Doğalgaz krizinin perde arkası: Kesintilerin nedeni İran değil!

Doğalgaz krizinin perde arkası: Kesintilerin nedeni İran değil!

Ülkemizde son bir haftadır sanayide doğalgaz ve elektrik kesintilerini yaşamaktayız... Yurt Gazetesi olarak 'doğalgaz krizi'nin perde arkasını inceledik ve uzmanlara sorduk...

YURT GAZETESİ ÖZEL - Yetkililer ve kuruluşlar her zaman olduğu gibi maalesef diplomatik cümleler ve algılar oluşturmaya  devam ediyorlar.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 1Kasım 2021'de şu açıklamayı yapmıştı, "Yer altı doğal gaz depolarımızın dörtte üçü dolu olup, kış aylarına bu depolar tam dolu olarak gireceğiz. Uzun dönemli anlaşmalar ile temin ettiğimiz doğal gazla birlikte kış aylarında artacak talebin karşılanması adına ek kaynak görüşmeleri de yürütülmekte olup, bu kapsamda Azerbaycan ile 3 yıl boyunca toplam 11 milyar metreküplük tedarik antlaşması imzalanmıştır. Arz güvenliğimiz adına gerekli aksiyonları proaktif şekilde alarak sayılarını ve kapasitelerini artırdığımız doğal gaz ve LNG giriş noktalarımız ile tek kaynağa bağımlılık oranımız düşürülmüş olup, bu kış herhangi bir arz sorunu yaşanmasını beklemiyoruz."

BOTAŞ’ın dünkü ve iki gün önceki açıklamaları genel geçer ifadeler, yapılan ve yapılacak yatırımlar, hedefler ve temenniler.

Bu açıklamaların hiç birisinde günlük tüketim miktarı, gelen gaz miktarları, günlük depolama, sisteme verilen gaz ve yine LNG tesislerindeki mevcut gaz miktarları açıklanmıyor, teknik anlamda hiçbir izahat yok. Çünkü bunlar açıklandığında doğalgaz ve elektrik arzında yaşanan sıkıntıların nedeni anlaşılacaktır.

Rakamlarla açıklayalım, doğalgaz ülkemize iki yolla gelmekte, boru hatları ve gemilerle LNG şeklinde. Boru hatları Rusya, İran, Azerbeycan’la yapılmış uzun dönemli kontratları içermekte. Rusya’dan Batı Hattı, Karadeniz altından gelen Mavi Akım Hattı, bir de geçen yıl açılışı yapılan Türk Akımı, yani üç ayrı sözleşme diyebiliriz.  Bu 3 hattan gelmesi gereken günlük miktarlar;

Batı Hattı= günlük 41 milyon m3, Mavi Akım= günlük 42 milyon m3 ve Türk Akımı= günlük 40 milyon m3; toplam 120-125 milyon m3

İran’dan yıllık 10 milyar m3 lük gaz alımına ilişkin anlaşmamız var.  Doğu Bayezid hattı dediğimiz bu hatta günlük maksimum 27-28 milyon m3 alabiliriz.

Azerbaycan ile iki ayrı anlaşma kapsamında (Şahdeniz 1 ve TANAP) toplamda 12,6 milyar m3 lük boru hattıyla gaz almaktayız. Her iki hatta alınabilecek toplam günlük gaz miktarı 32-34 milyon m3.

Boru hatları dışında Cezayir ve Nijerya’dan uzun dönemli anlaşmalarla LNG alıyoruz ve Marmara Ereğlisi LNG depolama tesisinden iletim hattına gaz verilmekte. Bu tesis aracılıyla verilebilecek günlük maksimum gaz miktarı da 35-37 milyon m3dür.

BOTAŞ Hatay Dörtyol’da 2018 yılı açılışı yapılan LNG tesisinden günlük 25-28milyon m3 gaz temini imkanı bulunmaktadır.

Diğer yandan özel sektöre ait Egegaz LNG Terminali ve bu tesisi kullanan KALYON şirketine ait yüzen LNG gemisiyle gaz temini imkanı bulunmaktadır. Egegaz’ın yıllık tahmini kapasite miktarı 3 milyar m3dür. Günlük gaz miktarı 30-35 milyon m3.

Diğer bir tesis KALYON Etki liman gazlaştırma tesisiyle günlük 28-30 milyon m3 gaz verilebilir.

Tüm bu boru hatları ve LNG tesisleri yoluyla gaz temininden başka bir de BOTAŞ’ın depolama tesisleri mevcuttur, Silivri Kuzey Marmara ve Tuz Gölü Depolama Tesisi. Silivri Doğalgaz Tesisi 2007 yılında devreye alındı ve şu ana kadar sorunsuz çalışmakta, günlük 20 milyon m3 sisteme gaz verilebilir. Tuz Gölünde ise, günlük 40 milyon m3 gaz ulusal iletim sistemine verilebilir.

Şimdi tüm bunları toparlarsak = 

dogalgaz-tablo.png

TOPLAM= 363 MİLYON M3 GAZ TEMİNİ MÜMKÜNDÜR.

Nitekim, ETKB Bakanı Sn. Dönmez Kasım ayında Antalya’da günlük gaz arzında 360 milyon m3 lük bir imkanın olduğunu açıklamıştı.

Şimdi gelelim gerçeklere; Hem Sanayi Bakanı hem de Enerji Bakanı’nın açıklamalarından anlıyoruz ki, son bir haftadır maksimum günlük gaz tüketimi 287-300 milyon m3.  Elimizdeki kontrata bağlı ve spot LNG alımlarıyla ulusal gaz sistemimize verilebilecek gaz miktarı 350-360 milyon m3dür. Yani, 50-60 milyon m3 fazla gaz olması gerekiyor, diyelim ki, İran’dan gelmesi gereken 27 milyon m3 gaz gelmedi, gelmiyor, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarına bakarsak önümüzdeki 10-15 gün daha devam edebilir, yine de elimizde hala 40-45 milyon m3 gaz olması gerekir.

Öyleyse doğalgaz krizinde gerçekler nedir?

Bir; Rusya’dan alınması düşünülen ve geçen yıl açılışı yapılan Türk Akımından günlük 40 milyon m3 lük gaz yok, çünkü boru hattını bitirdik ama gaz alımı yapılamıyor, çünkü gaz alım anlaşması yapılmamış.

İki; Azerbaycan’dan alınması öngörülen ve kontratı imzalanan TANAP hattından gaz alımı yetersiz, günlük öngörülen 32 milyon m3 yerine 24-25 milyon m3 gelmekte.

Hatay Dörtyol’da konuşlandırılan ve günlük 28 milyon m3 gaz temini düşünülen LNG ortalıkta yok, çünkü ister anlaşmaya dayalı isterse de spot LNG alımı yapılmamış, fiyatlar genel düzeyi de yüksek olduğu için LNG alımı kolay görünmüyor.

Ege Bölgesinde özel sektöre ait ve 2007 yılında hizmet alımı sözleşmesi imzalanan Egegaz’dan sisteme gaz alınamıyor, sorun EGEGAZ değil, aynı yerde Kalyon'a ait Etki FSRU var, LNG alınamıyor, yeterli tatminkar bir gerekçe de yok, çünkü EGEGAZ’la yıllık gaz alımını içeren kontrat yok.  

Daha ilginci ise doğalgaz depolamada yaşananlar; Silivri ve  Tuz Gölü depolarında yeterli gaz depolanmamış, 2021 yılında Türk Akımından gaz gelmemiş, Silivri gaz deposunda günlük 20 milyon m3 gaz verilmesi imkanı yok.

Tuz gölünde, 1 ve 2 inci fazı bitti denilen tesiste 1,2 milyar m3 kapasite olması gerekmekte, 2021 yılında 1 milyar m3 gazın sisteme verildiği bildirilmekte ancak 2022 Ocak ayındaki günlük enjeksiyon ve geri üretim rakamları verilmemekte, 2024  yılına ilişkin hedefler ve kapasiteler anlatılmakta. Tahminimiz günlük 10-15 milyon m3 kayıpla 30 milyon m3 gaz verilebilmektedir, çünkü depolama alanlarında mühendislik problemleri bulunmaktadır. 

Kısacası yapılamayan anlaşmalar, yazın doldurulamayan depolar, çalışamayan tesisler nedeniyle yeterli miktarda doğalgaz temini yapılamamakta, neden olarak yine bildik cümleler; İran gazı teknik nedenlerle vermedi, günlük gaz tüketimi olağanüstü arttı, Avrupa ülkeleri bizden daha kötü durumda vb.