CHP'li Servet Ünsal'dan çarpıcı açıklamalar:  "Emeklilerden nasıl darbe bekliyorlar?"

CHP'li Servet Ünsal'dan çarpıcı açıklamalar: "Emeklilerden nasıl darbe bekliyorlar?"

CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, gündeme ilişkin Yurt Gazetesi’ne ilginç değerlendirmelerde bulundu. Ünsal "Yok efendim amirallerin bildirisi, bir vatandaşın bile umurunda değil. Yapay gündem!" diyerek gündeme yönelik görüşlerini iletti.

YURT GAZETESİ TBMM - ÜNSAL ERGEL / CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, gündeme ilişkin Yurt Gazetesi’ne ilginç değerlendirmelerde bulundu.

104 amiralin bildirisinin vatandaşın 1 tanesinin bile gündeminde olmadığının altını çizen Ünsal, “Yani aslında gündem 104 amiralin, ki bunlar bu ülke vatandaşı değil mi? Bunlar emekli olana kadar Mustafa Kemal’in askerleriydi. Bunları nasıl bu kılıfa sokuluyor, nasıl bunlardan darbe bekleniyor. Bu tamamen yapay bir gündem yaratma çabası” dedi.

Koronaya ilişkin yapılan açıklamaların hiçbirinin doğruyu yansıtmadığını da vurgulayan Ünsal, “Bunlara yalan aşısı bulmak lazım” derken Sağlık Bakanlığı’nın açıkladıkları sayıların en az 3 ile çarpılması gerektiğini söyledi.

 

CHP Ankara Milletvekili Servet Ünsal, gündeme ilişkin Yurt Gazetesi’ne ilginç değerlendirmelerde bulundu. 104 amiralin bildirisinin vatandaşın 1 tanesinin bile gündeminde olmadığının altını çizen Ünsal, “Yani aslında gündem 104 amiralin, ki bunlar bu ülke vatandaşı değil mi? Bunlar emekli olana kadar Mustafa Kemal’in askerleriydi. Bunları nasıl bu kılıfa sokuluyor, nasıl bunlardan darbe bekleniyor. Bu tamamen yapay bir gündem yaratma çabası” dedi.

Ünsal şöyle devam etti:

“Bunlar daha önce de Anayasa Mahkemesi’nin ışıkları yanıyor diye, 15 hakim darbe yapacak dediler. Bunlar dış siyasette bitmiş durumdalar, iç siyasette keza aynı, eğitim de durum aynı. Çok acıyorum bu kuşağa. Evde eğitim, sanal eğitim. Televizyondan tabletten eğitim. Arkadaş sen Türkiye’yi tek Ankara, İstanbul’dan mı ibaret sanıyorsun. Şu an internet olanağı olmayan 3 milyon çocuğumuz var. Kırsal kesimlerde çocuklarımız ellerinde cep telefonları, dağa taşa çıkıyorlar iletişimi sağlayabilmek için. Ülke ne hale gelmiş. Sağlık da hak keza.

Bunların kafasında farklı şeyler var, Cumhuriyetin kurumları, Atatürk’ün adının geçtiği ne varsa yok etmek için, ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyorlar. Meclis Başkanı Şentop, bir televizyon programında Montro anlaşmasını Cumhurbaşkanı kaldırabilir dedi. Zaten hukuk, adalet, liyakat olmayınca devlet olur mu? Montre dediğin ne arkadaş? Generallerin dile getirdiği şey, Ulusal Kurtuluş Savaşımızdan sonra kazanımından taçlandıran iki anlaşmadan biri.

ÜLKESİNİ KURTARMA REFLEKSİ

Ama bunlar Atatürk’ün adı geçen her şeye uluslararası anlaşmalar da dahil olmak üzere bir intikam alma çabası içindeler. Düşünün ya, Atatürk Havalimanımız vardı. Gittiler bunu kapatıp, İstanbul Havalimanı açtılar. O zaman ucube bir yapı. Onunla ilgili ayrıca da konuşulur. Gittiler her biri 1 milyar dolarlık pisti kırdılar, üzerine baraka hastane yaptırdılar. Sanki yer yokmuş gibi. Ya kardeşim gün gelir bu pisti yine kullanırsın, kenarda bir yere yapsana. Hem de iban verip dilencilik yaparak.

Bu arkadaşların, emekli askerlerin yaptığı bir reflekstir. Doğal ülkesini koruma refleksidir. Bunu bile utanmadan, içeriğini bile okumadan bu adamları gözaltına almaya kalktılar.

Siyasi iktidarın halkın gündemiyle bir gram ilişkisi yok. Son 1 ay içinde Urfa, Afyon, Isparta gezileri yaptık. 20 civarı Milletvekili arkadaşımızla. Iğdır, Kars, Ağrı gezisi yaptık. Şunu gördük, yok efendim amirallerin bildirisi, bir vatandaşın bile umurunda değil. Yapay gündem. Millet ekmek derdinde. 3 dükkan yan yana, biri kapalı. 125 binin üzerinde esnaf kepenk kapattı. Bu da bu insanların evine ekmek götüremediğinin göstergesi. İnanın kapıdan bir kişi girince seviniyorlar, ‘Acaba bir şey satabilir miyim?’ diye. Çiftçi, bitmiş vaziyette. İlaç, tohum, mazot her şey yüzde 200 artmış.

BİR FATURADA, 11 SOYGUN

Urfa’ya gittik. Urfa’da DEDAŞ var. Elektrik özelleştirilmiş. Adamlar yüzde 135 zam yapmış, her kaleme. İnsanda biraz utanma olur ya. Bir faturaya kaç soygun sığar. Bir faturaya 11 tane soygun sığdırılmış. Biz niye özelleştirdik bunları güya, daha ucuza gelsin diye değil mi? Sayın dünya lideri, öyle diyordu. Ucuza gelsin diye özelleştirildiğini söylüyordu. Ama öyle olmadı. Asıl amacın bu olmadığı ortaya çıktı. Asıl amaç kasa bittiği için tüm özelleştirmelerle, ulusal kurtuluş savaşının ardından yapılan tüm kurumlar satılarak 70 milyar dolar para girdi. Ama şimdi para nerde yok. Doları 7 seviyesinde tutmak için 128 milyar dolar para akıtıldı.”

BAYAT EKMEK KUYRUĞU

Halkın gündeminde açlık olduğunun da altını çizen Ünsal, “Halk perişan halde. Artık fırınlarda 2 kuyruk var. Birisi bayat ekmek kuyruğu, yarı fiyatına. Diğeri taze ekmek kuyruğu” diyerek şunları söyledi:

“Bu toplum tarım olarak kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydi. Ama bugün her şeyimizi dışardan alıyoruz. Bu sene buğdayın tonu 1.800 TL idi. Utanmadılar, kendi vatandaşımızdan almadılar, kimden aldılar biliyor musunuz? 2.100 TL’ye buğdayı ithal ettiler. Kendi çiftçisine vermek yerine dışardan aldı bu ülke buğdayı hem de daha pahalıya.

Ülkenin gerçekten kritik bir dönemde olduğunu söylemek istiyorum. Mevcut halkın gündemini bir gram dile getiremeyen bu siyasi iktidar, herşeyden birşeyler bulmaya çalışıyor. Düşünün kızdığına terörist, PKK’lı, FETÖ’cü diyor. Düşünebiliyor musunuz? Bu dönemde biz FETÖ’cü olduk. 15 yıl kol kola olan sensin. Gel ülkeye hasret bitsin diyen sensin. Bu ülkenin mühendisini, doktorunu FETÖ’cü diye içeri attılar ama onlarla kol kola olan siyasiler, Mecliste. FETÖ’nün siyasi ayağı diye getiriyoruz, defalarca red ettiler. Sahtekarlık yapılıyor. “

AÇIKLADIKLARI RAKAMLARI 3 İLE ÇARPIN

Bir doktor milletvekili olarak, pandemi sürecini yakından takip ettiğini de ifade eden Ünsal, gelinen durumun içler acısı olduğunu belirtti. En başından itibaren hükümeti her süreçte uyardıklarını da kaydeden Ünsal, açıklamasına şöyle devam etti.

“İlk olarak Umre’yi durdurun dedik, yapmadılar. İkincisi maçları kapatın herkese bulaştıktan sonra akılları başlarına geldi. Cuma namazı, cenaze dedik. Onlarda keza aynı şekilde devam etti. 10 milyon kişi Cuma Namazlarında yan yana geliyor. Düşünün siz virüsün yayılmasını 110 bini geçkin camideki durumu. Böylece hızla arttı vaka sayısı.

1 Mart’ta bir açılım açıkladılar. Bence bir kumar oynadılar ve kaybettiler. Yüzlerce vatandaşımızın ölümüne sebep oldular. Bu vatandaşlarımızın ölümün sebebi, Tayyip Erdoğan’dır, Sağlık Bakanıdır, Bilim Kurulu’dur. Gerçi onun bilimle bir gram alakası yok. Ben size bir şey söyleyeyim mi hergün açıklanan bu rakamlar kesinlikle yalan. Ölü sayısı 600 ile 1000 arası aslında. Bunlar ne söylüyorsa 3 ile çarpın. Şu anda 110 binin üzerinde ölümüz var. Bunlar saklıyorlar bunu, yalan söylüyorlar. Bunlara yalan aşısı bulmak lazım.

Mart başından itibaren 6 bin 500 vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunun yarısı kurtarılabilirdi. Cumartesi-Pazar yasak ama sokağa çıkın hafta içinden daha kalabalık. Herkesin elinde bir belge var. Herkes sokakta. Böyle olmaz. Almanya bakın 4.tam kapatmayı yaptılar. 1’er aylık.

Aşı yok, pandeminin en önemli unsuru. An itibariyle 17 milyon 838 bin aşı yapılmış. 50 milyon aşı nerede. Bu ülkede Suriyeliler ile beraber 90 milyon insan var. Hadi 20 milyon 20 yaş altı, onları düşelim 70 milyona 140-150 milyon doz aşı lazım. Daha neredeyiz, insanda biraz utanma olur.

YERLİ AŞI UMUT DEĞİL

Mutlak çözüm 1 aylık tam kapatma. Ama bunu yapamazlar çünkü paralar uçtu. Paraları çaldılar, çırptılar. Memlekette para yok, Merkez Bankası eksi 47 milyar dolarda. Bu ülke öyle bir ülke ki, hem dolar, hem faiz, hem de enflasyon artıyor. Dünya da bir örneği olan dahi ülke yok. Birde utanmadan yerli aşı çıkardılar. Bir doktor olarak söylüyorum. ABD 3 tane yerli aşı üzerinde çalışılıyor. Bizde dünya reisi 18 aşı üzerinde çalışıldığını açıklıyor. Bu aşı hovardalığıdır. Yazık değil mi bu memleketin parasına, uçuyor. Onlarda da 1 evreyi bitirdik. 30 bin denek bulunacak. Yerli aşı en iyi ihtimalle ne zaman gelir biliyor musunuz? 2022’nin sonunda gelir. O da herşey yolunda giderse. Yani o da bir umut değil. “