Cumhurbaşkanı Erdoğan: El pençe divan duran bir Türkiye yok!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe'de valilere konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
Bir süredir ülkemiz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığı ve bekası açısından tarihinin en kritik süreçlerinden birini yaşamaktadır. 2’nci bir kurtuluş savaşı verdiğimiz bir zaman diliminin tam ortasındayız.
Türkiye, içeriden ve dışarıdan kuşatılmaya çalışılıyor. Ülkemiz, tıpkı pençeleri sökülmüş bir aslan gibi ehlileştirilmek, boyunduruk altına alınmak isteniyor. Eski o pısırık Türkiye’ye alışmış olanlar, iddialı, vizyoner ve güçlü bir ülkeyi, güçlü bir Türkiye’yi hazmedemiyorlar.
BİRİLERİNİN İLERİ GARNİZONU DEĞİLİZ
Uzun yıllardır sadece ileri garnizon gibi görülen bir ülkenin aldığı kararları hayata geçirme iradesi göstermesini kabul edemiyorlar. Alan elden veren el durumuna gelmemiz birilerinin kabusudur.
“SIRBİSTAN’DA HALKLA KAYNAŞMAMIZ BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETMİŞTİR”
Bunlar Sırbistan’ı falan AB arka kapısı gördüğü için “Türkiye buralara uzandı he, olmaz böyle şey. Buna karşı da bazı tedbirler geliştirmemiz gerekir” anlayışının içindeler. Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın kabinesi ile bizi karşılaması ezberleri bozan bir girişimdir. Novi Pazar’da halkla kaynaşmamız birilerini rahatsız etmiştir.
Ülkemize yönelik çok yönlü kirli bir plan uyguluyorlar. Bu planın içinde mezhep ve etnik temelli kışkırtmalar, terör örgütlerine sahip çıkma var. Bu kanlı oyunun içinde figüran olarak PKK, FETÖ, DHKP-C, DEAŞ gibi kanlı çeteler var.
ABD İLE VİZE KRİZİ… BU OLAYI ORTAYA ÇIKARAN BURADAKİ BÜYÜKELÇİDİR
İşte son dönemdeki ABD ile Türkiye arasındaki vize gerginliği bunun en güzel ifadesidir. Çok açık net konuşuyorum bu olayı ortaya çıkaran buradaki bir büyükelçidir. ABD'nin, Türkiye gibi bir stratejik ortağını bir kendini bilmez büyükelçiye feda etmesi kabul edilemez. Bizim buna evet dememiz mümkün değil.
Dışişleri Bakanıma onu söyledim, ‘Onların gönderdiği metnin kelimesi kelimesine aynısı onlara iade edeceksiniz’ dedim. Ve 2 saat içinde biz de onlara başlattık.
Biz bir kabile devleti değiliz. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz. Bunu kabul edeceksiniz.
TERÖR KORİDORUNUN AMACI TÜRKİYE’Yİ KUŞATMAKTIR
3 bin TIR Kuzey Suriye'ye gönderildi. Sayın başkana sordum “haberiniz var mı?” diye. “Olur mu öyle şey” dedi. Bunlar bizi herhalde görmez sağır böyle zannediyorlar. Öyle alışmışlar çünkü. Ama böyle bir Türkiye yok artık. Tüm piyonlarıyla bunlar üzerimize geliyorlar gelecekler. Ama biz sağlam duralım. 1453'ü zulüm olarak görenler olsa olsa Bizans'ın çocukları olur. Terör koridorunun DEAŞ ile mücadele olduğunu kim iddia edebilir. Terör koridorunun amacı Türkiye'yi kuşatmaktır.
Dün Barzani ile çatışan rejim şimdi yanınızdayız diyor. Barzani ile çatışan PYD şimdi beraberiz diyor. Bunlar birbirinin dostudur bunlar bizim dostumuz olamaz. Biz bu gerçeği bileceğiz ona göre adımlarımızı atacağız.
O SİLAHI ARTIK POLİS TEŞKİLATIMIZ KULLANMAYACAK
Bundan sonra artık Bakanım da burada söylüyorum, Sig Sauer diye bir silahı bizim polis teşkilatımız kullanmayacaktır. Çünkü onlardan almaya devam ettikçe bize tembellik geliyor. Biz kendi ürettiklerimizle yapalım.
Bu planların hedefi Türk milletine diz çöktürme planıdır.
EL PENÇE DİVAN DURAN BİR TÜRKİYE YOK
Zor günler eleme elenme ayrışma günleridir. Bu günler vatanperverlerle uşakları ayırma zamanlarıdır. Bu süreçte milletimiz kendisi gerçekten sevenleri görme fırsatı buluyor. Ülkesinin yanında olmak varken birilerinin emir eri gibi hazırola geçenlere milletimiz sandıkta gereken cevabı verecektir.
Şimdi hesap yapıyorlar kaybımız 50 milyar diye. Neye göre yapıyorlar bu hesabı?
Birisi de çıkmış “öğrenciler gidemiyor” filan. Aynı şey onun için de geçerli. Gidemeyebilir… Mesele burada vatandır. Gerisi teferruattır.
Ana muhalefetin başındaki adamın geçmişine baktığında, zaten bunlar Amerika'daki liderlerin affedersin lider poposunu trabzana dayıyor o da karşısında el pençe divan duruyor. Tabi bu döneler geride kaldı. Böyle bir Türkiye yok artık. El pençe divan duran bir Türkiye yok. Herkes bunu bilecek buna göre konuşacak. Dik duruş bizim için önemli.