CHP'li Süleyman Bülbül'den zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasına tepki

CHP'li Süleyman Bülbül'den zeytinliklerin maden faaliyetlerine açılmasına tepki

Zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin veren yönetmelik değişikliğine tepki gösteren CHP'li Süleyman Bülbül çarpıcı açıklamalar yaptı.

YURT GAZETESİ- CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetlerine izin veren yönetmelik değişikliğine tepki gösterdi. "Doğayı, ısmarlama ÇED raporlarıyla talan eden AKP; zeytinlik alanları maden şirketlerine peşkeş yönetmeliğine de imzasını attı." diyen CHP'li Bülbül, sözlerini şöyle sürdürdü:

ZEYTİNLİKLERİ ALTIN TEPSİYLE MADEN ŞİRKETLERİNE SUNUYORLAR

Hukuksuz yönetmelik ve Bakanlık kararları ile defalarca talana ve yağmaya açmaya çalıştıkları zeytinlik alanlarını, yargı durdurmuştu.

ÇED raporlarının ısmarlama olduğunu ve hayatın olağan akışına uymayan tespitlerle çıkarıldığını biliyoruz. Ama artık bunlarla da vakit kaybetmek istemiyor iktidar. Doğrudan zeytinlik alanları altın tepsi ile maden şirketlerine sunuyorlar. Bu yönetmelik tam olarak budur.

Anayasaya ve Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’a açıkça aykırı düzenlemeler “Yönetmelik” ile uygulama alanı buluyor. Hukuku da normlar hiyerarşisini de zeytini de yok etmeye kararlılar.

Bir yönetmelik düşünün Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanununa tamamen aykırı, Anayasa’nın da 2, 7, 11, 15, 35, 45, 47, 56, 63, 104, 124, 168, 169 ve 170’inci maddelerini ihlal ediyor. Yönetmelikler kanunların ve tüzüklerin uygulanmasının sağlanması için vardır. Anayasa’ya ve yasalara aykırılık teşkil eden yönetmelik çıkartılamaz.

CHP'li Süleyman Bülbül, CHP'nin bugün itibariyle Danıştay’a yürütmenin durdurulması davası açtıklarını söyledi:

MADEN ŞİRKETLERİ FÜTURSUZCA ZEYTİNLİKLERİ YAĞMALAYACAK

Ülkemizin geleceğini ve zeytin ağaçlarını da savunmaya devam ediyoruz. Yasamanın yetkisini gasp eden, çevre hakkının ve Zeytin Koruma kanunu olarak bilinen kanunun özüne tümüyle aykırılık barındıran bu yönetmelik; hiçbir kamu yararıyla bağdaşmamakta. Bu yönetmelik sadece maden şirketlerinin yararını gözeten, vatandaşları ve çevreyi zarara sokan bir düzenlemeden ibarettir.

Özellikle Aydın, Muğla, Manisa ve Balıkesir başta olmak üzere Ege Bölgesinde bölgesinde önemli bir ürün olan zeytin ciddi bir geçim kaynağı. Bu yönetmelikle artık maden şirketleri fütursuzca zeytinlikleri yağmalayacak. Bu yönetmelik iktidarın çetelerine yeni bir peşkeş kapısı açacak. 

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI DAVASI AÇTIK

Aydın’dın yüzde 85’i zaten Jeotermal Santrallere açıldı. Bununla birlikte şu an 36 JES var. Yeterince denetlenmeyen, projelerin onaylandığı Çevresel Etki Değerlendirme raporlarında atık ve gaz salınımına ilişkin protokollerin yetersiz kaldığı JES’ler nedeniyle, bölgede yetişen tarım ürünlerine geri dönüşü mümkün olmayan zararlar oluştu. JES’lere yakın bölgelerdeki zeytin ve incir ağaçları kurudu. AKP iktidarı yanlış enerji ve tarım politikaları nedeniyle oluşan bu hasarları telafi etmek yerine bir de maden şirketlerine davetiye çıkartıyor. Adeta zeytinliklerin yol olmasının önünü açıyor. Bu kabul edilemez.

Tüm bu nedenlerle bu yönetmeliği yargıya taşıdık. Bugün itibariyle Danıştay’a yürütmenin durdurulması davası açtık.

RUSYA – UKRAYNA SAVAŞI

CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, Rusya- Ukrayna savaşına ilişkin de değerlendirmede bulundu. Bülbül, "Ömrü savaş meydanlarında geçen Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

Ne bölgemizde ne de dünyanın herhangi bir yerinde savaşın olmasını istemeyiz.

Diplomatik girişimlerin, diyalog çabalarının sonuçsuz kalmasının ardından Rusya ve Ukrayna arasında hiç istenmeyen bir savaş yaşanmaya başlandı.

Biz CHP olarak Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını destekleyerek yaşananları kınadık.

Öte yandan, bu savaş uzadıkça iki ülkenin halkından da masum canlara mal olacak.

11 MİLYAR DOLAR GELİR KAYBIMIZ OLABİLİR

Her savaşta olduğu gibi bu savaşın da bütün tarafları kayıp yaşayacak. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaştan en çok etkilenen ülkelerin başında Türkiye gelecek.

Türkiye, yüzde 12'lik pay ile Rusya’dan tarım ürünleri alımında Çin’i bile geride bırakarak ilk sırada yer alıyor. Temel gıda ürünlerinden enerjiye kadar Rusya’dan, Ukrayna’dan net ithalatçı konumundayız.

Stratejik ürün olan buğdaydan, arpa, soya, ayçiçeği, mısır, baklagile kadar her şeyi bu ülkelerden ithal ediyoruz.

İran, 3 gün gaz akışını durdurduğunda sanayi tesislerine elektrik veremedik.

Savaşın uzaması halinde yaklaşık 10 milyon turist, 11 milyar dolar gelir kaybımız olabilir. Bu da ülkemiz için devasa bir kayıp demek.

Umarım kriz derinleşmez ve aklı selim galip gelir. Savaşın daha da büyümeden, müzakere ve diplomasiyle çözülmesi, sağduyunun kazanması en büyük temennimiz.

Biz Türkiye olarak bir zamanlar sözüne güvenilen, bütün savaşlarda ara buluculuk rolünü üstlenen bir ülkeydik.

Mevcut iktidar maalesef taraflı ve hesapsız eylemleriyle dış politikada bizi eski konumumuzun gerisine düşürdü.

Dileriz, bu defa hükümet, Türkiye Cumhuriyetinin geleneksel dış politika mirasını takip ederek, "Yurtta Barış Dünyada Barış" şiarıyla hareket eder. Rusya ile Ukrayna arasında bir an önce barışın tesisi için rol oynar.