CHP’li Emre: Tarihe utanç vesikası olarak geçecektir!

CHP’li Emre: Tarihe utanç vesikası olarak geçecektir!

CHP İstanbul Milletvekilli Yunus Emre 2018 yılında katledilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı Davasının Suudi Arabistan’a devredilmesi sonrası yaşanan “yargılama” sürecini sordu.

Konuyu Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yanıtlaması istemi ile Meclis’e taşıyan Emre konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:


2018 yılında Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda “vahşice” katledilen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı Davası Nisan 2022’de Suudi Arabistan’a devredildi. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan makamlarına devrine" karar vermesi sonrasında Riyad Ceza Mahkemesi Birinci Ortak Dairesi, dosya üzerinde inceleme yürüttü. İstanbul mahkemesi yargılama dosyasını Suudi makamlarından gelecek karara göre işlem yapmak amacıyla yargılamayı “askıya” alarak Riyad'dan gelecek yanıtı bekledi.


Riyad'daki yerel mahkeme, İstanbul'dan gelen dosyayı inceledikten sonra 30 Mayıs 2022 günü sonuç kararını aldı. Kararda Türkiye'deki dosyada yer alan 11 sanıkla ilgili kamu davası açıldığı ve söz konusu isimler hakkında yargı kararlarını etkileyecek bir hususa rastlanmadığı vurgulandı. Başsavcılığın yazısında, 10 sanıkla ilgili delil bulamadıkları için haklarında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği belirtilmektedir. 


Suudi Arabistan Adalet Bakanlığı'na bağlı Riyad Ceza Mahkemesi Birinci Ortak Dairesi'nin "gerekçeli kararı" ise akıllara durgunluk veren ifadeler yer almaktadır. Suudi Arabistan'dan gelen resmi yazıda dosyada isimleri geçen Ahmet Bin Abdülaziz El Cunubi, Halit Bin Yahya El Zahrani, Muhammed Bin İbrahim El Zeyd ve Ubeyd Bin Gazi El Asaadi'nin, Türkiye ile varılan ikili anlaşma çerçevesinde soruşturma yapmak amacıyla kurulan Suudi – Türk Ortak Soruşturma ekibi içinde yer aldığı belirtilmektedir.


Suudi Arabistan Başsavcılığı, söz konusu dört görevli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararının verildiği belirtilmiştir. Başsavcılık ayrıca “anılanlar hakkında usul ve esas açısından tüm nizami gerekenlerin alındığı görülmüştür” diye ifade etmektedir.  Daha da vahimi Suudiler dava dosyasının nihai bir şekilde kapatılmasına karar vermişlerdir.
Yaşananlar Cemal Kaşıkçı Dosyasının Nisan 2022’de Suudi Arabistan’a devredilmesindeki itirazımızın haklılığını ortaya koymaktadır. Uluslararası ilişkilerin mütekabiliyet ilkesinin çok defa yok sayıldığı AKP iktidarları döneminde ülkemizin bir hukuksuzluğun üstünün örtülmesine destek veriyor olması utanç vesikası olarak tarihe geçecektir. Üstelik bunun  “petro dolar” uğruna “sıcak para” uğruna diye yabancı basında yazılıp çizilmesi hukukun katledilmesi kadar vahimdir. Orta yerde duran ciddi bir insanlık suçunun cezalandırılması mücadelesinden vazgeçmiş olmanın sorumluluğu Suudi makamlarınca oynanan yargılama tiyatrosundan daha az değildir!  Buradan, “Yargılamanın devri Türk mahkemelerinin yetkisini ortadan kaldırmıyor” diyen Sayın Adalet Bakanına sormak istiyorum; Şimdi ne yapacaksınız?


CHP’li Yunus Emre’nin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a yönelttiği sorular:


1.    Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ikili anlaşma çerçevesinde soruşturma yapmak amacıyla kurulan Suudi – Türk Ortak Soruşturma ekibinin bugüne kadar yaptığı çalışmalar nelerdir?
2.    Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı Davası hakkında Riyad Ceza Mahkemesi Birinci Ortak Dairesi'nin "gerekçeli kararı”nda belirtilen "Türkiye'de yargılanan dört Suudi yetkili, ortak soruşturma ekibinde görevli çıktı" denilmektedir. Bu dört yetkilinin görev ve unvanları nedir? 
3.    Suudi makamlarının, dava dosyasının nihai bir şekilde kapatılmasına ve evrakın başsavcılığa iade edilmesine karar verilmesi sonrası Bakanlığınızın herhangi bir iş ve işlemi olacak mıdır?
4.    Uluslararası hukukta da temel prensip olan istinabe yöntemi bu davada uygulanmış mıdır? Süreç ve sonuç ne olmuştur?
5.    Suudi mahkemesinin dava dosyasını nihai bir şekilde kapatılmasına karar vermesi Türk mahkemelerinin yargı yetkisini ortadan kaldırmak anlamına gelmekte midir?
6.    Gelinen aşamada, dosyanın Suudilere iadesi sırasında “Yargılamanın devri Türk mahkemelerinin yetkisini ortadan kaldırmıyor” sözlerinizden hareketle Bakanlığınız ne yapacaktır?