CHP’li vekilin babası “3 Fidan”ın idama gidişini anlattı: “Kızılay’da eyleme gider gibi sakindi”

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın babası Abdullah Başarır, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamına tanıklığını anlattı. Başarır, “Sanki Kızılay’da eyleme, Elmadağ’da pikniğe gitmiş gibi sakindi” dedi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın babası Abdullah Başarır, 68 kuşağının simge isimleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamına tanıklığını anlattı. Başarır, “Deniz’in yiğit sesini duydum. ‘Eyy arkadaşlar, hoşça kalın biz gidiyoruz’ diyordu. Sanki Kızılay’da eyleme, Elmadağ’da pikniğe gitmiş gibi sakindi” dedi.

Bundan 49 yıl önce 6 Mayıs sabahı Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi’nde 68 öğrenci hareketinin simge isimleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edildi. Üç Fidan, bugün Ankara’daki Karşıyaka Mezarlığı’ndaki kabirleri başında anıldılar. CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın babası Abdullah Başarır da Üç Fidan’ın idam edildiği gün cezaevindeydi ve onların idamlarına tanıklık etti. Başarır, o ana dair izlenimlerini şöyle anlattı:

 

“Bugün acıların çok yoğun yaşandığı bir gün. Can dostlarımız, kardeşlerimizin eli kanlı faşistlerce sonsuzluğa yollandığı gün. 1 No’lu Cezaevi’nin 1 No’lu Koğuşu’ndayız. Koğuş arka mazgalları mutfak kapısına bakar. Mutfak kapısından ön hücrelerde yaşayan arkadaşlarımızın dışarı giriş, çıkışları sağlanır. Gece saat 02:00 -02:30 civarı. Uykum kaçtı. Sağda, solda dolanıyorum derken, mutfak kapısından sesler geldi. Gürültüler, çığırışlar. Arkasından zincir seslerini duydum ve Deniz’in yiğit sesini duydum. ‘Eyy arkadaşlar, hoşça kalın biz gidiyoruz’ diyordu. Sanki Kızılay’da eyleme, Elmadağ’da pikniğe gitmiş gibi sakindi. Adanmışlığın bütün yiğitliğiyle aramızdan ayrılıp gitti. Arkasından Yusuf gene zincirler arasında, gene aynı yiğitlik, adanmışlıkla, gene kendini halkını feda etmenin yüksek gururuyla. ‘Hadi dostlar, biz gidiyoruz. Eyvallah’ dedi. Arkasından Dede, Hüseyin. O da aynı şekilde geldi. O da aynı yiğitlikle, aynı adanmışlık, aynı gururla. Aramızdan adım adım uzaklaştı.”

“DEMİR MAZGALLARI BÜKMEYE ÇALIŞTIK”

“O anda koğuş olarak, Mehmet Çavuş marş söylemeye başladı. Öner Yağcı şiir okuyordu. Herkes aklına gelen bir şeyleri yapıyordu. Tek ortak eylemimiz, mazgal demirlerini, büküp, kırıp yıkmaya çalışmak. Kalın taş duvarları yıkmaya çalışmak. Ama ne çare, çaresizdik orada. Selam olsun, bizden önce gidenlere, selam olsun halkına kendini adayanlar, selam olsun yarın için direnenlere.”