‘Misafirlerimizi barış içinde evlerine göndereceğiz’ diyen Kılıçdaroğlu var.

"PUSULANIN BİR TARAFINDA, VATANDAŞLIĞIMIZI SATTIKLARI ORTADOĞU KÖKENLİ KİŞİLER, TÜRKÇE BİLE BİLMEYENLER VAR"

Pusulanın bir tarafında, kendini kral sanan Erdoğan; pusulanın öbür tarafında, ‘Kral değil kural’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var. Pusulanın bir tarafında, vatandaşlığımızı sattıkları Orta Doğu kökenli kişiler, Türkçe bile bilmedikleri halde, Türk siyasetinden hiçbir şey anlamadıkları halde İstanbul Havalimanı’nda oy kullanan kişiler var. Bunlara sandıkta söz söyleme hakkı verilirken hâlâ çıkıp yerli ve milli olmaktan bahseden de bir hükümet var. Pusulanın diğer tarafında ise ‘Söz, milletimizindir, bu memleketin has evlatlarınındır’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu var.

"KENDİN İÇİN, AİLEN İÇİN, TÜRKİYE İÇİN KARARINI VER"

Aziz milletimiz; haydi kararını ver, sandığa git. Kendin için, ailen için, Türkiye için kararını ver. Kararını ver, ülkenin ufku aydınlansın. Kararını ver, umutların yeniden yeşersin.”