CHP'li Özgür Özel'den çok sert çadır tepkisi: "Süleyman Soylu'ya bağlı AFAD'ın gevşekliği..."

CHP'li Özgür Özel'den çok sert çadır tepkisi: "Süleyman Soylu'ya bağlı AFAD'ın gevşekliği..."

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, deprem bölgesinde en çok iletilen talebin çadır ile ilgili olduğunu söyleyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AFAD'a yüklendi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin, "Bu yerkürenin en büyük depremlerinden birisidir" açıklamasına, "Yerkürenin dediğinde tam cehalet. O nehirlerimizin, platolarımızın, dağların, ovaların oluştuğu depremler bu yerkürenin depremleri. Yerkürede yaşanan en büyük deprem diyor. Marmara Denizi, yerkürenin geçirdiği bir depremin ürünü. Bu kadar cehaleti ve bunun canlı yayında yapılabilecek kadar cesareti bir tek Süleyman Soylu’da birleştirebilirsiniz" dedi.  

Özel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

"EŞLEŞTİRECEK DEVLET YOKTU, DAHA NE KAOS OLACAK"

"Süleyman Bey, ‘Eğer Türkiye uzun zamandır bu hazırlıları yapmamış, gerçekleştirmemiş olsaydı büyük bir kaos ile karşı karşıya kalırdık.’ Süleyman Bey, daha ne olacak? İlk üç gün devlet yok. Bana dün Elbistan’dan görevden gelen arkadaşım dedi ki ‘Vatandaş diyor ki ilk üç gün devlet yoktu, yavaş yavaş ortaya çıktı, şimdi var.’ İlk üç gün devlet yok. Zaten ne kurtaracaksan ilk üç gün kurtaracaksın ondan sonra mucize diyoruz, gözyaşlarımızı tutamıyoruz hiçbirimiz. 43 bin kişiyi değil belki 23 binini kurtaracaktık kaos olmasaydı. Karayollarında, şehir girişinde, şehir içinde kaos vardı, enkaz başında kaos vardı, bir yerde operatör vardı dozer yoktu, bir yerde dozer vardı operatör yoktu. Onları eşleştirecek devlet yoktu. Daha ne kaos olacak."

"BU CEHALETİ CANLI YAYINDA YAPILABİLECEK KADAR CESARETİ BİR TEK SÜLEYMAN SOYLU’DA BİRLEŞTİREBİLİRSİNİZ"

"Devam ediyor ‘Asrın depremi dedik, eksik söyledik, yerkürenin en büyük felaketi…’ Burası cehalet boyutu, buraya daha diyecek bir şey yok. Bu depremin üzerine Japonya’da, dünyanın dört bir yanındaki depremlerin nasıl hasarsız, düşük hasarla atlatılabilir hale geldiğini bütün dünya, Türkiye konuşuyor. Bu diyor ki ‘Asrın değil yerkürenin…’ Yerkürenin dediğinde tam cehalet. O nehirlerimizin, platolarımızın, dağların, ovaların oluştuğu depremler bu yerkürenin depremleri. Yerkürede yaşanan en büyük deprem diyor. Marmara Denizi, yerkürenin geçirdiği bir depremin ürünü. Bu kadar cehaleti ve bunun canlı yayında yapılabilecek kadar cesareti bir tek Süleyman Soylu’da birleştirebilirsiniz."

"MÜSLÜMAN ÖLECEK DİYE BİR KURAL MI VAR KARDEŞİM"" 

"Bu sefer de Adıyaman’da bugün ‘İnsanlarımızı kaybettik ama biz Müslüman’ız.’ Müslüman ölecek diye bir kural mı var kardeşim. Adıyaman’ı ver Japonlara bir Japon ölmüyor. Adıyaman’da Müslümanların ölmesi Müslümanlıktan değil, seçtikleri yöneticilerin beceriksizliklerinden. Yoksa böyle bir şey olabilir mi? Biz Müslümanız, katlanacağız… Hayır arkadaş, biz Müslümanız, Hristiyan, Yahudi kadar yaşamak bizim hakkımız, doğru, bilime önem veren yönetici seçeceğiz, mimarlık fakültesine ilahiyatçı dekan atayan değil en iyi mimar hocayı seçeceğiz, onun yetiştirdiği öğrenciler yıkılmaz binalar yapacak."

"AFAD ÖZEL HESABI, 2009’DAN BU YANA 14 YIL GEÇMİŞ BU RAPOR BİR KEZ YAYINLANMIŞ" 

"AFAD, Kamu İhale Kanunu’ndan muaf. AFAD, Kamu Mali Yönetim Kanunu’ndan muaf. Sayıştay yüzeysel bir denetim yapabiliyor. AFAD’ın Sayıştay ve özel denetçiler tarafından AFAD Özel Hesapları’na ilişkin bir rapor yayınlanacak. AFAD kurulmuş 2009 kanunla.  Kamu İhale Kanunu’nun, Kamu Mali Yönetim Kanunu’nun dışında ya Sayıştay ve denetçi yüzeysel ama özel hesaplarını onlar inceleyip raporlayacak, AFAD özel hesabı, 2009’dan bu yana 14 yıl geçmiş bu rapor bir kez yayınlanmış. Nasıl olacak bu iş."

"AFAD'DA KANUNLAR YOK, BİR TANE GÖSTERMELİK YAPMIŞLAR"

Geçtiğimiz günlerde Ankara milletvekilimiz çıktı burada açıkladı; ‘Özellikle Cumhurbaşkanı Yardımcısının AFAD Başkanı olduğu dönemde Erdoğan’ın ikinci bir denetimsiz hesap alanı, Erdoğan’ın ikinci örtülü ödeneği olarak kullanıldı’ diye. Çünkü AFAD’da kanunlar yok, bir tane göstermelik yapmışlar onun dışında yüzeysel denetim bile yok. Şimdi 115 milyar lira para burada. Deprem için millet vermiş, ‘AFAD’a koyduk oradan harcayacağız, hep böyle yapılıyor.’ Hep böyle yapılmıyor. 576 sayılı KHK ile deprem için toplanan iç ve dış yardımların TC Ziraat Bankası’nda açılacak merkezi bir hesaba kaydedilmesi, oluşturulan kriz koordinasyon kurulu kararı ile öncelikle depremden zarar görenlerin iaşe, giyinme, barınma, çadır ve her türlü gereksinimi karşılanması için kullanılmasına; paraların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığının bakanlık ve maliye müfettişleri ile bankalar yeminli murakıplarının Başbakan onayı ile oluşturulacak bir komisyon tarafından 3’er aylık dönemler itibariyle denetlenmesine, raporların Resmi Gazete’de yayınlanmasına karar vermişler. Bu çerçevede 99 yılındaki deprem yardım hesaplarının harcamalarının tüm kamuoyu tarafından takip edilmesine olanak sağlanarak, uygulamada şeffaflık temin edilmiştir.

"VAR MI O GÜNLERDE TOPLANAN PARALARA YÖNELİK OLARAK HERHANGİ BİR ŞÜPHE"

24 yıl önce bir koalisyon hükümeti, ‘Ziraat Bankasına koyun, yeminli murakıplar 3 ayda bir rapor çıkarsın, oda Resmi Gazete’de olsun herkes incelesin’ demiş. Var mı o günlerde toplanan paralara yönelik olarak herhangi bir şüphe? AFAD’a koy gerisini sorma. 115 milyar lira para koydular oraya. Benzer bir örnekle mutlaka AFAD bünyesindeki deprem yardımlarıyla ilgili harcamaların bağımsız, muhalefet temsilcilerinin de içinde yer alabileceği bir komisyon tarafından yönetilmesi, deprem hesaplarının Sayıştay ya da bağımsız denetim şirketleri tarafından devamlı ve düzenli olarak denetlenip Resmi Gazete’de yayımlanması, ayrıntılı olarak bunların paylaşılması önerimizi buradan kayda geçiriyoruz. Yapmazlar, ama 3 ay sonra biz yapacağız. 3 ay sonra AFAD hesaplarını şeffaf, denetlenebilir, izlenebilir hale getireceğiz.

"2 BUÇUK YILDIR KIZILAY’IN ÇADIR ÜRETME İMKANI VARKEN KIZILAY’DAN ÇADIR ALMAMIŞ" 

Dün genel başkanımız gittiğinde ona en çok iletilen talep halen çadır. Şu anda çadır üretenlerin hepsi devlete çadır üretmekle meşgul çünkü açığımız büyük. Şundan büyük: 27 Eylül 2019’da AFAD’ın yaptığı açıklamaya göre çadır sayısı 100 bin bile değil. AFAD’ın çadırlarını yıllardır Kızılay üretir. AFAD yönetimi 2020 Ağustos ayından 2022 Aralık ayına kadar 2 buçuk yıl Kızılay’dan tek bir çadır almamış. Bundan 3 ay önce Kızılay’a ve özel bir şirkete; Kızılay’a 60 bin, özel bir şirkete 60 bin çadır sipariş etmiş. Özel şirket Albayraklar diye biliniyor. Daha bu çadırlar teslim edilmemiş. 2 buçuk yıldır Kızılay’ın çadır üretme imkanı varken Kızılay’dan çadır almamış AFAD ve bugünkü durumla karşı karşıya kalmış. Halen yürürlükteki 4123 sayılı Kanuna göre yiyecek, içecek, giyecek, çadır ve her türlü taşınır malların tabi afet dönemlerinde Kızılay’a aktarılması gerekirken fiilen bu yetki AFAD tarafından kullanılıyor. Bugün çadır niye yok diye sorarsanız, 2018’den beri Süleyman Soylu’ya bağlı bir kurum olarak çalışan AFAD’ın gevşekliğinden. İki buçuk yıl, Kızılay’dan bile çadır almamışlar. Son raporlarında 100 binden az çadırları var. 100 bin çadırla bu afete yakalanmışlar. Bilemedi 110 bin çadırla. O yüzden, ‘Parasıyla çadır alacağız’; CHP’li belediyeler. ‘Çadır yok.’ Çünkü AFAD’a dikiyorlar. Depremden sonra, keşke önceden diktirseydiniz. İki sipariş verilmiş, teslim edilmeden depreme yakalanmışız. İki buçuk yıldır, sipariş dahi verilmemiş. Neden? Kızılay’dan almayalım. İhale açarız; ondan alırız, bundan alırız.